Doğduktan sonra bir kısım buzağılarımızı ‘’septisemi’’ sebebiyle, ne yazık ki, kaybediyoruz. Ancak, bu yazının konusu ‘’Ölü Doğum’’.
Bazen buzağı ölü doğuyor. Hatta gözleri bulutlanmış, ölmüş olarak doğan buzağılar ile karşılaşıyoruz.
Buzağının ölü doğmasının sebebi yavru zarlarının yangısı (Placentitis) veya göbek kordonunun doğum gerçekleşmeden önce kopmasıdır. Bu sorunların arkasında ne olabilir?
Ölü doğan buzağılara protozoalar, viruslar ve bakteriler yol açabilir. Annenin ırkı, düve veya inek olması, yavrunun erkek olması, annenin aşırı yağlı olması, genetik faktörler, yavrunun anormallikleri, doğuma müdahale, stres, izmineral eksiklikleri, küflü yemler, aşırı nitrat-nitrit, gebelik süresinin kısa veya uzun olması ölü doğuma sebep olabilir.
Ayrıca tohumlamada kullanılan boğanın da ölü doğum ile ilgisi söz konusudur.
Ölü doğan buzağının eğer gözleri bulutlanmış ise, bu durum buzağının daha doğum başlamadan birkaç saat önce öldüğüne işaret eder.
Yavru zarları ayrılırsa ya da buzağının göbek kordonu erken koparsa buzağı oksijensiz kalır ve ölür.
Şimdi sebepleri tek tek gözden geçirelim;
Viruslar olarak akla ilk gelen BVD-MD ve IBR viruslarıdır. Bakterileri Listeria monocytogenes, Koksiella, Kampilobacter, Klamidya (Chlamydophila), Salmonella, Brucella olarak sıralayabiliriz. Birçok bakteri Abortus (Yavru Atma) sebebi olarak bilinse de, yukarıda sayılanlar gebeliğin son günlerinde etkili olabilecek bakterilerdir.
Protozoa olarak Neospora caninum ölü doğan buzağılar konusunda önemli bir etken olarak bilinmektedir. Ureaplasma diversum (mikoplazma) da buzağıların doğmadan önce ölmesine sebep olabilir.
Ayrıca çevresel bakterilerin de doğmadan önce ölen buzağılar konusunda suçlu olduklarını biliyoruz. E. coli, Streptokoklar, Stafilokoklar ve Trueperella pyogenes en çok bulunan etkenlerdir. Bacillus türleri (B. licheniformis) başlıca etkenlerden biridir. Bacillus licheniformis ve Trueperella pyogenes’in (irin yapan bakteri) çoğunlukla BVD-MD virusu ile işbirliği yaptıkları da izlenmiştir.
Holstein ırkı düveleri güç doğum yapmaya yatkındır. Holstein ırkı bir düve erkek yavru doğurduğunda ‘’ölü doğum’’ riski oransal olarak yüksektir. Annenin yağlandırılmış olması, özellikle yağlandırılmış düveler, güç doğum ve dolayısıyla ölü doğum konusunda risk altındadır.
Yavrunun anormal olması (doğmasal anomaliler) güç doğuma, ölü buzağıya yol açabilir.
İzmineral eksiklikleri, özellikle Selenyum, İyot, Manganez eksiklikleri ölü doğan buzağı ile ilişkilidir. Bazı yazarlar bu izminerallere Bakırı da ekliyorlar.
A ve E vitamini eksikliği de ölü doğum sebepleri arasında yer alabilir. Buzağıların ölü doğumuna sebep olarak gösterilen en önemli etmen Stres’tir. Doğum öncesi nakliye, gebelerin kötü şartlarda, konforsuz, pis, ıslak, kalabalık, sıkışık yerlerde barındırılmaları, kuru dönemdeki sıcaklık stresi ölü doğan yavrulara neden olur.
Doğuma müdahalenin gereğinden erken veya çok geç yapılması ölü doğum ile sonuçlanabilir. Buzağının kanalda uzun süre kalması, oksijensiz kalarak ölmesine yol açabilir. Yavru sularının akması ve buzağının ayak uçlarının görünmesinden sonra en fazla 70 dakika içinde buzağının dışarıya alınması gerekir.
İneklerin gebelik süresi ortalama 283 gündür. 289 günden fazla ve 275 günden az gebelik süreleri risklidir.
Kullanılan boğanın da ölü doğan buzağılar konusunda ilgisi olduğu bilinmektedir.
Suni tohumlamada kullanılan boğaların kataloglarında bu durum belirtilmiştir. Ancak doğal aşım konusunda bilinmeyen bir özelliktir ve risk vardır.
Boğa kataloglarında Stillbirth, Almanca kataloglarda Totgeburten olarak belirtilen ölü doğum oranı, ayrıca güç doğum oranı önem verilerek bakılması gereken özelliklerdir. SCE (boğa ile ilgili güç doğum oranı), SSB (baba ile ilgili ölü doğum oranı), DCE (boğanın kızları ile ilgili güç doğum oranı) gibi kısaltmalar ile kataloglarda yer alan bilgilere dikkat etmek gerekir.
Koruyucu Hekimlik:
Sürü yönetiminin temel ilkelerine, kuru – temiz, iyi kayıt – iyi gözlem ilkelerine uymak şarttır. Güç doğum ile ilgili olarak düvelerde ‘’kolay doğum’’ boğa sperması kullanılmasına, ölü doğum (Stillbirth, Totgeburten) değerlerinin düşük olmasına dikkat edilmelidir. Kataloglarda SSB (baba ile ilgili ölü doğum) değerleri %5,5 – %11,4, DSB (boğanın kızlarıyla ilgili ölü doğum) değerleri %3,2-15,8 oranları arasında değişmektedir.
Katalog incelenerek mümkün olan en düşük değerdeki boğalar suni tohumlamada kullanmak için seçilmelidir.
Doğal aşımdan kaçınılmalıdır.
Küflü gıda ve bozuk silajdan uzak durulmalı, kesinlikle verilmemelidir. Düveler yağlandırılmamalıdır. Aşısı olan her hastalığa karşı mutlaka aşı kullanılmalı, aşılar prospektüslerine uygun şekilde yapılmalıdır.
İneklerin, özellikle ineklerin konforuna özen gösterilmelidir. Yaz aylarında sıcaklık stresine karşı önlemler alınmalı, fan ve duş sistemleri ile strese karşı yem katkıları kullanılmalıdır. Özellikle serbest ulaşımlı, yemek sodasının (sodyum bikarbonat) her zaman önlerinde bulunması sağlanmalıdır.
İzminerallerin de serbest ulaşımlı olacak şekilde, kendi istekleriyle ineklerin alabilecekleri, yalayabilecekleri yerlerde bulundurulmaları büyük yararlar sağlar. Stresin hormonal dengeyi bozabileceğini, hormon salınımlarını ve direnç sistemini baskılayacağını hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım.
Doğuma yakın günlerde nakliyeden kaçınalım.
Ölü doğan buzağıların oranı artış gösterirse bu durumu önemseyelim ve bazı laboratuvar tahlillerini yaptıralım. Özellikle BVD-MD (PI= İnatçı enfeksiyon) yönünden sorun olup olmadığını araştıralım.
Buzağıların ölü doğması buzağı kaybı dışında sorunları da beraberinde getirir. Boş günlerin sayısı artar. Sütte azalma söz konusu olur. Ölü doğan buzağılar büyük hayal kırıklığı ve çok büyük ekonomik kayıplarla işletmeyi sarsar. Görüldüğü gibi bir tek sebebi yoktur. Bakılması gereken çok konu vardır.
Bütün bunlara rağmen ölü doğan buzağılar konusunda laboratuvar tahlilleri dahil bazen kesin sebebin ortaya çıkarılamadığı (idiopathic) durumlar da söz konusudur.
Temel kurallara her zaman uyulmalıdır.