Neospora caninum parazitik tek hücreli canlı (protozoa) olup, çiftlik hayvanlarında yavru atmaya sebep olan Neosporosis hastalığının etkenidir.

Neospora caninum köpekler ile geviş getirenler arasında ortak bir parazittir. Daha genel bir tanımla ‘’et yiyenlerin son konakçı, ot yiyenlerin ise ara konakçı olduğu bir parazittir’’ diyebiliriz.

Neosporosis dünya çapında büyük bir sorundur ve ekonomik olarak çiftlikleri olumsuz yönde etkiler. Çoğunlukla ineklerde yavru atma ve buzağılarda çeşitli sorunlarla karşımıza çıkan Neosporosis hastalığı koyun ve keçilerde de benzer sorunlara neden olur.

Son konakçısı olan köpeğin dışkısı ile kirlenen suluk ve yemliklerden dışkıdaki parazit yumurtalarının suya veya yeme bulaşması sonucu inekler enfekte olur. İnek yavru attığında yavru zarları (ineğin sonu, eşi, eteği), atık yavru, rahimden gelen her türlü akıntı köpekler tarafından yenilirse hastalık köpeklere geçer. Tekrar yumurta ile etrafa saçılır. Yumurtalar vücut içerisinde sporsuzdur. Ama vücut dışında sporlanır. O yüzden dış çevrede gayet dayanıklı olan sporlanmış yumurtalar en önemli bulaşma kaynağıdır.

Diğer bulaşma yolu ise, anneden yavruya rahim yoluyla olan bulaşmadır. Sonuçta görülen en önemli durum yavru atma (abortus, düşük) olmakla birlikte, başka birçok sorun da ortaya çıkar.

Ölü doğum, mumyalaşmış yavrular, canlı doğan yavrularda sinirsel bozukluklar, felç, kaslarda güçsüzlük, kafanın içinde su toplanması (Hidrosefali), gözlerde dışa doğru fırlama, ayaklarda gerginlik, dengesizlik, bilinçsiz hareketler, boyun kaslarında güçsüzlük ve bu sebeple başı dik tutamama, yutma güçlüğü diğer önemli belirtilerdir.

Buzağılar yaşasa bile, normalden küçük, zayıf, cılız olurlar. Bazen belirtiler 3 hafta sonra bile ortaya çıkabilir ve sinirsel belirtiler sonradan kendini gösterebilir. Buzağıların beyinleri, kalp kasları ve iskelet kasları bu hastalıktan etkilenir. İneklerde ise klinik bir belirti gözlenmez. İnekten ineğe doğrudan bir bulaşma olmaz.

Hastalık Zoonoz değildir, yani hayvanlardan insanlara bulaşmaz.

Neosporosis diğer abortus (yavru atma) sebebi olan hastalıklardan BVD, Leptospirosis (L.hardjo) ve Salmonella dublin enfeksiyonlarıyla karıştırılabilir. Kesin teşhis laboratuvar muayeneleri ile konulur.

Neospora caninum hayvan sıtması etkeni Babesia, insan sıtması (Malarya) etkeni plasmodium, Toxoplasma gondii, Cryptosporidia (Kripto etkeni) ve Eimeria (Coccidiosis etkeni) ile akrabadır. Hatta Toxoplasma gondii ile o kadar yakın akrabadır ki; ancak 1988 yılında ondan farklı, başka bir parazit (protozoa) olduğu anlaşılabilmiştir.

Neosporosis’in köpeklerde, erken tanı konulduğunda, tedavisi mümkündür. Tedavi şeması insanlardaki sıtma veya Toxoplasmosis tedavisiyle benzerlik taşır. Pyrimethamine, clindamycin, Sulfadiazin (Trimetoprim + Sulfadiazin) kombinasyonu ile tedavi girişimleri yapılır.

İneklerde, tekrarlayan enfeksiyonlar sonucunda, bağışıklık oluşur. İnekler için ülkemizde aşısı mevcut değildir. Ama dünyada Taşizoit (Takizoit) aşısı vardır.

Koruyucu Hekimlik:

Temel biyogüvenlik önlemleri ile sürü yönetimi kuralları uygulanmalıdır. Kuru ve temiz ilkesi bu hastalık için de geçerlidir. Koruyucu hekimliğin ana fikri; köpek dışkısı ile kirlenmiş yem veya suların inekler tarafından alınmamış olmasıdır. Köpeklerle inekler arasındaki parazitin yaşam döngüsünü kıracak şekilde önlemler alınmalıdır.

Yavru atan veya hastalıklı yavru doğuran annenin sonu (eşi, eteği, yavru zarları) kesinlikle köpeklerin ulaşamayacağı şekilde yok edilmelidir.

Suluklar dışkı ile bulaşık olmamalı, her zaman temiz tutulmalıdır. Köpeklerin ineklere ait yem ve suyu kirletmesi kesinlikle önlenmelidir.

Yavru atma veya hasta yavru, ölü yavru doğduğunda Neospora caninum enfeksiyonu akılda tutulmalı, laboratuvar tahlili istenmelidir. Neosporosis umulduğundan çok fazla görülen, ama tahlil istenmediği için göz ardı edilen tehlikeli bir sürü hastalığıdır.