Eski bilgilerimize göre sanırdık ki; ineğimiz genetik olarak üstün verimli bir ırktan ise, kaliteli kaba ve kesif yemlerle besliyorsak çok süt alırız.

Yıllar içinde ve yeni bilgiler, yeni çalışmalar ortaya çıkınca bu iki koşulun tamamen yeterli olmadığı anlaşıldı.

Evet, ırkımız iyi olacak, yemimiz iyi olacak, kaba yemlerimiz kaliteli olacak.  Ama; ineklerden daha çok süt istememiz için onlara daha çok olanak sunmalıyız.

Ek olarak mutlaka konfor sunmamız gerekir.  Konforsuzluk ya da başka bir deyimle yanlış dizayn edilmiş barınaklar, havalandırma eksikliği olan, pis ve nemli ahırlar, sert yatak yerleri verimi olumsuz yönde etkiliyor.  Aynı zamanda hastalıklara zemin hazırlıyor.

Stresi önleyemiyor veya stres zamanlarında giderici yönde girişimler yapmıyorsak verim azalıyor.

Stres bilindiği gibi stres hormonu ile ilgili olduğundan hastalıklara karşı duyarlılık artıyor.  Zaten temel bilgi şudur;  stres “daha az verim, daha çok hastalık” anlamına gelir.

Son yılların en çok üzerinde çalışılan konusu;  buzağıyken iyi bakılan buzağıların ileride verimli düve ve inekler olacağıdır.

Buzağıyken ishal ve öksürük geçiren buzağılar, kurtulsalar bile, yetiştiricilerin deyimiyle “kavruk” kalırlar.  Bu bilinen bir gerçektir.  Bu bilgiye ek olarak; buzağılar ilk iki ay daha çok süt ya da buzağı maması ile beslenirler ve gürbüz olurlarsa ileride daha verimli inekler oluyorlar.

Burada önemli olan süt veya buzağı mamasının kaliteli olması.

Buzağılara kesinlikle anormal görünüşlü bir süt verilmemeli, buzağı maması veriliyorsa en kaliteli mamalar seçilmelidir.

Mastitis ve gizli mastitis ineklerin genetiklerinden gelen verim seviyelerini olumsuz yönde etkiliyor.

Özellikle gizli mastitis “süt hırsızı”  sürekli süt çalıyor.  Eğer farkedilmezse işletmeyi devamlı  zarara uğratıyor.

Somatik hücre sayımı veya CMT (Kaliforniya Mastitis Testi) ile farkedilmesi ve önlem alınması gerekir.

Günlük sağım sayısının 2’den 3’e çıkarılması da süt verimini arttırıyor.  Tabii,  bakım ve beslemenin iyi olması burada yine önemli.

Yemler, kaba ve kesif yemler, iyi olsa bile yemleme yönetimine dikkat edilmelidir. İneklerin önlerinde sürekli yem bulundurulmalı, kaba yemlerin selülozları yanlış karıştırma ile bozulmamalıdır.  Karıştırıcı, dağıtıcı mikser vagonlar doğru kullanılmalıdır.  Hammaddelerin,  tüm kaba ve kesif yemlerin yeterince, doğru depolanması sağlanmalıdır.  Yemleme yönetimi bir işletmenin önemsemesi gereken başlıca konudur.

İneklere gerekli zamanlarda gerekli desteğin verilmesi verim artırıcı ve hastalık önleyici bir rol oynar.

Doğumdan önce, doğum esnasında ve doğumdan sonra mutlaka destekleyici katkılar ineğe sunulmalıdır.   Bu günler ineğin normal yaşamının dışındaki günlerdir.  Stres dolu bu günlerde ineğin desteğe ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır.

Düve veya inek doğurunca süt verir.  İneği gebe bırakmak doğumdan sonra bol ve ucuz süt elde etmemizi  bir de yavru almamızı sağlayacaktır.

İneklerin yüksek miktarda süt vermelerini sağlamak için;  kızgınlık takibi, enerji, protein, vitamin ve mineral yetersizliklerinin önlenmesi, iyi kayıt, iyi gözlem gibi sürü yönetiminin temel ilkelerini doğru bir şekilde yerine getirmeliyiz.