Çiftlik hayvanları içerisinde çalı-çırpı yiyerek ete – süte çeviren tek tür olan keçiler ülkemizde daha çok kıl keçisi olarak bilinmektedir.  Gerçekten de keçi varlığımızın çok büyük bir kısmı kıl keçisidir.  Fakir adamın ineği, ormanın düşmanı gibi sıfatlarla tanıtılan keçi aslında çok değerli bir gıda olan keçi sütünü ürettiği için özel bir yere sahiptir.  Dünyada olduğu gibi ülkemizde de keçi sütünden yapılmış peynirler sevilen ve aranan süt ürünlerinin başında gelir.

Keçinin on bin yıl önce, bugünkü İran topraklarında evcilleştirildiği düşünülüyor.  Ülkemizde kıl keçisi dışında Kilis keçisi, Ankara keçisi ve Maltız keçisi gibi ırklar, dünyada ise Alpine, Saanen, Nubian, Toggenburg, Granada gibi ırklar bilinmektedir.

Bunlardan Saanen “sütçü keçilerin kraliçesi” olarak adlandırılmış olup, beyaz rengi ve dik kulaklarıyla belirgin bir ırktır.  Dünyadaki sütçü keçi ırkları arasında en geniş popülasyon Saanen ırkındadır.   Saanen ırkı keçilerin tüyleri kısa olur.  Bazı soğuk iklim hüküm süren yerlerde tüyler biraz daha uzun olabilir. Omurga boyunca uzun tüyler olması normaldir.  Beyaz ve krem rengi tüylerin yanı sıra omurga hizasında bej rengi tüylere sahiptir.  Saanen ırkı keçiler aşırı güneş ışığını sevmez.  Soğuk iklimleri sever.  İsviçre’nin Bern kantonundaki Saanen vadisinden ismini almıştır.  Yirminci yüzyılın başlarında Amerika kıtasına yüz elli adet keçinin ithaliyle gitmiş ve gayet güzel bir şekilde uyum sağlayarak yayılmıştır.  Saanen tekeler sakallıdır.  Saanen ırkında boyun altında çift küpe bulunur.  Keçiler halk tabiriyle genelde kabak yani boynuzsuz olup, erkeklerin çoğunlukla boynuzu mevcuttur.  Ancak; tekeler ve keçiler boynuzlu ya da boynuzsuz olabilir.  Saanen keçiler yaklaşık dokuz ay boyunca süt verirler.  Yılda ortalama 900 kg süt veren keçiler, günde üç kg’dan daha fazla süt vermektedirler.  Gebelik süreleri beş aydır.  5-6 ya da yedinci aylarında cinsel olgunluğa erişirler, keçiler mevsime bağlı kızgınlık gösterirler (mevsimsel poliöstrik).  Saanen keçilerinin sütü %3,5 yağ içerir.  Kıl keçilerinin sütü daha az miktarda olup, süt yağı %5-5,5 civarındadır.  Kıl keçilerin dişisi 45 kg, tekesi 55 kg canlı ağırlığındadır.  Saanen keçilerinin dişisi 65 kg, tekesi ise 80 kg canlı ağırlığında olur.  Kıl keçilerinde yüz adet keçiden 106 – 108 adet oğlak elde edilirken, Saanen ırkında bu oran 100 keçiden, 160 – 190 adettir.  İkizlik oranı yüksek olan Saanen ırkı keçilerin oğlaklarının doğum ağırlığı ortalama 3,6 kg’dır.

Saanen ırkının yemden yararlanma yeteneği gayet iyidir.  Keçiler yumuşak huylu, narin görünüşlü, çevik hayvanlardır.  Sosyal bir ırktır.  Mutlaka grup içinde olmak isterler, yalnız kalmaktan hoşlanmazlar.  Saanen keçilerinin süt verim açısından dünya rekoru Avustralya’dadır.  Avustralya’daki şampiyon keçi bir laktasyonda 3.396 litre süt vermiştir.  İkinci laktasyonda bu verime ulaşan keçinin ortalama günlük süt verimi 12,5 litredir.

Saanen keçiler serbest aşımla ve suni tohumlamayla döllenebilirler.  Eğer sürüye teke katılacaksa 15 keçiye 1 teke hesap edilmelidir.   Saanen bir etçi keçi ırkı olmamakla birlikte eti lezzetlidir.  Peynir yapımında sütün 8 kg için 1 kg peynir alınabileceği hesap edilmelidir.  Saanen keçileri ülkemize getirilmiş, Saanen x Kıl keçisi melezlemelerinden olumlu sonuçlar alınmıştır.  Ülkemize adaptasyon sağlamış bir ırktır.  Türk Saanen keçisi yukarıda sözünü ettiğimiz verim özelliklerinden biraz eksik olmakla birlikte yakın özelliklere sahiptir.  Parazit mücadelesi, aşılama ve besleme koşullarına uymak suretiyle hiçbir adaptasyon problemi yoktur.  Zaten dünyada yaygın bir şekilde beslenmektedir.  Kıl keçisinden 8-10 kat daha fazla süt verebilme yeteneği, canlı ağırlığında yine kıl keçisinden 20-25 kg daha fazla ağırlıkta olması, adaptasyon yeteneği ile Saanen ırkı keçilerin ülkemizde yaygınlaştırılması her yönden olumlu sonuçlar doğuracaktır.

Ülkemizde keçi sütünün artması bunu işleyen mandıraların hammadde ihtiyacını karşılayacak, hammadde bulan işletmeler çevrelerindeki yetiştiricilerin sütüne talip olacakları için de keçi yetiştiricilerinin ürünleri pazarda yer bulacaktır.  Keçi sütü sindirim kolaylığı ve zengin içeriğiyle eşsiz bir üründür.  İnek sütünden daha az laktoz içerdiği için laktoza karşı duyarlılığı olan bünyeler tarafından rahatlıkla tüketilebilecek bir süttür.  Riboflavin (B2 vitamini) ve niacin içeriği açısından inek sütüne göre belirgin biçimde zengindir.  Potasyum, selenyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum ve demir yönünden, ayrıca A vitamini, B13 vitamini adı da verilen orotic asid yönünden zengin bir gıdadır.  Vücuda dışarıdan alınması gereken yağ asitleri olan linoleic, linolenic, gamma linolenic ve arachidonic asitleri ihtiva eder.

Keçi sütü doğal homojendir.  Agglutinin içermediği için kaynatılınca yağı üzerinde birikmez.  Ayrıca inek sütünde bulunan betalaktoglobulin isimli sindirim zorlaştırıcı protein ihtiva etmediği gibi, Alpha S1 Kazein proteini bulundurduğundan sindirimi kolaydır.  Yağ zerreciklerinin inek sütüne göre beşte bir oranında küçük olması da sindirim kolaylığı sağlar.

İspanya’da Granada Üniversitesinin yaptığı çalışmalarla safra salgısını arttıran, kolesterol ve trigliserid oranını düşüren bir etkiye sahip olduğu bildirilen keçi sütünün aynı zamanda tampone edici özelliğiyle ülser hastalarının beslenmesinde kullanılabileceği belirtilmektedir.  Antioksidan etkili Xanthine oksidase enzimi ve eksojen aminoasitleri içermesi sayesinde kalp damar sağlığı başta olmak üzere, sağlık yönünden çok yararlı bir süttür.  Hatta, keçi sütünden yapılmış doğal sabunların özel müşterileri vardır.

Keçi sütü, inek sütü kadar bol olmadığı için, ticari olarak inek sütünün yerini alamayabilir, ancak; çocuklar, yaşlılar, hastalar için alternatif bir gıda şeklinde pazara sunulabilir.  Keçi peyniri ise diğer peynirlerden biraz daha pahalı olmasına rağmen her zaman kolaylıkla alıcı bulmaktadır.