İneklerin süt yağı ırk, besleme, çevre koşulları, genetik, mevsim ve mastitis ile ilgili olarak düşebilir.

Irklar arasında, en çok süt yağı bulunan süt Jersey ırkındadır.  Ortalama süt yağı %4,60 olan Jersey ırkını, %4,04 ile Brown Swiss ırkı takip eder.  Holstein ırkının ortalama süt yağı oranı %3,65 tir.  Ayrıca süt yağı inek aileleri arasında da değişkenlik gösterir (genetik).

Süt yağının her şey yolunda giderken aniden düşmesi akla rumen asidozunu getirir. Yağ ve protein oranının birbirine yaklaşması da yine rumen asidozunun tipik bir belirtisidir.  Yağ/protein oranı normalde Jersey ırkında 1,28, Holstein ırkında 1,19, Brown Swisste 1,20 dir.  Bu rakam ne kadar 1’e yaklaşırsa, asidoz yönünden durum o kadar tehlikelidir.

Diyetteki (rasyon) değişiklikler süt yağında 7-21 gün süreyle düşmeye sebep olur.

Kötü havalandırma, kötü inek konforu süt yağında azalma sebeplerindendir.  Çok kısa kesilmiş, çok inceltilmiş, selüloz değerini yitirmiş yemler asidoz ve dolayısıyla süt yağı oranında düşüklüklerle karşımıza çıkar.  Yumuşak, köpüklü, kabarcıklı dışkı (ishaller) asidozu akla getirir.  Yem seçme ise zaten başlıca asidoz sebebi olarak sayılabilir.  Sıcaklık stresi her türlü problemin sebebi olabileceği gibi, süt miktarında ve süt yağında azalmanın da sebebidir.

Süt veriminin, ineğin yaşının, laktasyon döneminin süt yağı oranında etkili olacağını da bilmeliyiz.

Tükrük salgısını arttıran kaliteli kaba yemler asidozu önler.  Tükrük içerisindeki tampone edici maddelerin (sodyum bikarbonat gibi) işkembeye daha çok girmesi asidozu önleyici etki gösterir.

Yemlik kontrolü (yemlik okuma), geviş getirme kontrolü bize çok önemli bilgiler verir.  İneklerin çoğunluğu yatarken görmek, yatan ineklerin ise yarısının geviş getirdiğini görmek işletme için iyi haberdir.  İşlerin doğru yapıldığını gösterir.

Kaba yem kalitesi biçim zamanıyla çok yakından ilgilidir.  Doğru zamanda biçilmiş otlar, yonca, mikotoksin içermeyen, bozuk olmayan silaj doğru beslemenin temelidir.

Yağlı tohumlar süt yağını arttırır.  Yem seçmeyi önlemek, öğünle değil açık büfe (ad libitum) yem vermek asidozu önler ve süt yağının düşmesine meydan vermez.

Yeme yemek sodası (sodyum bikarbonat) katılması ve serbest ulaşımlı sodyum bikarbonatın barınaklarda bulundurulması süt yağını arttırır.

Süt yağının normalden düşük olması  sürü yönetiminde kontrol yapılmasını gerektirir.  Normal dışı olaylar sürü yönetimindeki eksik, ihmal ve yanlışların eseridir.

Süt yağı düşüklüğünde yem partiküllerinden, sıcaklık stresine, yemlikteki boş saatlerden, inek konforuna, yem karıştırma ve dağıtma römorklarının çalışmasına ve dışkı kontrolüne kadar herşey gözden geçirilmelidir.

Tabii, süt örneğinin alınmasında yapılabilecek hatalar da süt yağı oranında bizleri şaşırtabilir.  Tank sütünden numune alınıyorsa, mutlaka doğru yerden veya yerlerden numune alınmalıdır.

Asidoz önlenirse, yukarıda söz edilen yanlışlara meydan verilmezse sağlıklı verim alınır ve süt yağı oranı düşmez.

Süt yağı oranı bir sağlık ve sağlıksızlık belirtisidir.  İşkembe sağlığı kadar meme sağlığı da süt yağı oranını etkiler.  Sağlıksız bir organ, sağlıklı bir süt vermez.

Özellikle gizli mastitis yönünden, hiç olmazsa, CMT (Kaliforniya Mastitis Testi) yapılmalıdır.  Somatik hücre sayımı yapılabilirse daha iyi bilgi alınmış olur.

Görülüyor ki; herşey sürü yönetiminin doğru yapılmasına bağlıdır.