Süt sığırcılığı işletmeleri sonuç olarak ekonomik operasyon gerçekleştiren işletmelerdir. Başka işletmeler gibi girdileri vardır, ürünleri vardır, paraya çevrilen ürünlerden elde edilen gelirleri vardır.

Kar-zarar hesapları yapılırken, bunların operasyonun tümünü kapsaması gerekir. Sonucun yıllık, iki yıllık hatta beş yıllık tablolarda görülmesi gerçek kar ve zarar hesabını ortaya çıkaracaktır. Günlük ya da sadece bir alım esnasında yapılan maliyet hesapları çoğunlukla operasyonel maliyeti farklı yönlerde etkileyecektir.

Süt sığırcılığı işletmelerinin en önemli gideri ” yem” dir. Bu gider kaba yemdir, kesif yemdir ya da yem hammaddeleridir. Süt sığırcılığı yapan işletmeciler yem alırken enerji, protein, vitamin, selüloz gibi ihtiyaçları satın almış olurlar. Burada dikkat edilmesi gereken bir birim enerjinin, proteinin ve benzeri gıda maddesinin uygun fiyattan alınması olmalıdır. Bilinçli bir süt sığırı işletmecisi saman ya da yonca almaz, işe yarar selüloz satın alır. Bugünlerde yoncanın nakliye hariç kg’ı 25-30 Ykr, samanının nakliye hariç kg’ı 18-22 Ykr’ tur.

Bu fiyatlarla saman alan bir işletmeci çok pahalıya saman almış demektir. Buna benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür. Örneğin, böyle bir işletme arpa, mısır, buğday almaz, enerji satın alır. Küspe satın almaz, protein hammaddesi satın alır. Ağırlık olarak vitamin-mineral katkısı satın almaz, bir birim vitamin ve minerali gerçek maliyetine satın almaya bakar.

Yoncanın da kalitelisi, kalitesizi vardır. Bazı işletmeler yoncalarını kendileri üretirler. Eğer yonca tomurcuk dönemindeyse daha çok gıda değeri içerir, fakat bu dönemde hasat ederseniz daha az ürün kaldırırsınız. Yonca, çiçekten sonra hasat edilirse daha çok ürününüz olur, ama daha az gıda değeri elde edersiniz. Halbuki işe yarayacak olan gıda değeridir. Odunlaşmış yonca, dökülmüş yapraklar hayvanlarımıza bir şey vermez.

İşletmeye neler satın alırız? Yem, yem hammaddeleri, ilaç, aşı, tohum (sperma) ve hizmet. Bunları alırken günlük maliyet yapılır ve yanlış hesapla en ucuz alınacak olursa,”operasyonel maliyet” en pahalıya gelecektir. Sadece kg hesabıyla yonca yerine saman alan, böylece yoncanın işe yarar selülozu yerine, samanın işe yaramayan selülozu ile hayvanlarını beslemeye çalışan bir işletme o günkü yanlış hesabın acısını daha sonra çekecek, orada kar ettiğini sandığı birkaç kuruşu verim azlığıyla, hayvanların hasta olmasıyla, ilaç masraflarıyla, veteriner hekim giderleriyle kaybedecektir. Ucuza bulunan bir posa, ucuz olduğu sanılan herhangi bir artık ya da yan ürün, kalitesiz bir silaj, kalitesiz tohum, hatta kalitesiz bir hizmet gerçekten ucuz mudur?

Kalitesizlik orada kalmayacak, birbirini takip eden problemleri ardarda getirecektir. Bu da bize günlük, anlık maliyetlerin değil, operasyonel maliyetlerin önemli olduğunu gösterir. Sığırcılıkta yapılan hatalar yapıldığı yerde kalmaz. Mutlaka devam eder. Hatalar karşımıza asidoz, döl tutmama, ayak hastalığı, sonun atılamaması, rahim iltihabı, meme iltihabı ve benzeri şekillerde çıkar. Benzer olaylar barınak dizaynında da önem taşır. Gereksiz yere masraf edilerek yapılan bir duvar, gerekli olduğu halde konulmayan birkaç vantilatör hep operasyonel maliyeti olumsuz yönde etkileyecektir. Masrafdan kaçılarak alınmayan bir ön daldırma solüsyonu, yapılmasından kaçınılan bir aşı ya da antiserum çiftliğin bir yıl, iki yıl ya da beş yıl sonrasını kötü yönde etkileyecek, basit bir maliyet hesabı işletmeyi karlı olmaktan alıkoyacaktır.

Özet olarak; maliyetleri günlük, anlık değil, “operasyonel maliyet” olarak düşünmek her zaman işletmenin çıkarınadır.