Ülkemizde şimdiye dek görülmeyen bu hastalık güney doğu bölgemizde görülünce basın tarafından Afrika Hastalığı adı verildi. Asıl adı “Sığırların Nodüler Ekzantemi” dir.  İngilizce olarak “Lumpy Skin Disease”  diye bilinir ve dünyadaki yaygın bilinirliği bu isimle olur.  Ülkemizde “ihbarı mecburi hastalıklar” listesinde yer alır.

Hastalık İngilizcesinden tam tercüme ile yumrulu deri hastalığıdır.  Etkeni koyun-keçi çiçek virusu ile aynı gruptan bir virustur.  Virus ailesi  Capripoxvirus olarak bilinir.  İlk olarak 1929 yılında Afrika’nın güney ülkelerinde çıkan Lumpy Skin Disease daha sonra Mısır ve İsrail’de de salgınlar yapmıştır.

Lumpy Skin Disease (LSD) deri üzerinde şişliklerle görülür.  Aynı şişlikler iç organlarda da oluşur.  Sütün birdenbire azalması, şiddetli düşkünlük hali, gebelerde yavru atma, hızla zayıflama, topallık ile kendini gösterir.  Hastalık sokucu sineklerle bulaştırılır.  Doğrudan temas da bulaşma yoludur.  Ağız ve burundan gelen akıntılarla veya süt ile temas bulaşma kaynağı olabilirse de hastalığın sokucu, kan emici sineklerle bulaşması başlıca yayılma yoludur.

Hastalığın yayılması %3-85 olarak bildirilmektedir.  Ölüm oranı düşüktür.  LSD ( Lumpy Skin Disease)’den ölüm oranı %3 olarak bildirilse de ikincil enfeksiyonlarla bu oran yükselebilmektedir.  Kuluçka dönemi 2-5 haftadır.  Ergin sığırlar biraz daha dayanıklı olup, buzağılar çok hassastırlar.  Jersey ırkı sığırların ise,  diğer ırklara göre daha hassas olduğu bilinmektedir.  Baş, boyun, merme çevresi (burun ucu) ve ayaklarda sert şişlikler kendini gösterir.  Ayrıca, karaciğer, işkembe, dalak, akciğer ve sindirim yolunda bu şişkinliklerin aynısı oluşur.  LSD böcek ısırması, kurdeşen, deri tüberkülozu, nokra ve benzer deri hastalıklarıyla karışabilir.  Tam olarak serolojik testler veya virus izolasyonu ile kesin teşhis yapılır.

Hastalığın tedavisi yoktur.  İkincil enfeksiyonlar için antibiyotik kullanılabilir.  Uzun bir süre içerisinde tedavi mümkündür.

Hastalıktan korunma için iki yöntem vardır.  Birincisi sineklerle mücadele, ikincisi ise aşılamadır.  Afrika ülkelerinin birçoğunda, Güney Afrika, Etiyopya, Mısır, Namibya, Kenya, Zimbabwe gibi ülkelerde aşısı vardır. Koyun-keçi çiçek aşısı da koruyucu olarak kullanılabilir.

Hastalıktan korunmada bilinen tüm biyogüvenlik uygulamaları tamamen yerine getirilmelidir.  Örneğin; hayvan nakillerinin kontrol altına alınması, karantina, temizlik, dezenfeksiyon, hastalıktan dolayı kesilen hayvanların imhası gibi önlemler ihmal edilmemelidir.

Virusun yara kabukları içerisinde 35-40 gün canlı kalabildiği saptanmıştır.