Süt ve süt ürünleri ile et en önemli gıdalardır.  Bu hayvansal protein kaynaklarının yerini alabilecek başka gıdalar yoktur.  İnsanların hayvansal protein almaları gerekir.  Çocukların, kadınların ve hamilelerin hayvansal proteinlere daha çok ihtiyaçları vardır.  Bedensel ve zihinsel gelişim tam olarak hayvansal proteinlerle sağlanabilir.

Dünya’daki ve ülkemizdeki nüfus artışına bakarak hayvansal proteine olan ihtiyacın artacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.  Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip ülkelere, giderek yenileri eklenmektedir.  Çin, Hindistan, ABD, Endonezya gibi ülkelere ek olarak Pakistan, Bangladeş, Etiyopya, Nijerya, Brezilya ve İran geliyor.  Dünyada yıllık nüfus artışı 80 milyon kişi olup, 2050 yılına gelindiğinde nüfusun 9,5 milyar olacağı öngörülüyor. Dünya nüfusuna ise her gün 1 Yalova ili,  her ay ise yaklaşık 2 İzmir ili eklenmektedir.

Ülkemizin nüfus artış oranı  %1,3 tür.  Bugünlerde 75 milyon olan nüfusumuzun, 2050 yılında 94-95 milyon olacağı tahmin edilmektedir.  İş gücü nüfusumuz (15-64 yaş arası) genelin %67’sini oluşturmaktadır. 0-24 yaş arası nüfusumuz toplam nüfusumuzun %42’si, 15-24 yaş arası genç nüfusumuz ise toplamın %16,8’idir. Önümüzdeki 10 yıl içinde ise genç nüfusun daha da artması beklenmektedir.

Gelelim süt sığırcılığına;

Bazı örnek rakamlarla başlayalım.  ABD’de 1944 yılında 25,6 milyon baş süt ineği varken, üretilen süt 53 milyar kg’idi.  Buna göre ülke ortalaması 2070 kg/inek başına süt verimi olarak hesaplanıyordu. 2007 yılında inek sayısı 9,2 milyon’a düşerken, süt miktarı 84,5 milyar kg’a yükseldi, ülke ortalaması 9152 süt/inek oldu.  Ortalama rakam giderek artıyor.  2011 yılında inek sayısı aynı kalırken,toplam süt 89 milyar kg’a çıkmış, ortalama inek başına yıllık süt verimi ise 9681 kg’a yükselmiştir.

Ülkemizde 1990 yılında 6,1 milyon baş inek varken, 8,7 milyar kg sütümüz vardı.  Ülke ortalamamız 1409 kg olarak hesap ediliyordu.  2011 yılında 4,7 milyon baş inek sayısıyla, 13,8 milyar kg süt elde ettik ve ülke ortalamamız inek başına 2936 kg /süt oldu.

Biz de inek başına bir ilerleme katettik, ABD de ilerleme katetti. Ancak; görüyoruz ki daha yapılacak çok iş vardır.

Yılar içerisinde teknoloji de üretime büyük katkılar sağladı.  Suni tohumlama hizmetlerinin dondurulmuş sperma ile yaygınlaşmasını takiben, inek konforu ve beslemesiyle ilgili bilgiler devreye girdi.  Ardından Toplam Karma Rasyonlar ile sağım sayısının ikiden üçe çıkarılması yoluna gidildi.  Döl verimi hormonları kullanılmaya başlandı.  Artık genetik değerlendirmeler ulusal boyutta inceleniyor ve kayıt altına alınıyor. Çiftliklerde bilgisayar kullanılması yaygınlaştı.  Sıcaklık stresinin zararlarının farkına varıldı ve serinletme sistemleri araştırıldı.  Döl verimi ile senkronizasyon programları geliştirildi.  Gübrelerdeki metan gazından biyogaz olarak yararlanma yoluna gidildi.  Teknolojik gelişmeler hızla gelişerek cinsiyeti belirlenmiş spermaya, genom teknolojisine kadar geldi.  Bütün bu gelişmelerin verimlilik yönünde olumlu etkileri oldu.

Eğer süt sığırcılığı işletmeleri başarıyla çalışabilirlerse, her zaman kazanç sağlamayı bileceklerdir.

Ancak; başarının koşulları vardır.

Başarı koşullarını sayarsak;
Sürü yönetimi uygulamalarının ihmal edilmemesi
Koruyucu hekimlik uygulamaları
İnek konforuna özen gösterilmesi
Duvarsız, havalandırmalı, serinletme sistemli barınaklar
Kaliteli kaba yem ve hatasız yemleme
Sürüdeki stresin azaltılması, verimin arttırılması yönünde tüm önlemlerin alınması
Kızlarının yüksek verimleri ispatlanmış, üstün yetenekleri kanıtlanmış olan boğa spermalarının kullanılmasıyla genetik ilerlemenin arzu edilen yönde sürdürülmesi.
Toplam Karma Yemin ineklerin tüm gereksinimlerini karşılayacak şekilde formüle edilmesi.
Uygun ırkların seçilmesi
gibi konular akla gelecektir.

Son yılların teknolojileri ile bilgilerini biraraya getirerek, bunları doğru uygulamalarla kullanıma sokarak sektörde başarı elde edilebilir. Bütün bunların yapılması halinde de sektöre yatırım yapmak doğru olur.

Önümüzdeki 10 yıl içinde tüketicinin istediği kalite ve kompozisyonda süt üretimine odaklanan işletmeler gelişecektir.  Süt en kolay erişilebilecek dengeli bir protein kaynağıdır.

Süt sığırcılığı işletmeleri toplumun hayvansal protein ihtiyacını karşılayan, aynı zamanda istihdam yaratan kuruluşlardır.  Sürü yönetimi uygulamalarına uygun şekilde, düzgün yemleme ve bakım ile, doğru işletilen süt sığırcılığı yatırımları kazançlı ve sürdürülebilir olacaktır.

Süt sığırcılığında kazanç küçük ayrıntılardadır.  Kâr eden ve zarar eden işletmeler arasındaki fark ise sadece bu küçük ayrıntıları önemsemek veya önemsememek arasındaki ince çizgidedir.

Özet olarak;  artan bir talep ve gelişen bir teknoloji söz konusudur. Ayrıntıları gözden kaçırmayan işletmeler, koşulları ve kuralları içinde iş yapıyorlarsa, yatırımlarını geri döndürüp, işlerini kârlı hale getirebilirler.