Yeni doğmuş buzağıların sadece tırnaklarının ucuyla basabildikleri doğmasal (Kongenital) bir anormalliktir.  Buzağı yere tırnak ucuyla (sümbük) basabilir.  Tabanıyla basamaz.  Buna sebep olan fleksor (bükücü) tendonun kısa kalmasıdır.

Bu anormalliğe Fransızca’da Bouleture (Buletür) adı verilmektedir.  Buletür’ün arkasındaki asıl sebebin kalıtım olduğu düşünülmekle birlikte, vitamin, mineral eksiklikleri, yavrunun rahim içerisindeki pozisyonu (malposition), rahimin büyük bir fetusa dar gelmesi gibi etmenler de akla gelmektedir.  Hijyen yetersizliği olan, kalabalık barınaklarda görülme sıklığının arttığı, ineğin gebeyken ateşli bir hastalık geçirmesi, toksik bir bitki (zehirli ot) yemiş olması da etmenler arasında sayılmaktadır.

Sonuç olarak bir tek sebebe bağlı olmadığı anlaşılıyor.  Kalıtsal olarak bazı çekinik (resessif) genlerin etkili olabileceği düşünülüyor.

MFDP ( M. Flexor Digitalis Profundus) tendosunun topuğu aşırı olarak bükmesi sonucu “buletür” denen anormallikle doğan buzağı ayakta duramaz, annesini ememez veya ayakta durup, annesini emmekte zorlanır.

Bilek dikleşmesinin durumuna (derecesine)göre problem artar.

Anomalinin (Anormalliğin) kesin tedavisi cerrahi müdahaledir.  Cerrahi müdahale ya konservatif,  ya da operasyon ile yapılabilir. Basış bozukluğunun derecesine göre tedaviye karar verilir.

Konservatif tedavi ayağın atele (cebire) alınmasıyla mümkün olur. Ayak düzeltilip atele alınır. Atel PVC veya tahta olabilir.   10 gün kadar atelde kalan ayak düzgün pozisyona gelebilir.  Bu tedavi esnasında Vitamin E, Magnezyum, Fosfor, Vitamin D ve Kalsiyum kullanılması iyileşmeyi hızlandırır.

Buletür’ün operasyon ile tedavisinde ise “Z tenetomisi” adı verilen işlem yapılır.    Z tenetomisi operasyonu yapıldıktan sonra ayak,  yukarıda anlatıldığı gibi,  atele alınır.  İyileşmeye yardımcı olabilecek vitamin ve mineraller yine kullanılır.  Operasyon sonucunda tendon uzatılmış olur ve buzağı ayak tabanına basabilir.

Buletür tedavisinde;  uzun kemiklerin hızlı büyümesi, tendonun ise bu büyümeye yetişememesi göz önüne alınarak bir alternatif tedavi önerilmektedir.

Oksitetrasiklin (antibiyotik) Kalsiyum bağlayan bir özelliğe sahiptir.   Bundan yararlanmayı düşünen bilim adamları damar içi 20 mg/kg dozunda, 3 gün süreyle oksitetrasiklin vererek uzun kemiklerin kalsiyum emilimini ve dolayısıyla hızlı büyümesini engellemeye çalışmışlar ve böylece tendonların bu uzamaya yetişmesini sağlamışlardır.  Bu yönde yapılmış, ancak, bilimsel olarak daha çok çalışma yapılmasına ihtiyaç duyulan araştırmalar vardır.

Hastalığın koruyucu hekimliğinde, akrabalı yetiştirmeden uzak durmak, kalabalık, kötü koşullardaki barınaklardan sakınmak, gebelik esnasında özellikle A, D, E vitaminleri, fosfor ve magnezyum takviyeleri yapmak önerilmektedir.