Kaliteli süt ekonomik anlamda ve sağlık açısından çok önemli bir üründür. Süt sığırcılığının ve süt sanayiinin gelecekteki anahtarıdır. Kaliteli süt herkese kazandırır. Kaliteli sütü üreten çiftçi iyi fiyat veren alıcı bulacağı gibi, bunu alan sanayici daha çok ve daha kaliteli ürün elde edecektir. Sütü ya da sütlü ürünü tüketen son tüketici de kaliteli ürün tüketeceğinden gerçekten kaliteli süt herkese kazandıracaktır.

Sütün kalitesi ineğin memesinden çıkmadan önce başlar. Özellikle gizli mastitisin belirtisi olan Somatik Hücre Sayısı (SHS) artışı sütün kalitesini bozacağı gibi kantitesini yani miktarını da azaltacaktır. Somatik hücreler kandan süte geçmiş akyuvarlar ve az miktarda epitel hücrelerinden oluşur. Akyuvarlar meme dokusuna mikroorganizmalarla savaş etmek amacıyla gelmişlerdir. Demek ki meme ne kadar çok mikroorganizmaya maruz kalmışsa akyuvarlar o kadar çok olacaktır. Bu yüzden SHS artışı meme dokusundaki mikroplarla savaşın, dolayısıyla mastitisin bir göstergesi olmaktadır. SHS 200 bin’in altında ölçüldüğünde meme dokusu büyük bir ihtimalle sağlıklı, bu rakam üzerinde ölçülürse enfekte anlamına gelir. SHS yüksekse kantitatif olarak da problem vardır. Yani inek vermesi gerekenden daha az süt verir. SHS’de 200 bin’in üzerindeki her yüz bin artış %2,5 oranında sütün azalmasına sebeptir. Örneğin; 500 bin SHS ölçüldüğünde süt veriminde %7,5 oranında bir azalma söz konusu olacaktır. Sadece böyle bir sebepten 25 kg. süt veren bir inekten her gün yaklaşık 2 kg. eksik süt alınacaktır. İnek sayısı ve günler çarpıldığında yapılan basit bir hesap ne kadar büyük ekonomik kayıpların olduğunu ortaya çıkaracaktır. Yapılan çalışmalarda bulaşıcı mastitis etkenleri dediğimiz Staph.aureus, Strep.agalactiae gibi mikropların somatik hücreyi arttırdığı ve daha çok gizli mastitise sebep oldukları, çevresel mastitis etkenleri olan E.Coli, Klebsiella gibi mikropların ise daha çok görünen mastitise sebep oldukları ve somatik hücreyi çok arttırmadıkları ortaya konulmuştur. Gizli mastitislerde meme dışarıdan sağlıklı görülür. Ancak meme iltihaplıdır. Mikroorganizmalar inekten ineğe ve meme lobundan meme lobuna bulaşır. Hedefimiz bakterileri meme başından uzak tutmak olmalıdır. Mastitis’in en önemli habercisi ilk sağılan bir iki damla süttür. Koyu renkli bir zemine, özellikle Strip kap denilen bir zemin üzerine sağılan sütün pıhtılı veya kanlı olması mastitis habercisidir. Bu işlem yapılırken ilk damlalar ele veya yere sağılmalıdır. İkinci yardımcı işlemimiz Kaliforniya Mastitis Testidir. Üçüncü yardımcımız ise laboratuardır. Laboratuarda özellikle Mastitis’e sebep olan etkenin belirlenmesi Mastitisle mücadelede bize yol gösterecektir.

Mastitis’in kontrol altına alınması mükemmel bir sağım sistemiyle olur. Sağım makinelerinin usulüne uygun ve temiz kullanılması, meme başlarının sağım öncesi ve sağım sonrası antiseptik solüsyona batırılması (teat dip), ineklerin kuruya ayrılması esnasında memelere özel kuru dönem ilaçlarının verilmesi bize yardımcı olacaktır. Bu arada klinik mastitislerin uygun biçimde derhal tedavi edilmesi ve sürekli problemi tekrarlayan ineklerin sürüden çıkarılması gereklidir. Özellikle Staphylococcus aureus mikroorganizması kendini vücut içerisinde bir dokuyla çevreleyip koruduğundan antibiyotiklere karşı büyük oranda direnç sağlar ve tedavisi çok zordur.

Uygun İnek Sağım Tekniği:

1. Ön daldırma yapılır.
2. Strip Cup ile ilk süt kontrol edilir.
3. Bir havluyla meme başları mekanik olarak temizlenir (kağıt ya da bez havlu olabilir, ancak her ineğe bir havlu kullanılmalıdır).
4. Temiz ve kuru memeler sağılmaya hazırdır.
5. Sağım başlıkları takılır. Sağım başlıklarının kaymamasına, doğru takılmasına dikkat edilir.
6. Sağım bitince meme başlıkları çıkarılmadan önce vakum kapatılır. Vakum varken başlıklar çekilmez.
7. Son daldırma (Teat-Dip) yapılır.
8. Meme başlıkları antiseptikli suyla temizlenir.
9. Her sağım sonunda süt filtreleri kontrol edilir.

Gelelim Süt’ün memeden çıktıktan sonraki hijyenine. Buradaki göstergemiz toplam bakteri sayısıdır. Bakteriler kirli malzeme, kötü soğutma ve ineklerin iyi temizlenmeden sağılması ile süt içerisinde çoğalırlar. Ortam kirliliği ve sütün geçtiği boruların kirli olması yine sütte toplam bakteri sayısını arttırır. Kirlilik sütün (mikrobik) kalitesini bozduğu gibi kötü koku ve kötü tada sebep olur. Birden fazla ineğe kullanılmış havlular ya da iyi temizlenmemiş havlular yine kötü tada ve yüksek toplam bakteriye neden olabilirler.

Çiftlikteki suyun hijyenik olmaması, kötü kokunun ve kötü hijyenin sebebi olabilir. Sütün konulduğu süt tankı sistemli olarak temizlenmediyse yine aynı kötü sonuçlar doğabilir. Süt tanklarının deterjan, asit gibi gerekli solüsyonlarla mutlaka temizlenmesi şarttır.

Sağılan süt derhal soğutulmalıdır. Sütün ısısı mikroorganizmaların üremesi konusunda en büyük etkendir. Sütün bakteri yükü 5°C’de 72 saat sora iki katına bile çıkmazken, 15°C’de 24 saat sonra 37.000 , 48 saat sonra 69.000, 72 saat sonra 76.000 katına çıkar.

Soğutulan süt en kısa zamanda işleneceği üniteye ulaştırılmalıdır. Mikroorganizmalar arasında soğuk seven, ılık seven, sıcak seven mikropların bulunduğu unutulmamalıdır.

Kaliteli sütten kaliteli ürün olacağını biliyoruz. Bunu yanı sıra kalitesiz süt hem ürünün kalitesizliğine sebep olacak, hem de miktarını düşürecektir. Kaliteli sütün alıcısı her zaman hazırdır. Kaliteli süt tekniğine uygun olarak sağılmış, derhal soğutulmuş, en kısa sürede işleneceği üniteye ulaştırılmış ve belli bir miktarı kapsayan süttür.

Mastivac

Drymastiphen