Kanserler sadece insanlarda görülmüyor. Çiftlik hayvanlarında da kanser vakaları ile karşılaşıyoruz. Çiftlik hayvanlarında bu konunun fazlaca konuşulmamasının sebebi, sanırım, yaşlanma şanslarının olmamasından ileri geliyor.

Çiftlik hayvanlarında da kanserler insan hekimliğinden farklı değil. Aynı sebepler söz konusu. Yatkınlık (alınganlık), viruslar ve maruz kalma. Hayvanın dış görünüşü, ırkı, genetik yapısı ve türü bir yatkınlık (alınganlık) yaratabiliyor.

Örneğin; kanser vakalarının sığırlarda daha fazla, koyun ve keçilerde ise, oransal olarak, daha az görüldüğü biliniyor. Dış görünüş de etkili olup, yatkınlık oluşturuyor. Örneğin; kırmızı renkli sığır ırklarında, Suffolk ırkı koyunlarda, Angora ırkı keçilerde Melanocytic tümörlerin daha fazla görüldüğü belirlenmiş.

Irkların da yatkınlıkla ilgisi var. Beyaz yüzlü ırklar ve beyaz yüzlü melez sığırlar göz kanserine daha yatkın. Jersey ırkı ineklerin ise Melanoma’ya daha yatkın olduğu belirtiliyor.

Viruslar çiftlik hayvanlarında kanser oluşumunda büyük rol oynuyorlar. Sığırlarda Löykoz (Leukosis) viral bir hastalık. Deltaretrovirus ailesinden onkojenik (kanser yapıcı) bir virus tarafından oluşturulan, lenfatik dokularda kansere yol açan bir hastalık. Ancak, genetik ile de ilişkisi var.

İneklerde Papillomatosis ailesinden viruslar, çoğunlukla Deltapapillomavirus, Epsilonpapillomavirus aileleri sığırlarda kansere yol açıyor.

İneklerde Özofagus (yemek borusu) kanseri ve deri üzerindeki tümörler papillomavirus ailesinden viruslar tarafından meydana getiriliyor. İdrar kesesinde de oluşabilen bu kanserler de ayrıca eğrelti otu tüketilmesi de tetikleyici, kanser yapıcı bir faktör.

Koyunların Akciğer Kanseri (Jaaksiekte, OPP, OPA) bir virus etkenli kanserdir (onkojenik betaretrovirus). Koyunlardaki ENA (Enzootik Nasal Adenoma) ENTV virusu tarafından oluşturulur. Şiddetli solunum ve öksürük ile karşımıza çıkar.

Üçüncü kanser sebebi olarak maruz kalmayı ele alabiliriz. Maruz kalma genetik yapı ve viruslar ile de birleşebilir. Örneğin; güneş ışığına maruz kalan beyaz yüzlü sığırların göz kanseri olma ihtimali yüksektir. Ayrıca pigmentsiz ve tüysüz bölgelerde kanserin daha çok olduğu bilinir. Eğer hayvanlar herbisitlere (yabani ot mücadele ilaçları) az ama sıklıkla maruz kalırlarsa inek ve koyunların bağırsaklarındaki Adenokarsinom vakalarında artış görülür.

Metastaz insanlarda olduğu gibi, çiftlik hayvanlarında da sorunlar arasındadır. Örneğin, ince bağırsaklardaki Adenoma, Adenokarsinoma vakaları karaciğerde, akciğerde ve göğüs boşluğunda metastaz yapabilir.

İntestinal Adenokarsinomlar koyunlarda peritonda (karın zarında), yumurtalıkta ve yumurta yolunda metastaza yol açan kanserlerdir. Kutanöz mast cell tümörleri ve kutanöz vasküler tümörler sığır, koyun ve keçilerde metastazik olarak yayılırlar. Malignant (kötü huylu) melanoma koyun ve keçilerde metastazik potansiyele sahiptir.

Kanserler yaşlı koyun ve sığırlarda daha çok görülür. Yazının başında belirtildiği gibi, yaş ile ilgili kanserler çiftlik hayvanlarının yaşlanma şansı olmadığı için daha az söz konusudur.

Siğil virusu tarafından oluşturulan Papillomatosis bütün vücutta, göz çevresinde, memelerde ayrıca ağız boşluğunda kanserlere yol açar.

Kanserler çiftlik hayvanlarında external (dışta) ve internal (içte) olabilir. Dış bakıda görülebilenler, tabii ki daha erken teşhis edilirler. Ancak; internal olanlarının teşhisi zordur. Hatta çoğunlukla mezbahada görülürler.

Kanserlerin belirtileri diğer hastalıklarla karışır.

Karında gerginlik ve karın içinde su toplanması (Ascites), aşırı zayıflama, idrardan ve cinsel organlardan kan gelmesi, döl tutmama, idrar ve dışkı yaparken zorlanma, huzursuzluk, durgunluk, diş gıcırdatma, öksürük, sık soluma gibi belirtilerin birçoğunda hastalığın kanser olabileceği akla bile gelmez. Çünkü bunlar başka hastalıklarda da karşımıza çıkabilecek olan belirtilerdir.

Bazı tümörler omurilikte baskıya sebep olabilir. Böyle durumlarda yatalak inek sendromu (Downer Cow Sendrom) ortaya çıkan önemli bir durumdur. Eğer Löykoz (Leukosis = BLV enfeksiyonu) yaygın bir durumdaysa rahim, akciğer, mide (abomasum), karaciğer ve dalakta lenfosarkoma’lar oluşur. Böyle durumlarda bu organların işlevleriyle ilgili belirtiler gözlenir. Eğer lenfomasarkoma göz arkasında olursa göz yuvarlağı dışarı doğru fırlar. Böyle bir belirti bize Löykosis’ten şüphelenme yönünde bir uyarıdır.

Dışarıdan görülen tümörler ikincil sorunlara da yol açabilir. Örneğin; kötü kokulu yaralar, nekroze olmuş dokular, dudakta oluşan tümörler yüzünden aç kalma, gözdeki tümörler yüzünden körlük, bölgesel ülserler, meme tümörleri yüzünden mastitis (meme yangısı) göze çarpan ikincil (sekunder) sorunlardır.

Kanserler dışarıdan görülüyorsa tedavi denenebilir. Cerrahi olarak alınıp, uzaklaştırma, mümkünse organla birlikte tümörün alınması, soğuk tedavi (Cryosurgery, Cryotherapy), sıcak tedavi (radyo frekansı enerjisi veya koterizasyon) gibi yöntemler kullanılabilir.

İnternal kanserler çoğunlukla teşhis edilemez. Zaten tedavileri de yoktur. Örneğin; Löykosis’in hayvanlarda tedavisi olmaz. İmhası söz konusudur.

Çiftlik hayvanlarında görülebilecek diğer kanser vakalarına şöyle bir göz atalım; koyunlarda kulak tümörü, ineklerde burun ve boyun tümörleri, ineklerin meme kanseri, koyunlarda dudak adenokarsinomu, polikistik adenoma, polikistik adenokarsinoma, ter bezinde kanserler, bartolin bezlerinde adenoma, yumurtalıklarda adenokarsinoma, rahimde Leimyosarkoma, vagina ve servikste (rahim ağzında) squamous cell carcinoma, ağızda fibroma, fibrosarkoma, odontojenik (Dental, dişle ilgili) tümörler, memelerde myxosarcoma çiftlik hayvanlarında karşılaşılan diğer kanserlerdir. Ne yazık ki birçoğu ölümle ya da mezbahada sonlanır.

Son yıllarda kanserler ayrıca ‘’hayvan refahı’’ sorunu olarak da algılanmaktadır.