Bir karne alındığında sonraki dönemde sonra hangi derslere daha çok ağırlık vermek gerektiği ortaya çıkar.  Karne geçmişi görme, geleceği planlama olanağı sağlar.

Eğer süt sığırcılığı işletmeleri de geçmiş günlerde yaptıklarını görmek ve gelecekte hangi dersleri daha çok çalışmaları gerektiğini anlamak istiyorlarsa kendilerine “karne” verebilirler.

Tabii karnedeki notlar için iyi bir kayıt sisteminin gerektiğini herkes bilir.

Kayıt sistemi, büyük veya küçük, her işletme için gereklidir.

Karne hangi “dersler” üzerinden verilmelidir?

Dört dersten kendimize karne verir ve zayıf notlarımızı saptayarak sınıfta kaldığımız dersleri belirlersek işletmemizi daha iyi yerlere taşıyabilir, kârlı hayvancılık yapabilir veya arzu edersek çiftliğimizi büyütebiliriz.

Eğer karnemizi görmezsek ve “kırık notlarımızı” fark etmezsek çiftlik zarar eder ve süreç engellenemez.  O takdirde çiftliği büyütmek, hayvan sayısını arttırmak “zararı büyütmek” anlamına gelir.

Yılda bir veya 2 kez karnemizi görmek için “mecburi sürüden çıkarma”  sayılarımıza bakmamız şarttır.

Mecburi sürüden çıkarma artık çaresiz kalınmış ve kesime gönderilmiş inek sayısıdır.  Gönüllü sürüden çıkarma yapıyorsak, bu karnemizin konusu değildir.

Bir süt sığırı işletmesinde genellikle üç sebepten dolayı inekler kasaplık olurlar.

1-    Döl tutmama ( kısır inek)

2-    Memeleri körelmiş inek

3-    Topal kalmış inek

Bu sayıları belli dönemlerde kontrol edersek ve mecburi sürüden çıkarmaları sebepleriyle birlikte gözden geçirirsek karne ortaya çıkar.  Örneğin; bir çiftlikte 10 inek kesime gönderilmiş ise, bunun 8 adedi kısır kalma, 1 adedi meme körelmesi, 1 adedi ise topallık nedeniyle kesime gönderilmek zorunda kalınmışsa, bir sonraki dönemde daha çok çalışılması gereken ders bellidir. Buradan çıkan sonuç;  çiftlikte döl tutma sorunları diğer sorunlardan daha fazla görülmektedir.  Topallık ve meme körelmesi konularında da aynı şekilde örnekleme yapılabilir.

İneklerin kısır kalması, giderilememiş şekilde topal kalmaları ve meme körelmesi hastalık değil, sonuçtur.

Hemen arkasındaki gerçek nedenler araştırılmalı, bu kötü sonuçlara nasıl gelindiği irdelenmeli, düzeltme yoluna gidilmelidir.  Bu karne çıkmadığı sürece sorunlar daha büyük boyutlara taşınacaktır.

Hâlbuki karne ortaya çıkmış ve biz iyice incelemiş isek, gelecek dönemde düzeltmemiz gereken ?kırık notlarımız? ortaya konulmuş olur, hemen o konulara daha  fazla ağırlık verir ve zarardan en kısa sürede dönmeyi başarırız.

Karnedeki son konu ise; kaybedilen buzağıların sayısıdır.  Buzağı kayıplarının hiç olmaması arzu edilir.  Ama; bir üst sınır belirlenecekse, bu rakam %1’den büyük olmamalıdır.

Buzağı kayıplarının nedenleri, eğer kayıt tutulmuş ise, ortaya konulabilir.  Doğum esnasındaki kayıplar, doğumu takip eden süre içindeki kayıplar, daha sonra ishal ve öksürükten (zatürre, pneumoni) dolayı olan kayıplar.

Belirtilen dört ana sebebin hangisi daha fazla canımızı acıtmaktadır ? Bunları saptayabilirsek ve doğru yönde düzeltici önlemler alırsak bir sonraki döneme “notlarımızı düzelterek” girer ve sınıfı geçeriz.

Özet olarak; kayıt tutma, karnenin ortaya çıkması, derhal düzeltme ve önleme yönünde yapılması gerekenlerin yürürlüğe konması zararı önler, kazancı arttırır.

Karne bir ölçme-değerlendirme metodu olup, ölçmediğimiz bir şeyi tabii ki değerlendiremez ve önlem alma konusunda gereğini yapamayız.