Bir işletmede bunlar varsa, işletme kâr edemez. İşletmenin ömrü kısa olur. Buzağı katilleri iki tanedir. İshal ve öksürük. Başka bir deyimle septisemi ve zatürre. İshal dedik ama, ishal görülmeden de buzağı ölebilir. Bu ani ölümler genelde ilk hafta içerisinde olur ve buzağıyı aniden kaybedebiliriz. Buna “septisemi” adını veriyoruz. Asıl sebebi buzağılara, ağız, burun ya da göbeklerinden bulaşabilecek ölümcül E.coli mikrobudur. Hastalık çok hızlı seyrettiği için tedaviye şans tanımaz. Yapılması gereken “Koruyucu hekimlik” tir.

Nasıl Önlenir?
Buzağıya ölümcül E.coli mikrobu genelde annesinin bulunduğu ortamdan bulaşır. O zaman doğum boksu ayrı bir yerde, temiz bir ortamda olmalıdır. Buzağı doğar doğmaz kurulanmalı ve buzağı kafesine alınmalıdır. Yani annesinden ve o ortamdan ayrılmalı, temiz- kuru bir boksa alınmalıdır. Göbeği dezenfekte edilmeli ve derhal en az iki litre olacak şekilde, görerek ağız sütü verilmelidir. Buzağıyı koruyacak en önemli madde ağız sütüdür. Buzağı ya da anne yorgun olabilir. O sırada bir telaş olabilir. Hiç aksatılmaması gereken nokta ağız sütünün en az iki litre olduğunu görerek içirmektir. Kendi emmesine bırakılırsa ne kadar içtiği bilinemez. İlk oniki saatte en az altı litre ağız sütünün buzağıya içirilmesi şarttır. Ağız sütünün koruyucu değeri saatler içerisinde giderek azalır. Ağız sütü konusunda ihmal, üşenme, sonraya bırakma buzağının kaybına sebep olabilir. Başka bir işletmeden ya da ithal yoluyla getirilmiş inek veya düvelerde ise daha dikkatli davranmak gerekir. Buzağı sağlığını korumak için anneye doğuma bir ay kala yapılan aşılar, buzağıya doğar doğmaz yapılan antiserumlar vardır. İşi şansa bırakmadan ve buzağının hayatıyla kumar oynamadan bunları mutlaka kullanmak gerekir. Daha sonraki dönemlerde buzağıları ishalden kaybedebiliriz.

Eğer buzağı maması veriliyorsa mamanın hazırlama ve içirilme sıcaklığına çok dikkat edilmelidir. Süt veya mama verilen kapların temizliğine özellikle önem vermek, herşeye rağmen ne olur ne olmaz diye hazırda ishal tozları bulundurmak şarttır. İster süt, ister buzağı maması verilsin buzağıların önünde mutlaka su bulundurulmalıdır.

Gelelim ikinci katile; ikincisi zatürredir. Özellikle annenin gebeyken, kuru dönemde aşılanması yavrunun korunmasını sağlar. Yoksa buzağı öksürük ve zayıflama ile kaybedilebilir ya da akranlarından daha küçük kalarak hiçbir zaman potansiyel verimini gösteremez. Buzağılarda zatürrenin tedavi edilmesi çok zor, neredeyse imkansızdır. Yine yapılması gereken “Koruyucu hekimlik” tir. Anneye yapılan aşı ve buzağıya yapılan antiserumu takiben buzağının temiz, kuru ve ayrı bir boksta bulundurulması en önemli koruyucu faktördür. Sağlıklıların hastalarla teması ya da buzağıların büyüklerle teması hastalık oranını arttırır. Buzağı boksları havalandırma açısından yeterli düzenekte olmalı, buzağının temiz hava soluması her zaman temin edilmelidir.

Buzağı katillerinden sonra sıra geldi süt hırsızına. Süt hırsızı meme iltihabı yani mastitistir. Ancak; özellikle gizli mastitistir. Gizli mastitiste memeler dışarıdan sağlıklı görünür. Şişlik, kızarıklık ve ağrı görülmez. Özel tahlililer ile anlaşılabilecek olan ” gizli mastitis” sürekli süt çalan ve bu problemi ahıra yayan zincirleme bir hırsızlık ağıdır. Görünmeyen düşman olduğundan mücadelesi de zordur. İş yine gelir, ” koruyucu hekimlik” konusunda düğümlenir.

Nasıl Koruruz?
Sağımın temiz ve kuru olması gerekir. Kuru olmayan meme temiz değildir. Sağım öncesi ve sonrası daldırma solüsyonları kullanılmalıdır. Bu konudaki ihmal ” süt hırsızına” kapı açar. Diğer önlemler ise aşılama ve kuru dönem tedavisidir. Aşılamanın özellikle yedi aylık dişi danalardan başlatılması ve aksatılmadan sürdürülmesi tavsiye edilir. Görünmeyen düşmanı görünür hale getirmek için ya CMT denilen Kaliforniya Mastitis testi ya da tank sütünde somatik hücre araması yapılmalıdır. İşletmelerin en az ayda bir bu konuda profesyonel yardım almaları ” süt hırsızını” uzak tutmak için gereklidir. Korumak garantili ve ucuzdur. Süt hırsızı ve buzağı katiline karşı uyanık olan, önlem alan çiftlikler mutlaka kârlı olacaklardır.