Sığırcılıkta mevsimin sonbahar ya da kış olmasının alınması gereken önlemler açısından büyük bir önemi yoktur.  Zaten sistemli olarak aşılamaların, parazit mücadelesinin, dezenfeksiyonların yapılması gerekir.

Barınaklarda alınacak önlemler:
Kış geliyor diye hayvanları kapalı, kötü  havanın biriktiği ortamlara koymak birçok hastalığa davetiye çıkarmaktır.  Ne yazık ki ülkemizde soğuktan korkarak, hayvanları sıcak tutmak arzusuyla kapalı ahırlara koymak adettendir.  Böyle uygulamalar konforu bozar, stres yaratır.  Solunum yolu enfeksiyonları başta  olmak üzere, yem alımında azalmaya, bazı metabolik hastalıklara, hatta döl tutmamaya varan problemlere yol açabilir.  Çok şiddetli soğuk, tipi ya da aşırı rüzgara karşı bir perde sistemiyle önlem alınabilir.  Kötü koşullar gidince perde tekrar indirilir.

Ani değişiklikler hayvanlar için stres kaynağıdır.  Örneğin; aniden havanın soğuması gibi.  Böyle durumlarda stres önleyici yem katkı maddeleri kullanmak yararlı olur.  Kış boyunca bu tip stres önleyici yem katkılarından her ayın bir haftası sistemli olarak kullanmak özellikle tavsiye edilir.  Yine burada esas olan hayvanların, hasta olmadan önce, alınacak tedbirlerle korunmasıdır.  İstesek de istemesek de ülkemiz kapalı ahırlarla doludur.   Bu ahırlarda ters hava akımları açıkta kalmalarından daha tehlikeli olmakla beraber, yıllardır bunlardan vazgeçemedik.  Böyle ahırlarda kış girişi duvarlardaki delikler dahil inceden inceye temizlik ve dezenfeksiyon yapılması faydalı olacaktır.  Bir sonraki kışa ise bu her tarafı kapalı ahırlardan kurtulmak için planlar yapılmalıdır.  Amonyak kokulu, solunum ve sindirim yolundan çıkmış atıklarla kirlenmiş bir ortamın soğuk havadan çok daha fazla hayvanlarımıza zarar verdiğini artık bilmemiz gerekir.

Sığırcılıkta, özellikle süt sığırcılığında yaz ya da kış olarak yemin kompozisyonunu ayarlamaktan ziyade, hayvanların bulundukları duruma göre, uygun vücut kondüsyonunda olmalarına bakılmalıdır.  Sağılanlar, kurudakiler, sağımın henüz başında olanlar, düveler olmaları gereken vücut kondüsyonunda olurlarsa problem çıkmaz.  Gerek süt ve gerekse besi sığırlarında Parainfluenza 3, IBR, BVD, BRSV, Haemophilus somnus ve pasteurella aşıları önerilebilir.  Ancak, önceden de sözünü ettiğimiz gibi bu aşıların sistemli bir şekilde zaten yapılıyor olmasını öneriyoruz.  Tabii gerekli tekrar dozlarını da aksatmamak suretiyle.  Besi danalarında ise “besi başlatma programı” içerisinde yapılacak aşıların eksiksiz yapılması yine sağlıklı bir besi periyodu geçirmeyi temin eder.

Süt sığırcılığında da besicilikte de barınakların temiz ve kuru olması sağlık için temel kuraldır.  Önlemlerin mevsime göre değil, en başından alınmış olması gerekir.  Örneğin, açık serbest sistem besi yerlerinde tepecikler ve direnaj kanallarının baştan düşünülmesi gibi.  Sütçü işletmelerde de yine barınağın yapılması sürecinde her şeyin düşünülmesi lazımdır.  Artık; çatı ortasında 60 cm’lik açıklık olan, duvarsız, gereğinde kullanılacak perdeleri olan, havalandırma problemi olmayan barınaklar öneriyoruz.  Sığırlar bulundukları ortamları hızla kirleten hayvanlardır.  Bu ortamların temiz tutulması, en başta, ahır sisteminin uygun yapılması ile mümkündür.

Yaz ya da kış hayvanlarımız her istediklerinde temiz suya ulaşabilmelidirler.  Eğer donma söz konusuysa donmayan, çift cidarlı otomatik su yalakları kullanmak gerektiği ortadadır.  Görüldüğü gibi bu da daha yapım aşamasında düşünülmesi gereken önlemlerdir.

Sütçü sığırlar için kış girişinde, besi danaları için de besi girişinde kullanılacak özel yem katkı maddeleri için işletme sahiplerinin profesyonel yardım almaları yerinde olur.  Bir problem olmadan alınacak profesyonel yardımların işletme kârlılığına büyük katkısı vardır.  Kârlılık artık olacakları baştan görüp ya da deneyimlerle tesbit edip gereken“koruyucu hekimlik” hizmetlerinin yerine getirilmesinden geçmektedir.