Süt sığırcılığının en önemli girdilerinin yem, işçilik ve enerji maliyetleri olduğunu biliyoruz.  Bazı dönemlerde süt fiyatları düşüyor, kriz yaşanıyor.  Böyle günleri atlatan çiftlikler aslında ayrıntılara dikkat eden, kayıpları en düşük seviyede olan çiftliklerdir.  Kayıpları  önleyemeyen çiftlikler ise, özellikle kriz yaşanan dönemlere dayanamıyorlar.

Genel muhasebe esaslarına göre; gider kalemleri ve gelir kalemleri, başka bir deyişle girdi maliyetleri ve çıktılar hesap edilir.  Aradaki fark kar ve zararı ortaya koyar.  Çiftliklerde ise daha ayrıntılı bir bakış açısı ile bakılması gerekmektedir.  Zarar kapıları kapatılırsa kârlılık ortaya çıkar.  Ya da delikler tıkanmadan kovayı doldurmak mümkün olmaz.  Kovadaki büyük deliklerden biri buzağı kayıplarıdır.   Besi danası olacak erkek buzağıları, geleceğin inekleri olacak dişi buzağıları kaybettiğimiz,  ne yazık ki,  her halimizden bellidir.  Bunca hayvan varlığımıza rağmen sıklıkla düve ithalatı, dana ithalatı yapmaya gerek duyuyoruz.  Çiftlikler kendi kapasitelerini aşarak başka çiftliklere düve satabilmelidirler.  Bunu becerebilen çiftlik sayısı çok azdır.  Ayrıca; bir buzağı kaybı, gelecek günleri bile hesap etmeksizin, o gün itibariyle 2 ton veya daha fazla süt kaybına karşılık gelmektedir.

İşte, zarar kapısı veya kâr kapısı!

Süt sığırcılığı çiftlikleri 4 rakamı mutlaka iyi takip etmelidirler.  Bu rakamlar küçüldükçe kovadaki delikler kapanır.  Rakamlar büyüdükçe kovadaki delikler büyüyerek, genişleyerek kovayı su tutmaz hale getirirler.  O zaman ne kadar çaba gösterirsek gösterelim kovayı dolduramaz, çiftliği kâr eder bir hale getiremeyiz.

Ben bu rakamlara “eyvah” rakamları adını veriyorum.  120, 405, 180,  200 bin

Tabii bunların arkasında iyi bir kayıt sistemi olmalıdır.  Kayıt yoksa nereye doğru kürek çektiğimizi bilemeyiz.Çiftlik nereye gidiyor? Hangi dersin notu kırık? Bunları bilmek kayıt tutmakla mümkündür.

120 gün; doğumu takip eden gebelik sağlanacak en son gündür.  Daha fazla gün geçmiş halen gebelik sağlanamamışsa, eyvah(!)

405 gün; buzağılama aralığıdır.  İki buzağı arası en fazla 13,5 ay  yani  405 gün olmalıdır.  İşte ikinci “eyvah” rakamı.

180 gün; çiftlikte sağımda geçen gün sayısı ortalamasıdır.  Bu rakam normalde 160-170 gün arasında olmalıdır.  180 gün üst sınırdır.  Fazlası çiftliğin döl kaybettiğini ve yemleme masrafının çok yükseldiğini gösterir.  Başka bir şekilde söylersek bu rakamın üstündeki rakamlar çiftliğin sütü pahalıya mal ettiğini ve eksik yavru aldığını ifade eder.  Bir “eyvah” daha.

200.000; çiftliğin tank sütündeki somatik hücre sayısının üst sınırıdır.  Bunu aşan rakamlar gizli mastitisi işaret eder. Çiftlikte bir “süt hırsızı”nın sürekli çalıştığını gösterir.  Zaten böyle sürerse memelerin körelmesi de söz konusu olacaktır.

Bu rakamlar saptandığında derhal arkasındaki sebepler araştırılmalıdır.  Rakamlar tamamen sonuçtur.  Arkalarında başka sebepler vardır.  Araştırılıp ortaya çıkarılmazlarsa süt ve buzağı hırsızlarını sürüden atmak mümkün olmaz.

Sütünü ve buzağısını kaybeden çiftlikler, özellikle sallantılı günlerde,  dayanma güçlerini çabucak kaybederler.