Karın içindeki organları çepeçevre saran zara “periton” adı veriliyor.  Bu zarın iltihabına ise “peritonitis” deniliyor. 

Peritonitis’in en çok karşımıza çıkan sebepleri iç organların birinde delinme, yırtılma ya da uzun süren aşırı derecede şiddetli iltihapların (yangıların) karın zarına da yayılmasıdır.

Büyükbaş geviş getirenlerde çok karşılaşılan bir olgu retikuloperitonitis traumatica’dır.  Kısaca RPT olarak bilinen bu durum yabancı cisim batmasıdır.

Büyükbaş geviş getirenler hızlı ve dikkatsiz bir şekilde yem yerler.  Bu arada yemin içine karışmış olan tel, çivi, iğne ya da benzeri batıcı yabancı cisimleri yutarlar.  Batıcı yabancı cisim, ön midelerin bal peteği gibi olan kısmına, börkenek veya retikulum denilen bölüme batar.  Peteklerin arasına giren tel iğne ya da çivi, işkembe hareketleri ile önce retikuluma batar.  Bu safhaya “retikulitis” adı veriliyor.  Ama batıcı cisim orada kalmaz.  Retikulumu delerek karın zarına saplanır.  O safhada retikulo-peritonitis denen sorun ortaya çıkar.  Batma ile ilgili bir sorun olduğu için tıbbi adı retikulo-peritonitis travmatika olarak bilinmektedir.  Böyle bir durumda iştahsızlık, işkembe hareketlerinin durması, inleme gibi belirtiler ortaya çıkar. 

RPT en çok rastlanılan peritonitis olmakla birlikte başka birçok sebep de peritonitise yol açar.  Peritonu yangılandıran sebep sonuçta bakterilerin peritonda yaptığı hasarlardır.  Diğer bir deyişle peritonitisi bakteriler meydana getirir. 

Uzun süren asidoz vakalarının ileri safhalarında rumenitis (işkembe yangısı) oluşur.  Bu durum peritonitise kadar gidebililr. 

Şirdenin (abomasum) ülserleşmesi ve delinmesi, rahmin iltihaplanması (metritis) ya da irinli rahim iltihabı (pyometra), rahmin herhangi bir sebepten hasar görmesi peritonitise yol açar. Örneğin güç doğum esnasında yırtılması, karın içine girilerek yapılan operasyonlar, karın içindeki apseler, rektal muayene yapılırken rektumun yırtılması, barsak düğümlenmesi gibi sorunların peritonitise yol açma ihtimali vardır.  İshal komplikasyonu olarak da peritonitis şekillenebilir. 

Yavrularda göbek yangıları veya göbekle ilgili diğer sorunlar örneğin; omphalophlebitis, omphalitis, peritonitise yol açabilir.  Buzağı ve kuzularda şirdende oluşan ülserler peritionitis’le sonuçlanır. 

Ani karın şişkinliklerinde trokar ile gazın alınması da bazen peritonitise sebep olur.  Aşırı ve uzun süren asidoz, karaciğer apselerine, karaciğer apselerinin patlaması peritonitise neden olur. Karın içindeki herhangi bir organda oluşan apseler veya tümöral oluşumların sunucunda da peritonitis şekillenebilir.

Karın içi operasyonların ardından bölgedeki adhezyonlar (yapışmalar) peritonitise sebep olabilir.  Bağırsaklarda delinme ve yırtılma olur ise barsak içeriği karın boşluğuna akar veya sızar.  Böyle durumlar peritonitis ile sonuçlanır. 

Peritonitis başlangıçta yüksek ateş, karın altında sıvı toplanması, durgunluk, ağrı, kambur duruş, inleme, bazen diş gıcırdatma gibi belirtiler ile kendini gösterir. 

Bazı durumlarda kusma görülebilir.  İştahsızlık, süt veriminde düşme gibi birçok hastalıkta ortaya çıkan belirtiler peritonitis’te de ortaya çıkacaktır.  Giderek yatar pozisyon söz konusu olur. 

Septisemi (mikropların kana karışması), toksemi (toksinlerin kana karışması) halinde hayvanı kaybederiz. 

Peritonitis ağrı deneyi yapılarak, karın içine dolan sıvının tahlili, rektal palpasyon veya ultrason ile ya da röntgen çekilerek teşhis edilebilir.  Ya da doğrudan karın içine girilerek teşhis ve tedavi birleştirilebilir.

Erken ve doğru bir girişim ile peritonitis’in tedavi şansı vardır.  İleri vakalarda, geç kalınmış durumlarda, özellikle hayvanın aşırı zayıflaması ile karşı karşıya kalındığında peritonitis’in prognozu (akıbeti) iyi değildir.  Tedavide çeşitli yöntemler denenebilir.  Karın içi veya kas içine antibiyotik enjeksiyonları, DMSO ( Dimetilsülfoksit) ile birlikte antibiyotiklerin karın içine verilmesi, karın içine antiseptik verilerek  lavaj yapılması gibi tedavi girişimleri yararlı olabilir. 

Retikulo-peritonitis travmatika (RPT) teşhis edilmiş ise batan yabancı cismin operasyon (Rumenotomi) ile alınması, ardından antibiyotik ve yangı giderici ilaç tedavileri ile iyi sonuç alınır. 

Peritonitise çoğunlukla bakteriler sebep olmakla birlikte, karın içine sızan safra veya idrarın da sebep olabileceği akılda tutulmalıdır. 

Koruyucu Hekimlik:

Peritonitis tehlikeli bir olgudur.  Tedavisi zor ve masraflıdır.  Tedavinin sonuç vermesi her zaman garantili değildir.  Bu sebepten koruyucu hekimlik ve sürü yönetimine önem verilmelidir. 

Yutabilecek yaşa geldiğinde düvelere mutlaka mıknatıs yutturulmalıdır.  Karın şişkinliği olmaması için önlemler alınmalı, özellikle çayırlarda meralarda karın şişkinliğine sebep olabilecek otların var olduğu biliniyor ise oralarda otlatma yapılmamalı, çobanlar yanlarında şişkinlik giderici ilaçlar bulundurmalıdırlar.  Çünkü ani karın şişkinliğinde çaresizlik ve telaş ile kullanılan trokarlar peritonitise yol açar.

Buzağıların, kuzu ve oğlakların doğar doğmaz göbekleri dezenfekte edilmeli ve 2 saat sonra aynı işlem tekrarlanmalıdır. 

Asidoz ile ilgili her türlü önlem alınmalıdır.  Asidozun ileri safhaları rumenitise, karaciğer apselerine sebep olur ise sorun perititonitise kadar gidebilir. 

Karın için ilgili her türlü işlem, rektal palpasyon, rahim ile ilgili işlemler dikkatle yapılmalı, kesinlikle asepsi ve antisepsi kurallarına uygun hareket edilmelidir.  İnleme, diş gıcırdatma gibi sancı belirtileri görüldüğünde erken müdahalenin ne kadar önemli olduğu bilinmeli, deneme -yanılma yöntemi ile vakit kaybedilmemelidir.