İnekler sıcaktan umulmadık derecede zarar görürler.  Süt sığırcılığı yapanlar yaz aylarında süt miktarlarında azalma olduğunu her zaman gözledikleri halde “her yaz böyle olur, başa gelen çekilir” anlayışıyla hareket ederler.  Süt miktarındaki azalmayı sineye çekmek zorunda değiliz.  Ancak; asıl onun kadar önemli problemler döl kayıpları, ayak hastalıkları olarak, sıcak günleri takiben, ortaya çıkacaktır.

Sıcak günlerde ineklerin başına neler gelir?
Sıcak günlerde inekleri inceleyelim.  Her zamankinden daha sık soluduklarını görürüz. Daha az yem yediklerine şahit oluruz.  Eğer vücut ısılarını ölçersek normalin üstündedir.  Günlük aktiviteleri azalmıştır.  Bazen solurken ağızlarını açarlar, dillerini dışarı çıkarırlar.  Nabız sayıları azalır ve nabız güçsüzleşir.  Aktivitesini azaltan inek kızgınlık gösterse bile, kızgınlık gözden kaçabilir.

Sıcaklıkla mücadele etmeye çalışan ineğin, deyim yerindeyse, vücudunun “kimyası” bozulur.  Kortisol seviyesi yani stres hormonu seviyesi yükselir.  Tiroid bezinden salgılanan, vücutta karbonhidrat, protein, yağ, vitamin, enzim ve hormon metabolizmalarının ayarlanmasında rol oynayan Thyroxine (T4) seviyesi düşer.  Sıcaklık stresi altındaki ineklerin kolostrum kalitesi (IgG seviyeleri ve IgA) ve buzağıların doğum ağırlıkları azalır.  Ortam sıcaklığı 200C iken 18 kg kuru madde tüketen bir inek, sıcaklık 350C ye yükseldiğinde 16,5 kg, sıcaklık 400C ye  yükseldiğinde ise, ancak 10 kg kuru madde tüketebilir. Çevre sıcaklığı 200C deyken 27 kg süt veren bir inek, çevre sıcaklığı 400C ye çıktığında verimini 12 kg’a kadar düşürür. Doğal olarak su ihtiyacı arttığı ve daha çok su içtiği halde daha az süt verir.

İnekler terleyebilir.  Ancak, insanlar kadar terleyemezler.  Terleme, insanlara oranlarsak ancak %10’u kadardır.  Bu durumda ineklerin sıcak ortama uyumu vücuttaki kimyasal değişikliklerle ve ağzını açmak suretiyle solup alıp vererek olur. Böyle olunca, vücudun alkali rezervi azalır.  Tükrük kurur ve miktarı düşer.

Sıcaklık ineklerin üzerinde ne gibi etkiler gösterir?
Sıcak havalarda stres hormonu kortisol’ün kanda daha çok bulunduğu saptanmıştır. Bu durum ineğin bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkiler.  Yukarıda Thyroxine (T4) hormonunun azaldığını belirtmiştik.  Thyroxine hormonunun yumurta oluşumunda çok önemli fonksiyonu olduğu bilinir.  Diğer yandan iştahın azalması, kuru madde alımındaki azalma negatif enerji dengesine, IGF1 azlığına, LH hormonu azlığına, yumurtanın, oluşsa bile, döl yoluna atılamamasına, kistik yumurtalık olaylarına sebep olur.

Sıcaklık stresi hafif, orta veya şiddetli olabilir.  Çevre sıcaklığı ve nem ile bağlantılı olarak değişen şiddetli sıcaklık stresi yumurtalıktaki yumurtayı oluşturacak olan folliküllerin gelişimindeki aksaklığa, embriyonun düşük kalitede oluşumuna, kızgınlık belirtilerinin azalmasına, döl veriminin düşmesine neden olacaktır.  Yumurta kaliteli olsa bile, embriyo rahime yerleşirken gerekli damarlaşmayı yapamadığından erken embriyonik ölümlerle karşılaşılabilir.  Sıcaklık stresine bağlı olarak sonun atılamaması, abomasumun ( şirdenin) yer değiştirmesi, rahim iltihabı  (metritis), hipokalsemi ve gizli hipokalsemi olaylarında artış olduğu bildirilmiştir. Yaz aylarında mastitis riskinin arttığı, işkembe asidozunun ve hatta metabolik asidoz olaylarının ortaya çıktığı bilinmektedir.  Sıcaklık stresi ile uğraşan ineklerin GnRh-LH hormonu seviyeleriyle birlikte, östradiol seviyelerinin de düştüğü saptanmıştır.  Asidozu takip eden
2-3 ay içerisinde ayak hastalıklarının arttığı da gözlenen olumsuzluklar arasında sayılabilir.

Sütçü sığır ırkları üzerinde yapılan araştırmalarda ise; sıcaklığa karşı Jersey ve Brown Swiss ırkı ineklerin Holstein ırkı ineklere oranla daha dayanıklı olduğu ortaya konulmuştur.

Sıcaklıkla mücadelede ineklere nasıl yardımcı olabiliriz?
Bu konuda rasyon, yemleme yönetimi, yem katkılarıyla profesyonel yardım ve serinletme olanaklarının kullanılmasını sırayla sayabiliriz.

Rasyon ve yemleme yönetimi:
Kaliteli kaba yem, rasyona bypass yağların ilavesi, yemin azar azar, ama sık dağıtılması, yemlemenin geceye kaydırılması gibi önlemler alınabilir.  Yemlik başlarına serbest ulaşımlı yemek sodası ( sodyum bikarbonat) kovaları konulması büyük ölçüde yarar sağlar.  Suluklar sık sık kontrol edilmelidir.

Yem katkılarıyla profesyonel yardım:
Yemlere maya, selenyum, E vitamini, A, D vitaminleri, Niacin katılmasının yararlı olduğu görülmüştür.  Özellikle yaz aylarında tohumlama zamanı beta-karoten ilavelerinden gebelik oranını arttırıcı yönde yarar sağlanmıştır.

Serinletme:
Rasyon, yemleme yönetimi ve yem katkıları ile yapılabilecek olanlar sınırlıdır.  Eğer inekler serinletilmezlerse sıcaklıkla yaptıkları mücadelede onlara uygun yardımı sağlamış olmayız.  Bu konuda en çok kullanılan ve başarısı kanıtlanmış yöntem “evaporatif soğutma” dır.  Evaporatif soğutma yöntemi çevrenin değil, ineğin soğutulmasına dayanan bir yöntemdir.  Sistem fanların çalışması ve duşlarla oluşturulur.  Genellikle fanlar sürekli çalışır ve her on beş dakikada bir, 1 dakika duşlar devreye girerek ineğin üzerine püskürtülür.  Eğer sorun daha büyükse, yani sıcaklık aşırı derecede yüksekse, her on dakikada bir, 1 dakika, her beş dakikada bir, 1 dakika süren duşlama yapılabilir.  Fanlar ineklerin üzerine doğru bir açıyla çalıştırılmalı ve çapının on katı mesafeyle, 3 metre yüksekliğe sıralanmalıdır.  Fanlar ineklerin yem yemesini teşvik etmek için yemlik önünde bulundurulmalı, ayrıca, sıcaklığın yüksekliğine göre, yatak yerlerinin üzerlerine de konulmalıdır.  Ek olarak sağım öncesi bekleme yerine de fan ve duş sistemi kurulmasında, ineklerin bunalmaması açısından, büyük yarar vardır.

Özet olarak; inekler sıcaktan zarar görürler.  Onların sıcakla mücadele etmelerine, yem katkıları, yemleme yönetimi ve serinletme sistemleri ile yardımcı olursak, süt ve döl verimindeki azalmaların, ayak hastalıklarının, rahip iltihaplarının, sonun atılamaması olaylarının ve daha başa gelebilecek birçok sorunun önüne geçmiş oluruz.

Özetin özeti, yazın inekleri serinletmek şarttır.