Bu problemler “ineklerde enerji metabolizması ile ilgili problemler” ve “Kalsiyum/Fosfor metabolizması ile ilgili problemler” olarak da sayılabilir.

Hipokalsemi = Süt Humması
Retentio Secundinarum = Sonun atılamaması
Şirdenin (Abomasum) yer değiştirmesi
Ketosis
Metritis
Mastitis

İNEKLERDE DOĞUMDAN SONRA GÖRÜLEBİLECEK ÖNEMLİ PROBLEMLER:

İneklerde doğumdan sonra görülebilecek önemli problemlerin başlıca sebepleri, yazımızın devamında da görüleceği gibi, beslemede eksiklikler ve dengesizlikler ile kötü yönetimdir.

Bu problemleri şöyle sıralayabiliriz:
– Yağlı inek sendromu (şişman inek hastalığı = Fat Cow Sendrom)
– Ketosis
– Sonun atılamaması
– Döl tutmama
– Selüloz azlığı / asidoz / karın şişmesi
– Laminitis
– Abomasumun (Şirden’in) yer değiştirmesi
– Doğum Felci (hipokalsemi, süt humması)

Ketosis:
Doğumu takip eden birkaç gün veya birkaç hafta içinde ortaya çıkar. İştahsızlık, zayıflama, sütün azalması, kabızlık, sümüksü dışkı, durgunluk, kambur duruş, sinirli haller ve boş çiğneme hareketleri ile kendini gösterir. Yağlı inek sendromu ile de ilişkili olabilir. Günde 2 kez 150 ml. propilen glikol veya sodyum propionat verilerek ve bu uygulamaya en az 4 gün devam edilerek sağıtılabilir.

Ayrıca damardan hipertonik glikoz solüsyonu ile glukokortikoidler enjekte edilir.

Ketosis’ten Korunma ve Önlemler:
İnekler çok zayıf ve çok şişman olmamalıdır. Kuru dönemin son iki haftasında yavaş yavaş arttırmak suretiyle alıştırarak konsantre yeme adaptasyon sağlanmalıdır. Doğuma iki hafta kala yeme NİACİN ilave edilmesi yararlı olur.

Doğum Felci (Hipokalsemi ? Süt Humması):
Doğumdan hemen sonra, 1-2 gün içinde veya doğuma 1-2 gün kala oluşabilir. Vücut ısısı düşer, kulaklar ve merme soğur, sallantılı yürüyüş veya tamamen yatma, başı omuza dayama haliyle ortaya çıkar. Bakışlar donuklaşır, gözbebeği genişler, çok şiddetli vakalarda koma hali ve ölüm görülebilir.

Tedavisi damar içi yavaş yavaş Kalsiyum solüsyonu enjeksiyonu ile mümkündür.

Doğum Felcini Önleme Yolları:
Kuru dönemde yüksek kalsiyum içeren rasyonla besleme hipokalsemiyi arttırır. Kuru dönemde 550 kg canlı ağırlıktaki bir ineğin kalsiyum ihtiyacı günde 40 gr kadardır. Bu durumda düşük kalsiyum içeren rasyonlar, doğum sonrası felçleri önleyeceğinden yüksek oranda KALSİYUM içeren kuru yoncanın KURUDAKİ ineklere verilmemesi, yerine düşük kalsiyum içeren kaba yemlerin örneğin; çayır otunun verilmesi yararlı olur. Doğuma 3-7 gün kala özellikle D vitamini enjeksiyonunun doğum felcini önleyeceği araştırmacılar tarafından bildirilmiştir. Sürüde doğum felci olayları ANYONİK tuzların yeme katılmasıyla kontrol altına alınabilir.

Hipokalsemi başlı başına bir problem olduğu gibi başka problemlere de yol açabilir. Kas zayıflığına bağlı güç doğum, uterus prolapsusu olaylarında artış, sonun atılamaması, metritis’e yatkınlık, tekrar gebe kalma oranında düşüş, rumen atonisi dolayısıyla karın şişkinliği, şirdenin yer değiştirmesi, ketosis, mastitis, sütün azalması gibi problemler hipokalsemiyi takip edebilir.

Şişman İnek Sendromu (Fat Cow Sendrom)
Gebelikte çok beslenen ineklerde görülür. Doğumdan sonra iştah kaybı ve hızlı zayıflama ile ortaya çıkar. Nabız ve solunum hızlanır, inek yatar, kalkamaz. Bu belirtilerin ardından bir hafta içinde koma hali ve ölüm gözlenir. Destek tedavisi için propilen glikol ve sıvı elektrolitler denense de, genellikle tedavi başarılı olmaz. Önlemek için kuru dönemde ineklerin yağlandırılmaması gerekir. Kuru dönem boyunca mısır silajından uzak durmak yararlı olur.

Abomasumun Yer Değiştirmesi :
Bu olay doğumu takiben iki ? üç hafta içerisinde meydana gelir. Dördüncü midenin normal yerinden sağa veya sola doğru bükülmesiyle oluşur. Kesif yem-kaba yem dengesizliği, kaliteli kaba yem eksikliği abomasumun yer değiştirmesine zemin hazırlar. Abomasum çoğunlukla SOLA doğru yer değiştirir.

Abomasumun Yer Değiştirmesini Önleyecek Tedbirler:
İneğe vücut ağırlığının en az %1’i kadar kaliteli kuru ot verilmelidir. Kuru dönemde silaj tüketimi kısıtlanmalıdır. Mastitis, yağlı inek sendromu, süt humması, sonun atılamaması gibi problemler abomasumun yer değiştirmesine dispozisyon yaratacağından bu problemler için mutlaka önlem alınmalıdır. Kuru dönemde, özellikle doğuma 2 hafta kala ineğe verilen kesif yem 100 kg ağırlığa 750 gr oranını geçmemelidir. Örneğin; 500 kg canlı ağırlığındaki bir ineğe verilen kesif yem 3,750 gr’dan fazla olmamalıdır.  Doğumu takip eden dakikalarda kalsiyum takviyeleri yararlı olabilir.  Kalsiyum/fosfor dengesini sağlayan ve subklinik ya da klinik hipokalsemiyi önleyen D3 vitamininin doğuma 2-8 gün kala enjeksiyon olarak uygulanması büyük oranda yararlı olacaktır.

Sonun Atılamaması:
Doğumdan sonra görülebilecek yaygın problemlerden biridir. Süt azalmasına ve tekrar gebe kalmanın gecikmesine, dolayısıyla ekonomik kayıplara sebep olur. Uterus envolusyonu yani rahimin tekrar eski halini alması gecikir, rahim iltihabına ve kısırlığa sebep olabilir. Sonun atılamamasının sebepleri arasında Bruselloz, BVD, IBR, Leptospirosis gibi enfeksiyöz hastalıklar, vitamin – mineral eksiklikleri sayılabilir. Ca/p dengesizliği, selenyum, iyot ve A vitamini eksikliği olan sürülerde sonun atılamaması olaylarının arttığı gözlenmiştir. Plasenta bağlantısının olgunlaşamaması yani erken doğum olayları, doğuma yakın dönemde ineğin aşırı kilo alması ve mısır silajı tüketimi sonun atılamamasına sebep olabilir.

Alınması Öngörülen Önlemler:
Kuru dönemin en az 45 gün olması, günlük hareket imkanı, vitamin A, D, E ve selenyum enjeksiyonları ya da bunları içeren yem katkıları, enfeksiyöz hastalıklara karşı aşılamada önlem olarak düşünülebilir. Buzağılama bölümünün temiz, kuru, geniş, rahat olması, iyi havalandırmalı, aşırı sıcak, nemli ve kalabalık olmayan barınaklar sonun atılamaması konusundaki önlemlerin başında gelir.  Kalsiyum/fosfor dengesi için doğumdan önceki bir hafta içerisinde D3 vitamini uygulaması ve doğumu takip eden en kısa sürede enjeksiyon ya da ağız yoluyla kalsiyum verilmesi koruyucu hekimlik yönünden başarı sağlar.

Döl Tutmama:
Çok yağlandırılmış ve doğum sonrası hızlı zayıflama gösteren inekler sonunu atamama, rahim iltihabı ve ovariyum kistleri gibi problemlere daha yatkın olurlar. Bunlar döl tutmama sebepleri olarak karşımıza çıkar.

Selüloz azlığı, Asidosis, karın şişmesi olayları kaba ve konsantre yem oranındaki dengesizliklerden, kaba yemde taze baklagillerin çok olmasından kaynaklanır.

Laminitis: 
Yine kaba yem ? konsantre yem oranının bozukluğu ile ortaya çıkan topallık ile kendini gösteren bir problemdir. İnek ayakta durmakta rahatsızlık çeker, verim düşüklüğü ortaya çıkar. Daha çok işkembede oluşan aşırı histaminin kan dolaşımıyla ayaklara gitmesi sonucu meydana gelir.
Karaciğer apseleri de kaba ve kesif yem oranının bozukluğu ile ilgili olarak, işkembede oluşan asitin işkembeyi zedelemesi sonucunda mikropların kan dolaşımına girmesiyle ortaya çıkan problemlerdir. Kan dolaşımına giren bakteriler vena porta yoluyla karaciğere ulaşarak karaciğer apselerine ve ilerlemiş olaylarda ise karaciğer fonksiyonlarının bozulmasına sebep olurlar.

Süt yağı oranının düşmesi ile karşı karşıya kalındığında yine asidoz yönünden bir inceleme yapılmalıdır. Kaba-kesif yem oranı gözden geçirilmeli, ayak problemi olup olmadığına dikkat edilmelidir. Çok ince kıyılmış kaba yemler süt yağı oranının düşmesine sebep olabilir. Böyle bir problemde rasyonun kuru maddesinin binde beşi kadar sodyum bikarbonatın yeme ilavesi yararlı olur.

Kuru dönem iç ve dış parazit mücadelesi için en uygun dönemdir. Yeme katılarak ya da enjeksiyon tarzında A, D, E vitaminleri ile kuru dönemdeki inekleri desteklemek gerekir. Doğumdan 3 hafta önce uygulanan Selenyum ve E vitamini enjeksiyonları ya da bunların yeme katılmaları sonun atılamaması olaylarını önler. Kurudaki inekler temiz rahat bir ortamda bulundurulmalı ve hareket edebilmelidirler. Aşırı sıcaklıkla ilgili tedbirler mutlaka alınmalıdır.