Bitkilere yardım ederiz. Zamanı geldiğinde çapalar, budar, gübreleriz. Aynı duyarlılığı inekler için de göstermeliyiz. İneklere belli zamanlarda, bilinçli olarak yardım etmeye“profesyonel yardım” diyebiliriz. İneklerin bu tip yardımlara özellikle ihtiyaçları vardır.
İneklerin yardıma, desteğe gerek duydukları durumların başında “doğum” gelir. Doğum öncesi rahminde etiyle, kemiğiyle, derisiyle bir yavru büyütürken, memesinde yavrusu için ağız sütü imal eden, doğum esnasında sancı ve ıkıntı ile buzağısını doğuran, doğumu takiben litrelerce süt vermeye başlayan ineğin mutlaka yardıma, desteğe ihtiyacı vardır. Kuru dönemden çıkmış olan ineğin yeni yem formülasyonuna alışması ve iştahının yerine gelmesi için desteğe ihtiyacı olduğu gibi, süt verimini gerçekleştirmesi için de kalsiyum ve enerjiye ihtiyacı vardır. Buzağısını rahminde büyüten inek vücudundan kalsiyum harcamıştır. Ağız sütüne de, yavrusu için bol miktarda kalsiyum geçirmiştir. Sağıma geçince süt ile yine kalsiyum vermektedir. Doğum esnasında enerji sarf etmiş ve süt vermeye başlayınca enerji sarf etmeye devam etmiştir. Yardımsız olarak bir ineğin yeterli enerji ve kalsiyum sağlaması mümkün değildir. İnek, yavrusuna her koşulda süt ile kalsiyum ve enerji verir. Ama; karşılığında bunları alamazsa kendisi çöker. Kalsiyum eksikliği gizli veya belirgin olarak ortaya çıkar. Enerji eksikliği hızlı zayıflamaya ve vücut yağlarının erimesine yol açar. Bu durum ketosis’ten, döl tutmamaya kadar varan sorunları ortaya çıkarır.
Demek ki; en önemli destek zamanı ineğin “doğum” yaptığı gündür. Ardından birkaç gün daha destek verilirse inek dengeyi sağlar. Eğer destekte ihmal söz konusu olursa rahim iltihabı, rahimin temizlenememesi, sonun atılamaması ve döl tutma güçlükleri ortaya çıkabilir.
Her türlü değişiklik, mevcut düzeni, konforu bozan her şey stres kaynağıdır. Stres altındaki inek hastalıklara hazır haldedir. Yem değişikliği, yer değişikliği, hava koşullarındaki değişiklikler, bakıcı, sağımcı değişikliği, silaj çukurunun değiştirilmesi bile stres kaynağı olabilir.
Ayrıca; en büyük stres kaynağının sıcak havalar olduğunu unutmamak gerekir. Bu sayılan stres faktörlerinin gerçekleştiği dönemlerde ineklerin yardıma ihtiyacı olduğu gibi; sıcakların bastırmasıyla destek ihtiyacı daha da artar. Sıcaklık stresini önlemek için serinletme yöntemleri kullanılmalı ve kayıpları karşılayacak şekilde ineğe mineral, vitamin, enerji destekleri verilmelidir.
Doğum ve doğumu takip eden günlerde “profesyonel yardım” konusunda ihmal edilmiş inekler, tekrar döl tutma zamanında ilave desteğe ihtiyaç duyarlar. İlk kızgınlığın gecikmesi, döl tutmanın gecikmesi bize doğumdan hemen önce, doğumun olduğu gün ve lohusalığın ilk günlerinde gerekli yardımı esirgediğimizi hatırlatmalıdır.
Lohusa lığın otuz beşinci, kırkıncı günleri civarında inek en yüksek süt verimine ulaşmış olmalıdır. Pik seviyesi dediğimiz bu döneme ulaşma ve pik seviyesinde uzun bir süre kalabilme yönünde desteğe ihtiyacı olan ineğin, bunu takiben tekrar döl tutması istenecektir. Bu durum ancak, zamanında, doğru olarak yapılan destekleri gerektirir.
Yeni doğmuş buzağıların da desteklere ihtiyacı vardır. Yaşama iyi bir başlangıç için doğumu takiben buzağılara yardım etmeliyiz. Buzağıların ikinci önemli yardım dönemi “sütten kesme” zamanıdır. Buzağılar uygun bir besleme ile, 8 haftalık olduklarında veya 1 kg buzağı başlangıç yemi tükettiklerinde sütten kesilebilirler.
Sütten kesme dönemi buzağılar için en büyük stres dönemi olup, mutlaka yardım gerekir. Bu yardım esirgenirse, ihmal edilirse arkasından öksürük gelir. Öksürük gelişmenin gerilemesi ve hatta ölümle bile sonuçlanacak vahim durumlara sebep olabilir.
Özetle; ineklerin kuru dönemin son günlerinde, lohusalığın ilk günlerinde, buzağıların ise doğdukları gün ve sütten kesilme döneminde desteğe ihtiyaçları vardır. Ayrıca; bütün hayvanların sıcaklık stresinden zarar görmemeleri için yardıma ihtiyaçları olduğu unutulmamalıdır. Yapılacak olan “profesyonel yardımlar” koruyucu hekimlik ve sürü yönetimi uygulamalarının önemli bir parçasını oluştururlar.