Giriş & Genel Bakış:
Türkiye’ye yapmış olduğum bu ziyaretim sırasında yine aynı sorunlar üzerinde tartışıldı.  Ancak benim amacım, kuru dönemdeki ineğin sevk ve idaresinin, inek performansı üzerinde nasıl etkili olduğu ve gelecek laktasyon veriminde, kuru dönemdeki ineğin sevk ve idaresinin nasıl en önemli nokta olduğu konularına dikkat çekmek idi.  Diğer önemli konulardan bir tanesi de, Türkiye’deki sütçü sığır çiftçilerinin sürüye katılacak yeni düveleri yetiştirebilmeleridir.  Eğer düveler gerektiği şekilde yetiştirilemez ise, damızlık programında (suni tohumlamada) kullanılan ırkların avantajlarını/yararlarını arttıracak, yüksek verimlilikte inekler elde edilemez.  Çiftlikleri ziyaret ettiğimizde, kaba yem kalitesi, rasyon değişimleri ve diğer yem sorunları ile ilgili daha önceden tespit ettiğimiz sorunlar elbette hala mevcuttu.  Mastitis, pek çok çiftlikte hala önemli bir sorundur ve mastitis, verim ve döl verimi üzerinde olumsuz etkisinin yanında, diğer başka sorunlara da yol açmaktadır.  Bu raporda pek çok konu üzerinde duracağım, görüştüğümüz çiftçilere dağıtmak için ilgili bölümleri uygun bir şekilde ayırıp onlara ulaştırabilirsiniz.

Buzağı & Düve Sayısının Arttırılması:
Bir buzağı doğduğunda, sütçü sürüye dahil edilene kadar çiftlik için masraf yaratır.  Bir düveyi 24 aylık olduğunda sütçü inek grubuna katmak ve yüksek kalitede, fazla miktarlarda süt elde edebilmek hayvanın sağlığını koruyup detaylara dikkat etmeyi gerektirir.  İyi bir ortam olmasını sağlamak için, inek ve düve barınakları temiz olmalı, iyi havalandırılmalı ve kuru olmalıdır.  Aşağıda verilen buzağı yetiştirme programı, çiftlikteki sütçü inek programına dahil edilmelidir.

  1. Buzağı, doğduğunda inekten ayrılmalı ve kolostrum (ağız sütü) ile beslenmelidir.  Buzağının pasif bağışıklığının sağlanması için, ilk 12 saat içerisinde 6 litre ağız sütü içirilmelidir.
  2. 1-56 günler arasında buzağılar bireysel padoklarda tutulmalıdır.  Genç buzağıları bir grup halinde barındırmak,  buzağıları birbirlerini “emmeye” teşvik eder.  Hayvanlar birbirini emecek şekilde bir arada tutulur ise, düvelerde daha yüksek oranda mastitis görülmesine neden olabilir.  Buzağıları bireysel padoklarda tutmak, hastalık veya enfeksiyon yayılma riskini de azaltmaktadır.  Çiftlikteki tam süt, buzağıları besleme amaçlı kullanılıyorsa, hastalıkların inekten buzağılara geçme riskini azaltmak için, süt pastörize edilerek verilmelidir.
  3. Buzağıların çok erken dönemlerinde (3 ila 5. günlerde), önlerinde her zaman konsantre yem, kaba yem ve su bulunmalıdır.  Pelet halindeki konsantre yemler, rumen gelişimini teşvik eder.  Su, kova ya da emzikli şişe ile verilmelidir.  Suyun verilmesi, katı yem tüketimini teşvik eder ve rumen gelişimini arttırır.
  4. Buzağıların gruplandırılması önemlidir.  Hayvanların yaşlarına göre gruplandırılması tavsiye edilir.  Buzağılar ilk iki ay içerisinde bireysel padoklarda tutulmalıdır.  Daha sonra 2 aylıktan 4 aylığa kadar olan, küçük gruplar halinde gruplandırılmalıdır (Grup başına en fazla 10 hayvan).  İlk 12 ay süresince, genellikle yaş grupları aşağıdaki gibi olmalıdır:
    1.Grup 4-6 Aylık
    2.Grup 7-12 Aylık
    3.Grup 13-14 Aylık
    4.Grup 15-18 Aylık
    5.Grup 19-22 Aylık
    6.Grup 22-24 Aylık
  5. 3.Gruptaki düveler, suni tohumlama yapılacak olan düveler olabilir.  Bu gruptaki düveler, gebe oldukları teyit edilene kadar bu grupta kalmalıdırlar.  6.Gruptaki düvelere, beslenme açısından, kuru dönemdeki düvelerle aynı şekilde muamele edilmeli ve bu düveler de buzağılamadan yaklaşık üç hafta önce geçiş dönemi yemlemesine dahil edilmelidir.
  6. Düvelerin büyüme şeklini izleyin.  İyi bir düve programının hedefi, kas ve kemik yönünden iyi gelişmiş, ancak şişman olmayan düveler yetiştirmektir.  Eğer düveler şişmanlar ise, yaşam boyu performansları üzerinde negatif bir etkisi olur.  Beklenen büyüme şekli, hem boy ve hem de ağırlık yönünden izlenmelidir.  Aşağıdaki tablo Holstein düvelerine aittir.
    Yaş Ağırlık (kg) Boy (cm)
    4 Aylık 125 93
    8 Aylık 235 111
    14 Aylık 375 127
    18 Aylık 475 132
    22 Aylık 575 137
  7. Süt, süt ikame yemi (buzağı maması) ve buzağı starter (başlangıç) yem karışımları için önerilen beslenme programı Ege Vet’e gönderilmiştir.  Düvelerinde yukarıdaki hedeflere ulaşamayan çiftçiler ile, bu yemleme tablosunu paylaşmanız yerinde olur.

Düveleri 23-25 aylık olduklarında sütçü sürülere dahil edilebilecek şekilde tohumlayabilmek için, hayvanların büyüme performansını izlemeye devam etmelidir.  Sürüye katılacak düveleri yetiştirmek, sütçü sürü performansının maliyetli bir bölümüdür.  Bu sebepten, düvelerin iyi bakılarak sütçü sürüye en kısa sürede yetişmeleri (katılmaları) temin edilmelidir.

Kuru Dönemdeki İneğin Sevk ve İdaresi:
İyi bir döl verimi ve iyi bir süt verimi performansı kuru dönemde başlamaktadır.  Kuru dönemdeki inekler, laktasyondaki ineklerden ayrı olarak ve çiftliğin en temiz ve en rahat bölümünde tutulmalıdırlar.  Kuru dönemdeki inekler çok kalabalık olmamalı ve yeterli yemlik alanı olmalıdır.  Şişman inekler, buzağılamadan önce iyi yemediğinden ve erken laktasyon döneminde metabolik problemlere daha duyarlı olduklarından, bu dönemdeki vücut kondisyonu önemlidir.  İnekleri, kuru dönem padoklarında çok uzun süre tutmak, çiftçi için çok maliyetli bir yatırımdır.
Aşağıdaki öneriler, kuru dönem sevk ve idare programında takip edilmelidir.

  1. Kuru dönem süresi 75 günü geçmemelidir, çünkü tavsiye edilen gün sayısı 60 gündür.
  2. Kuru dönem, iki periyoda bölünmelidir, ilki kuru dönemin başlangıcından, beklenen doğum tarihinden 21-25 gün öncesine kadar olan periyottur.  İkincisi, doğumdan önceki son 21-25 gündür.  Bu süreç, genellikle geçiş dönemi olarak adlandırılır.
  3. Kuru dönem süresince inekler, çok temiz bir ortamda tutulmalıdırlar.  Temiz bir ortam, erken laktasyon mastitisini ve ayrıca uterus içi enfeksiyonlarla ilgili problemleri de azaltır.
  4. Erken kuru dönem süresince, ineklere düşük protein, düşük enerji diyeti verilmelidir.  Bu dönemde kuru madde yem olarak, vücut ağırlıklarının yaklaşık %2’sini tüketirler.  Bu süreç içerisinde, inekleri gözleyerek iyi rumen fonksiyonu olduğunu temin etmek önemlidir.  Bu durumun tespiti için, geviş getiren hayvan sayısının izlenmesi gerekir.
  5. Eğer inek, beklenen doğum tarihinden önceki 21-25 günlük süreç içerisinde ise, “doğumu yakın olan” gruba alınmalıdır.  Bu grup özellikle yem tüketimi (DMI: Dry Matter Intake- Kuru madde tüketimi) ve ruminasyon açısından yakından izlenmelidir.  Bu dönem süresince ineklerin yem yemelerini sağlamak önemlidir.  Bu dönemde iyi bir rumen fonksiyonu temin etmek için, verilen rasyon daha fazla protein, daha fazla enerji ve yeteri kadar yüksek kalitede kaba yem içermelidir. Bu grupta hayvanlar için geniş bir alan sağlamak önemlidir.  Gruplar aşırı kalabalık olduğunda, yem tüketiminde azalma eğilimi olur ve bu da laktasyondaki ineğin performansı üzerinde negatif bir etki yaratır.
  6. Kuru dönmedeki ineklerin vücut kondisyonunu izlemek ve ineklerin şişmanlamasını önlemek son derece önemlidir.  Şişman inekler, buzağılama zamanında yem yemezler ve bu da erken laktasyon döneminde Ketozis olma olasılığını arttırır.
  7. Vücut kondisyon skoru ve Kuru Madde Tüketimini izleyiniz.  Kuru dönem süresince ineklerin yem yemesini sağlamak gerekir, ancak kilo artışı sadece karnındaki yavrusunun büyümesi ile ilgili olmalı ve ineğin kendisi kilo almamalıdır.

İyi bir kuru dönem inek programı ile birlikte, iyi bir lohusa inek programı uygulandığında, sürünün performansı üzerinde oldukça pozitif bir etki yaratır.  Bir sonraki laktasyonda iyi süt verimi ve iyi döl verimi temin etmek için, doğum öncesi ve doğum işlemini takiben hemen ineğin sağlıklı kalmasını sağlamak önemli olduğundan, birLohusa İnek Programının kullanılması gereklidir.  Bu nedenle, sürüde “lohusa inek grubu”nun olması ve ineklerin sağlıklı kalmalarını sağlamak amacıyla bir “lohusa inek programı” uygulamak önemlidir.  Lohusa inek programı, doğumdan sonra en az 10 gün süreyle uygulanmalıdır, bununla birlikte 15 günlük bir periyot kuvvetle tavsiye edilmektedir.  İneklerin sağlıklı olmasını sağlamak için, lohusa inek programı takip edilmelidir.  İneklerin sağlıklı olmasını sağlamak, daha iyi inek performansı ile sonuçlanır.  Lohusa inek programı için örnek olarak bir kontrol şeması verilmiştir ve sizin çiftliğinize göre ayarlanabilir.  Bir protokolün belirlenerek takip edilmesini sağlamak, sürülerdeki erken laktasyon problemlerini azaltır ve böylece sürünün döl verimi etkinliğini arttırır.  Bunun yanında, doğumdan 3 ila 5 gün sonra, her inek mastitis açısından kontrol edilmelidir.  Eğer mastitis bulunursa, inek tedavi edilmelidir.  Bu işlemin, sürüdeki SHS (Somatik Hücre Sayısı) değerinin düşürülmesi üzerinde pozitif etkisi olması yanında, döl verimi üzerinde de olumlu bir etki yaratacaktır.
Her sütçü sığır işletmesinde, süt verim seviyesini ve döl verimi performansını arttırmak için, başarılı bir kuru dönem inek programı ile iyi idare edilen lohusa inek programının bulunması şarttır.

Kuru Dönemdeki İneğin, Süt Veren İnek Haline Geçirilmesi:
İyi bir performans için, buzağılama tarihinden üç hafta önce başlayan ve kuru dönemdeki ineği laktasyon dönemine geçişini temin eden bir geçiş dönemi programının kullanılması şarttır.  Bu periyotta özel bir diyet gereklidir ve ineği yakından izlemek önemlidir.
Buzağılamadan 21-25 gün önce başlayan ve erken laktasyon sürecini içine alan beslenme periyodu en zor dönemdir.  İnekler doğuma yakın dönemde iyi beslenmezlerse, laktasyon başında olması gerektikleri kadar verimli olamazlar ve laktasyondaki performansları düşer.
Geçiş dönemi aşağıdaki gibi idare edilmelidir:

  1. İneğin doğru miktarda yem yemesini sağlamak için Kuru Madde Tüketimini izleyin.  Temel bir kural olarak, bu gruptaki inekler yaklaşık olarak, günde 10 kg Kuru Madde tüketmelidirler.  Bu miktar, doğumdan birkaç gün önce biraz düşer, ancak doğumdan sonra 24 saat içerisinde tekrar yükselmelidir.
  2. İnekleri izleyin ve geviş getirdiklerinden emin olun. Bunu izlemek, size hayvanların sadece konsantre yemi değil kaba yemleri de tükettiğini tespit etmenizi sağlar.  Abomasumun yer değiştirmesinden korunma açısından, iyi rumen fonksiyonunun olması önemlidir.
  3. Rasyonun besin değeri yüksek olması gerekir, fakat aynı zamanda %30-33 oranında NDF (Nötral Deterjan Selüloz) ve %16-19 oranında ADF (Asit Deterjan Selüloz) içermelidir.  Kaba yem tüketimini sağlamak için, yüksek kalitede kaba yemin verilmesi gerekir.  Eğer kaba yem olması gerektiği kadar kaliteli değilse, inek başına 500 gr buğday samanı ekleyin.  Buğday samanı 18 mm uzunluğunda kesilerek rasyon içerisine karıştırılmalıdır.
  4. Bu dönemdeki rasyon, laktasyon rasyonu içindeki yem hammaddelerinin aynılarını içermelidir.  Bu şekilde besleme yapıldığında, rumenin VFA (Uçucu Yağ Asitleri) üretmesi temin edilmiş olur.
  5. Buzağılamadan sonra, geçiş dönemi süresince verdiğiniz rasyonun aynısını, fakat daha fazla miktarlarda verin.  Doğumdan sonra, yem değişikliğini önleyerek inekte iştahsızlık olmaması sağlanmış olur.  Eğer inekte iştahsızlık görülürse, ketozis, süt humması ve abomasum’un yer değiştirmesi açısından kontrol ediniz.
  6. Mineral dengesini yakından takip ediniz.
  7. Eğer yüksek kalitede kaba yem mevcut değilse, rasyona biraz ekmek mayası ekleyin.  Bu ilave, doğumdan sonra ineğin yem tüketimini arttırır.
  8. Lohusa inek protokolünün bir parçası olarak, ineğin yeme alışkanlıklarını yakından izleyin.

Etkin ve iyi izlenen geçiş periyodu, daha yüksek süt verimi ve artan döl verimi ile sonuçlanır.  Böylece çiftlik daha fazla kar elde etmiş olur.

Döl verimi:
Döl verimi, süt veriminin en önemli noktasıdır.  İyi bir döl verimi, daha kısa bir buzağılama aralığı (pek çok durumda) ve daha yüksek süt verimine neden olur.  İnekleri, buzağıladıktan kısa bir süre sonra tekrar eşleştirmek çok önemlidir.  Sürünün döl verimi etkinliğini izleyerek ineklerin gebe kalmalarını sağlamak önemlidir.  Eğer inekler gebe kalmazsa, sürüye katılacak olan düve sayısında azalma olur ve bu da sürünün süt verimini düşürür.  Gebe kalması geciken ve süt verimi düşen inekleri sağmaya devam eden çiftliklerde zaman ve para kaybı olur.  Sürüdeki döl verimini izlemeniz için aşağıda bir kılavuz verilmiştir:

  1. Buzağılama aralığı (ineğin bir buzağı doğurması ile diğer bir buzağıyı doğurması arasında geçen ortalama zaman), 13-13.5 ay olmalıdır.  Bunun anlamı, ineğin boştaki gün sayısının 120 günden daha az olması gerektiğidir.
  2. İneğe doğumdan sonra ilk kez ne zaman suni tohumlama yapılması gerektiğini tespit etmek için, gönüllü bir bekleme süresi belirlenmelidir.  Verimi yüksek olan ineklerde enerji eksikliği olduğu için, 60 günden önce suni tohumlama yapılan ineklerde genellikle gebelik elde edilemez.
  3. İneklerin gebe kalmasını sağlamanın en önemli noktası kızgınlık tespitidir.  Sadece ineğin kızgınlıkta olduğunu değil, üstüne atlamada durma zamanının başladığı anı da tespit etmek gerekir.  Kızgınlıktaki inekleri tespit etmesi için çiftlikte çalışanlardan birine bu görev verilmelidir.  Saptanan kızgınlık tespit oranını (EDR) izlemek de ayrıca önemlidir.  Verilen zaman içerisinde, ne kadar hayvanın kızgınlıkta olması gerektiği ve bu süreç içerisinde kızgınlıkta olduğu rapor edilen hayvan sayısını tespit ederek bu oran belirlenir.  EDR (Kızgınlık Tespit Oranı) %75 ya da daha yüksek olmalıdır.  Eğer ineklerin kızgınlıkta olduğunu tespit edemezseniz, onların gebe kalmasını sağlayamazsınız.
  4. Döl tutma (gebe kalma) oranlarını izleyin.  Döl tutma oranı, yapılan suni tohumlama sayısına bağlı olarak, gebe kalan ineklerin sayısını ifade eder.  Başka bir deyişle, S.T teknisyeni bu ay içerisinde 50 adet suni tohumlama yapmış ve 25 adet inek gebe kalmış ise, döl tutma oranı %50’dir.  Yapılan her suni tohumlama başına, normal döl tutma oranı %45-60 arasındadır.  Eğer bu oran düşük ise, kızgınlık tespit programınızı ya da teknisyeninizin becerisini kontrol etmeniz gerekir.
  5. Suni tohumlamanın (eşleştirme) etkinliğini değerlendirmedeki en önemli ölçü, gebelik oranıdır.  Bu oran, belirli bir zaman diliminde suni tohumlama yapılması gereken inek sayısı ve bu uygulamadan sonra gebe kalan inek sayısına bağlı olarak hesaplanır.  Örneğin, belli bir zaman diliminde, 100 adet ineğe suni tohumlama yapılması gerekiyorsa; 50 adet ineğin kızgınlıkta olduğu tespit edilerek suni tohumlama yapılmış ise ve sonuçta 25 adet inek gebe kalmış ise; gebelik oranı %25 olacaktır.  Normal oran ise %35-40 olmalıdır.  Eğer bu seviyeye ulaşılamazsa, problemin nerede olduğunu anlamak için, suni tohumlama (eşleştirme) programı tam anlamıyla incelenmelidir.  Genellikle problem kızgınlık tespitinden kaynaklanmaktadır.
  6. İstenen döl verimi seviyelerine ulaşmak için, ineklerin erken laktasyon döneminde sağlıklı olmaları gerekir.  Bu ise iyi bir lohusa inek programının uygulanmasına bağlıdır.

Mastitis Kontrolü: 
Türkiye’deki pek çok çiftlikte, mastitis kontrolü hala bir sorun teşkil etmektedir.  Bunun nedeni, problemin dinamiği ve inekler üzerindeki etkisinin tam olarak anlaşılmamış olmasıdır. Mastitis, somatik hücre sayısı 200.000 SHS/ml’den daha fazla olduğunda, her 100.000 SHS/ml artış için, verim seviyesinde %2,5’luk bir düşüş yaratarak sadece süt veriminde değil, döl verimi üzerinde de negatif etki oluşturmaktadır.  Mastitis, ineğin boş gün sayısını ve ayrıca embriyonik düşük oranını da arttırır.  Bu sebepten, her sütçü sığır çiftçisinin, kendi çiftliği için iyi bir mastitis programı oluşturup, onu takip etmesi şarttır.
Somatik Hücre Sayısını (SHS) azaltmak için, bir Mastitis Kontrol Programı geliştirilmesi şarttır.  Sürüdeki mastitisi kontrol etmek için aşağıdaki aşamaların uygulanması gerekir:

  1. İlk adım, tank sütü numunesi alarak laboratuara göndermek ve mikrobiyolojik spektrumu anlamak için analiz yaptırmaktır.  Bu şekilde, sürüde mastitise sebep olan patojenler tespit edilmiş olur.  Eğer bulaşıcı mastitis tespit edilirse (Staphylococcus aureus ve Streptococcus agalactiae), bir eradikasyon programı geliştirmek gerekir.  Eradikasyon programı, enfekte inekleri tam olarak tespit edip ayırma ve yoğun bir tedavi programının uygulanmasından ibarettir.  Meme içi infüzyon ve kas içi enjeksiyon birlikte uygulandığında bile, Staphylococcus aureus’un iyileşme oranının en fazla %50 seviyesinde olduğunun bilinmesi önemlidir.
  2. Çiftliklerdeki mastitisin çoğu ortam kaynaklıdır ve bu tür mastitis, iyi sağım hijyeni ve ineklerin temiz ve kuru tutulması ile kontrol edilebilir.  Bulaşıcı mastitisin yayılmasını önlemek için de iyi bir inek sağım pratiğinin uygulanması gereklidir.
  3. İyi bir Mastitis Kontrol Programının aşamaları aşağıdaki gibidir:
    a. İyi bir süt sağım hijyeni programı geliştirin ve uygulayın.
    i. İnekleri, kuru bir havlu ya da her inek için özel yapılmış ıslak meme ucu havlusu kullanarak temizleyin.  İNEKLERİ TEMİZLEMEK İÇİN SU KULLANMAYIN.
    ii. Onaylanmış bir ön daldırma solüsyonu ile ön daldırma yapın.  Daldırma solüsyonunun her inekte 20-30 saniye kalmasını sağlayın.
    iii. İneği mastitis açısından kontrol edin ve ön daldırma solüsyonunu silin.
    iv. Sağım başlıklarını takın.  Sisteme fazla miktarda hava girişini önlemek için, bu işlem hızlı bir şekilde yapılmalıdır.
    v. Sütün tamamı sağıldığında, vakumu kapatın ve sağım başlıklarını (pençe) çıkarın.  İNEĞİN MEMESİNDE 250-500 ML SÜT KALDIĞI ZAMAN İNEK TAMAMEN SAĞILMIŞ DEMEKTİR. 
    vi. Pençe çıkarıldıktan sonra, ineğin meme uçları son daldırma solüsyonuna daldırılır ve inek serbest bırakılır.
    vii. Şüpheli ineklerin belirlenmesi ve bir tedavi programının uygulanması için bir raporlama sistemi geliştirin.
    b. Süt sağım makinelerinin bakımının yapılmasını ve doğru çalışmasını sağlayın.  Bu bakım, eğitimli bir kişinin, vakum pompasının çıkışını, vakumun sabit olması için vakum regülatörünü, sistemde vakum sızıntısı olmadığını, pulsasyon sisteminin düzgün çalıştığını, kauçuk kısımların aşınıp aşınmadığını kontrol etmesi gibi hususları kapsar.  Bu servis kontrollerinin her 3-4 ayda bir yapılması gerekir.
    c. Ön daldırma ve son daldırma programı kullanın.  Daldırma kaplarının temiz tutulmasını ve kullanılmayan solüsyonun temiz solüsyon içerisine geri boşaltılmamasını sağlayın.
    d. Kuru dönemdeki bütün ineklerin meme loblarını kontrol edin.  Yeni oluşan mastitislerin çoğu, kuru dönem periyodunda gelişir ve bu sebepten kuru dönem tedavisi şarttır.  Ayrıca, bu dönemde ineklerin memelerinden mikroorganizmaların girmemesi için, bir “meme mühürleyici” kullanılması da tavsiye edilir.
    i. İnek buzağıladıktan sonra, mastitis açısından kontrol edilmelidir.  Eğer mastitis var ise, enfekte olan meme lobu tedavi edilir.  Somatik Hücre Sayısı 300.000 veya yüksek olan her inek enfekte olarak değerlendirilir.
    e. Mastitisin klinik vakaları, onaylanmış bir “laktasyon tedavisi” ile tedavi edilmelidir.
    f. Tedaviye yanıt vermeyen ve mastitisi devam eden inekler, sürüden çıkarılmalıdır.  Eğer inek kronik mastitisli ise, muhtemelen mastitisi bulaşıcıdır ve tedavi edilemez.  Bulaşıcı mastitisi olan inek, diğer ineklere de hastalık yayabileceği için bir risk faktörü oluşturur.
    g. Düvelerin yeni enfeksiyonların kaynağı olmamasını temin edin.  Düve buzağılara, mastitisli ya da mastitis tedavisi uygulanmış olan ineklerin sütü verilmemelidir.  Ayrıca sinek kontrolü de önemlidir.
  4. Bir mastitis programı geliştirmek, sadece sürünün süt verimini değil, döl verimi performansını da arttıracaktır.

Bir mastitis programı geliştirilmeli, çiftlik personeli eğitilmeli ve Somatik Hücre Sayısının (SHS) düşmesini sağlamak için hemen bir izleme programı uygulanmalıdır.  SHS’nın düşmesi, çiftliğin verimini ve kazancını arttırır.

Özet:
Türkiye’deki sütçü sığır işletmelerinde, bazı basit sorunların ne kadar önemli olduğu unutulmazsa, gelişme yönünde değişim devam edecektir.  Sadece Türkiye’de değil dünyanın çeşitli yerlerindeki pek çok çiftçi, iyi sütçü inek sevk ve idaresinin temelini göz ardı etmektedir.  Kaba yem kalitesi, yemleme idaresi pratikleri, inek konforu ve kızgınlık tespiti gibi konuları çiftçilere hatırlatmanız gerekebilir.  Size sorular sorulmaya başlandığında, bu temel hatalara bakınız, çünkü sütçü sığır endüstrisinde ortaya çıkan problemlerin çoğu buralardan kaynaklanmaktadır.

Mevcut ekonomik durumdan dolayı, çiftçilerin hevesi kırıldığından masraflardan kısma yoluna gideceklerdir.  Masraflardan kısmak, her zaman daha az para harcamak anlamına gelmez, daha yüksek bir seviyede etkinliğe ulaşmak anlamındadır.  Buzağıların çiftlik gelirine katkısı olmadığından dolayı, buzağılar para tasarruf etme aracı olarak görüleceği için şüphesiz ekonomik kriz ile, buzağı yetiştirme işi ihmal edilecektir.  Fakat bu durum, sürünün geleceğini olumsuz etkileyecektir.  Çiftçiler ekonomiden bahsetmeye başladıklarında, döl verimi etkinliği, kuru dönem, buzağı yetiştirme vb. masraflarından tasarruf sağlayacak yolları keşfetmelerinde yardımcı olun.  Çiftçi hiçbir zaman, verilen yem miktarını azaltmak veya ineklerin ihtiyaçlarını karşılamayan alternatif yem vermek yoluna gitmemelidir.  Unutmayınız ki, 5000 kg süt veren bir inek, yaşam payı için yediği yemin % 45’ine ihtiyaç duyarken, 9000 kg süt veren bir inek, günlük tüketimini sadece  % 22’sine yaşam payı olarak gereksinim duyar.  Gelecekte varlık sürdürebilmenin anahtarı etkinliktir.

Bilgilerinize sunulur.

Lindell Whitelock
Teknik Danışman
World Wide Sires