Yemlerde küflenme  bütün çiftlik hayvanlarında problemlere sebep olur.  Burada sadece geviş getirenler ile ilgili sorunlardan söz edeceğiz.

Son yıllarda bir takım konular gündeme geldi.  Aflatoksin sözcüğü kullanılmaya başlandı.  Hatta yanlışlıkla Alfatoksin diyenler çoğunlukta.  Doğru söylenişi Aflatoksin dir.  Aflatoksin küflerin sebep olduğu zehirli maddelerden sadece biri olup, özellikle sütle atılarak  bu sütü tüketen insanlara zarar verebilir.  Küf ve mantarlardan kaynaklanan zehirli maddelere genel olarak mikotoksin adını vererek, konuyu bu şekilde inceleyelim.

Mikotoksinler silajlarda, başta mısır olmak üzere, arpa, yulaf ve buğday gibi tane yem hammaddelerinde oluşabilir.  İneklere yedikleri yemlerle geçer.  Mikotoksinlerin, yani küf ve mantarlardan kaynaklanan zehirli maddelerin hayvanlar üzerinde büyük zararları vardır.  Bu zararların sebep olduğu hastalık ve bozukluklar ise başka hastalık ve bozukluklar ile karışabildiğinden, mikotoksinler çoğunlukla akla gelmez.

Mikotoksinlerin oluşturabileceği sorunları sayarsak; iştahsızlık, süt miktarında azalma, gelişme geriliği, yemden yararlanmada azalma, zayıflama, ishal, kanlı ishal, döl tutma güçlükleri, anormal kızgınlık döngüleri, tüylerde kabalaşma, kabarma ve bozulma, durgunluk, rektum prolapsusu, kızgınlık, bağışıklık sistemi bozuklukları.

En sonuncusu ise birçok başka soruna zemin hazırlayabilecek önemli problemdir.

Mikotoksinlerin zararları;  alınma süresi, sıklığı ve miktarı ile ortaya çıkarlar.  Daha erken, daha geç, daha şiddetli veya orta şiddette hastalık belirtilerine sebep olabilirler.

Mikotoksinler ayrıca HBS olarak bilinen Hemorajik Bowel Sendrom (Kanamalı bağırsak sendromu) etkenlerinden biridir.

Yukarıda sayılanlar dışında erken embriyonik ölüm, sonun atılamaması, gebe ineklerin kızgınlık benzeri belirtiler göstermesi, ketosis, şirdenin yer değiştirmesi, metritis, mastitis, yağlı karaciğer hastalığı gibi olayların arkasında yatan etkenler arasında mikotoksinleri de düşünmek gerekebilir.  Özellikle bilinen tedavilere yanıt vermeyen vakalar mikotoksinler tarafından meydana getirilmiş olabilir.

Mikotoksinler hayvanlarda topallığa sebep olabilecekleri gibi, böbrek, karaciğer ve solunum yolu bozukluklarında da suçlu olabilirler.

Mikotoksinler besinlerin emilimini de aksatırlar.  Uzun süreli küflü ve bozuk yem alan hayvanlarda kandaki vitamin A seviyesi düşer, kör veya ölü buzağı doğumları ile karşılaşılır. Yemler içerisinde küf ve mantarların hızlı üremesi sonucu yemlerde ısınma, dolayısıyla yemin enerji değerinde ve A, D, E, K vitaminlerinde azalma söz konusu olur.

Mikotoksinler sıcak ve nemli ortamlarda artarlar.  İşkembedeki yararlı, sindirimi sağlayan mikroorganizmalara da zarar verirler.  Gebe hayvanlar, gençler ve büyümekte olanlar erginlere oranla daha çok etkilenirler.  En büyük ve en öncelikli zarar ise karaciğerde görülür.  Vücudun arınma, bağışıklık ve hormonal mekanizmaları karaciğer bozulmasıyla birlikte kötü yönde etkilenmiş olurlar.

Küf üremesine bağlı olarak mikotoksinlerin artışı;  silaj veya diğer yem hammaddelerinin hasadından önce, hasadı esnasında, depolanma, nakliye, karıştırılma ve hayvanlara verilmesi esnasında gerçekleşebilir.

Mikotoksinlerden Korunma:
Silaj yaparken silaj çukurlarını hızla doldurulması, uygun kapatılması, oksijensiz ortamın en kısa sürede sağlanması başlıca önlemdir. Silajın açıldıktan sonraki muamelesine özellikle dikkat edilmelidir.  Silaj dikine, düz şekilde kesilmeli ve üstü tekrar örtülmelidir. Tane yemlerin küflenmesi ise ancak kurutulmaları ile önlenebilir.

Küflerin görünmesi halinde, zaten göz göre göre, hayvanlara verilmesi istenmez.  Fakat; görülmeyen üremeler, gözden kaçan durumlar her zaman söz konusudur.  Dünya’da çarelerin başında toksin bağlayıcıların kullanılması gelmektedir.

Toksinleri emen, kendine bağlayan ve vücuttan sığırlara zarar vermeden atılmalarını sağlar.  Bu katkıların yemlere konulması mikotoksinlerin olduğu gibi diğer zararlı maddelerin de verebilecekleri hasarlardan korunmayı sağlar.  Ayrıca; bilinen en iyi karaciğer koruyucu ve yenileyici madde olan Silymarin’i içeren deve dikeni özünün yemlere katılması da iyi bir önlem olacaktır.

Hayvanlara zarar veren küf toksinleri özellikle sütle insanlara geçebilir.  Örneğin; Aflatoksin M1 olarak bilinen küf toksininin insanlara sütle geçmesi sonucu kansere sebep olabileceği bildirilmektedir.  Çiftlik hayvanlarının küf toksinlerine karşı korunmaları büyük ekonomik zararların yanı sıra insan sağlığına gelebilecek zararları da önleyecektir.