İşletmelerine başka bölgeden, özellikle başka ülkeden inek ya da gebe düve getiren girişimcilerin birtakım problemleri olmaktadır.  Gerekli işlemlerin yapılmadığı, ihmal edildiği durumlarda gelen hayvanların uyum sağlamadığı söylenmekte, sonuçta çiftlik bu sebeple zarara uğramaktadır.  Halbuki gelen hayvanlar yardıma ihtiyaç duyarlar ve bu alışma döneminde onlara profesyonelce yaklaşmadıkça bazı sorunlarla karşılaşmak kaçınılmaz olur.

Ülkemize 100 başın üzerinde, işletme bazında, deli inek hastalığı çıkmamış ülkelerden gebe düve ithal edilmesi mümkündür. Tarım Bakanlığından gerekli izinleri alıp, düveleri getiren çiftlik sahipleri gelen hayvanları ve doğacak olan buzağıları sağlıklı tutmak için, genetik özelliklerinde var olan verimlerini ortaya çıkarmalarını sağlamak için aşağıda sayılan önlemleri zamanında almak zorundadırlar.  Bunlar yapılmazsa dışarıya giden dövizler, onca çaba ve olumlu beklentiler boşa gidecektir.  Hayal kırıklığı oluşacak, yine düvelerin ülkemize uyum sağlamadığı söylenecektir.

Yapılması gerekenler:
1-Düveler yol stresi ile geleceklerdir.  Stresi önlemek ve enerji ihtiyacını karşılamak için acil enerji veren yem katkılarının kullanılması gerekir.  Düvelerin doğurduktan sonra da genetik yeteneklerinden gelen süt verimlerine en kısa sürede ulaşarak pik seviyesine çıkmaları ve pik seviyelerini uzun süre muhafaza etmeleri için de mineral ve “acil enerji” katkıları yararlı olacaktır.

2-Yoldan gelen düve ya da inekler mutlaka solunum yolu enfeksiyonu riski ile karşı karşıya kalırlar.  Yol stresine maruz kalmış hayvanlar için, önlem alınmazsa, solunum yolu enfeksiyonu kaçınılmaz bir sonuçtur.  Gerekli katkı maddeleriyle düvelere veya ineklere yardımcı olunmalıdır.

3-Yol stresinin sebep olacağı en önemli problem zatürre (pneumoni) dir.  Hayvanlara gelir gelmez, derhal, pasturella aşısı uygulanmalı ve 2-4 hafta içinde tekrarı yapılmalıdır.

4-Alışma dönemini problemsiz olarak atlatmak, vücut direncini yüksek tutmak, doğumu takiben buzağının da sağlığını korumak amacıyla ineklerin yemine aminoasit ve vitamin içeren yem katkıları katılması önerilir.

5-Dışarıdan gelen düvelere Selenyum, Çinko ve E vitamini içeren yem katkıları ile profesyonel yardım yapılırsa, ayak ve meme dayanıklılığı arttırılır.  Doğum esnasında ve takip eden saatlerde rahim kasılmalarının düzenli olması sağlanır.  Bu suretle güç doğum, sonun atılamaması, mastitis, somatik hücre artışı, topallık gibi problemlere karşı önlem alınmış olur.

6-Gebe hayvanlara doğuma 40 ve 20 gün kala kas içi septisemi aşısı uygulanması başlıca koşuldur.  Hayvanlar gebe kalıp, gebeliklerinin bir bölümünü geçirdikleri yerin mikroplarına karşı koruyucu madde hazırlayacakları için, yeni geldikleri işletmede bulunan mikroorganizmalara karşı koruyucu madde üretimleri yeterli olmaz.  Yetersiz koruyucu maddelerle buzağıları koruyamayız.  Bu sebeple dünyanın her yerinde geçerli olan özel antijenlerle hazırlanmış septisemi aşılarının anneye uygulanması gerekir.  Doğumu takiben buzağıya ağız sütünün en kısa sürede, en az 4 litre olmak üzere içirilmesi, bunu içtiğinden emin olunması şarttır.  Ağız sütü içirilmesinde sabırlı olmak ve ilk seferde 4 litre içtiğinden emin olmak, daha sonra ise ilk 12 saat içinde 6-8 litre ağız sütünün buzağıya içirildiğinden de emin olmak buzağı sağlığı için en önemli konudur.

7-Doğumu takip eden dakikalarda karma antiserumların kas içi veya deri altından buzağılara verilmesi de septisemi, eklem iltihabı gibi hastalıkların en iyi önlemidir.

8-Doğumu takiben görülen problemlerden biri de meme iltihabı, yani mastitistir.  Doğuma 1 ay kala mastitis aşısı yapılması,  15-21 gün içinde tekrarının uygulanması mastitis için büyük ölçüde önlem alınmasını sağlayacaktır.  Düvelerin de mastitis olabileceği akılda tutulmalıdır.

9-Doğumu takip eden dakikalarda, düve bile olsa, hayvanların değişik oranlarda kalsiyum takviyesine ihtiyacı vardır.  Kalsiyum vücudun temel minerallerinden biridir.  Eksikliğin karşılanması sonun atılmasından, rahimin eski hale dönmesine, ayak-tırnak dayanıklılığından, işkembe faaliyetlerine kadar birçok konuda önlem alınmış olmasını sağlayacaktır.  Ağızdan uygun dozda kalsiyum ve diğer minerallerin takviyesinde yarar vardır.

10-Doğumu takiben 25’inci günde prostaglandin F2ALFA uygulamalarının yapılması rahimin kendini toplamasına, yeni bir gebeliğe hazır olmasına, rahim iltihaplarının önlenmesine yardımcı olur.  Veteriner hekim kararıyla bu uygulamanın yapılması yararlı sonuçlar doğurur.

11-Doğum sonrası, anneler “Lohusa Gözlem Programı”na alınmalıdırlar.  Her gün vücut sıcaklıkları ölçülmeli, yakından gözlenmeli, memeler ve rahim akıntıları kontrol edilmelidir. Doğumdan sonraki beşinci günde yapılacak olan CMT testi bize meme sağlığı hakkında bilgi verecektir.  Her gün vücut sıcaklığı alınması ve bu işlerin 10-15 gün sürdürülmesi başa gelebilecek olan problemlerin erken teşhisine ve hızlı müdahalesine imkan verir.  Vücut sıcaklığı yüksek olanlara derhal veteriner hekimin tavsiye edeceği antibiyotik ile bir antienflamatuvar ilaç uygulanmalı, ateşi düşük olanlara ise kalsiyum verilmelidir.  Uygun dozlar yine, veteriner hekim tarafından saptanmalıdır.

12-Buzağılar duyarlı, küçük yapılı hayvanlar olduklarından ishaller konusunda her zaman alarmda olunmalıdır. Zaman kaybı her zaman tehlikelidir.  İshal ihmale gelmez. O sebeple ishal kesici ve kayıpların karşılanmasını sağlayıcı olarak hazırlanmış tozlar “başucu ilacı” tarzında hazır bulundurulmalı, ishal başladığında derhal su veya sütle karıştırılarak en az iki litre olmak suretiyle ve sabırla içirilmelidir.  Gerekli görülürse 12’şer saat aralıklarla tekrar edilir.

13-Çiftlikte temizlik, dezenfeksiyon, doğum sonrası göbeğin iyotlu bir solusyona batırılması gibi işlemler kesinlikle ihmal edilmemelidir. Göbek, iyotlu solusyon ile 2 saat sonra tekrar temizlenmelidir. “Kuru ve temiz” ilkesi işletmede çalışan herkese öğretilmelidir.

14-Hayvanlar IBR-BVD-BRSV-PI3 gibi hastalıklara karşı aşılanmış değillerse aşı yapılması, aşılanmışlarsa tekrar edilmesi gerekir.