Koyun ve keçilerde apse oluşmasında akla ilk gelen, her zaman, Kazeöz Lenfadenitis (CL, CLA) ya da koyun pseudotüberkülozu denen hastalıktır.  Yetiştiriciler arasında çıban, cırtlak veya çatlak olarak bilinir.  Etkeni Corynebacterium pseudotuberculosis  (CPS) adı verilen bir bakteridir.  Bakteri vücudun dışarıdan görülen lenf bezlerinde apse oluşturduğu gibi, dışarıdan görülmeyen lenf bezlerinde de apse oluşturur.

Çene altı, kasık, koltuk altı, boyun, meme üzeri ve kulak arkasındaki lenf yumrularında oluşan apseler dışarıdan görülebilir ve patlayıp açık hale gelerek dışarıya irin sızabilir.  Halbuki akciğerlerin arasındaki lenf yumrusuna yerleştiğinde dışarıdan görülmez.  Fakat hastalık yayılmaya devam eder.

Apse içindeki irin yeşilimsi sarı, peynirimsi kıvamdadır.  Kalın bir kapsül içerisinde bulunur.  Bu apselerin açılmasıyla yemlik kenarlarına bulaşan mikroorganizma sağlıklıları da hasta etmeye yeter.  Diğer yandan akciğerlerin arasındaki lenf yumrularında apse varsa hava yoluyla da bulaşma olur.    İrinin milyonlarca bakteri içerdiği ve bulaşmada çok önemli rol oynadığı bildirilmektedir.

Hastalık öldürücü değildir.  Ancak; mezbahalarda çok miktarda karkas kısmının atılmasına sebep olur.  Büyük ekonomik kayıplara yol açar.  Karkasın pazar potansiyelini yok edecek kadar yaygın olabilir.  Koyunlarda “zayıf koyun sendromu”  (Thin Ewe Sydrome) ile karşımıza çıkar.

Hastalığın ticari aşısı vardır.  Bu aşı keçiler için ruhsatlandırılmamıştır.  Sürü bazında tedavisi yoktur.

Tek tek yapılan tedaviler ise nüksederek başarısız olur.  Hızla yayılan bir hastalıktır.  Antibiyotiklere cevap vermez.  Laboratuvarda  gentamisin, tetrasiklin, ampicillin, penisillin ve linkomisine karşı duyarlı çıksa da vücutta antibiyotiklerin etkisi gayet sınırlıdır.

Bilim adamları çinko desteklerinin bağışıklık fonksiyonlarının uyarılması ve apse şekillenmesi esnasında bakteriyel artışın durdurulması ile yarar sağlayacağını bildirmişlerdir.

Aynı şekilde, hemen hemen aynı belirtilerle görülen başka etkenler tarafından oluşturulan bir “Apse hastalığı” da söz konusudur.  Kazeöz Lenfadenitis ile birbirine karıştırılır. Hastalığa 1911 yılında ilk kez dikkat çeken bilim adamı M. G. MOREL’in adı verilmiştir.  Morel Hastalığı.

Fransız araştırmacı Morel Hastalığının etkeni olarak Staphylococcus aureus subspecies anaerobius‘u göstermiştir. Kısa adı “Saan” olan etken bazen yanına başka mikroorganizmaları da alarak apse oluşturmaktadır.

Staphylococcus  aureus subspecies anaerobius = Saan apseleri oluştururken yanına Trueperella pyogenes, Micrococcus, Pseudomonas, Klebsiella, E.coli ve Pasteurella multocida gibi hastalık yapıcı etkenleri de alır.

Bu hastalıkta apse içeriği kremsi beyaz bir renktedir.  Kazeöz lenfadenitis’teki yeşilimsi – sarı ve daha koyu kıvamlı irinden farklılık gösterse de kesin teşhis mikroorganizmayı laboratuvar ortamında belirlemek ile mümkün olur.  Birbirine çok benzer iki hastalığın koruyucu hekimliğinde kullanılan Kazeöz Lenfadenitisin aşısı MOREL Hastalığında koruma sağlamaz. Bu durum şüphelenmeyi ve araştırmayı genişletmeyi akla getirir.

MOREL Hastalığının sürü bazında tedavisi yoktur.  Bireysel tedaviler %4-8’lik chloroxylenol (Dettol) veya %10’luk iyot solüsyonlarıyla apselerin temizlenmesi şeklinde denenebilir. Yüzeysel apseler bir tümör gibi kapsülüyle beraber alınabilir.  Başarı şansı çok az olan bu girişimler sürü bazında zaten pratik olmazlar.

Çinko desteklerinin yarar sağlayacağı bu hastalık için de ifade edilmektedir.

Hemen hemen tümüyle birbirine benzeyen bu iki hastalığın ayırt edilmesi şüphe üzerine yapılan laboratuvar tetkikleriyle mümkün olabilir.

Morel Hastalığının ticari aşısı yoktur.  Etkenin veya etkenlerin izole edilmesi suretiyle otovaksin = özaşı yapılması mümkündür.

Ülkemizde yaygın olarak görülen, özellikle Tahirova, kıvırcık sürüleri başta olmak üzere, koyun-keçi yetiştiricilerinin başına büyük dert açan Koyun pseudotüberkülozu= Kazeöz lenfadenitis =CL= CLA hastalığının MOREL hastalığı ile karıştırılabileceği akılda tutulmalıdır.