Özellikle süt kuzularında mezbahada karaciğerlerin atılması hayvan sahiplerinin önemli ölçüde ekonomik olarak zarar görmesine yol açar.

Mezbahada küçük geviş getirenlerin karaciğerleri belli bir döneme kadar karkas üzerinde tartılır. Karkas üzerinde tartılan sakatatların atılmasını gerektiren durumlar sürü sahipleri için gerçekten kötü sürprizdir. O yüzden baştan bilinçli hareket etmek gerekir.

Kelebek (Fasciolasis) ve kum kelebeği (dicrocoeliasis) gibi karaciğer parazitlerinin istilası mezbahada karaciğerlerin atılmasına yol açar. Bu parazitler (trematodlar) koyun ve keçilerin karaciğerlerinde bulunduklarından yaşamları esnasında da sağlık sorunları çıkarırlar. Hayvan sahipleri bu parazitlere karşı ilaçlar kullanmayı bilirler. Böylece koyunları ve oğlakları canlıyken hastalıktan korudukları gibi, mezbahada da ciğerlerin atılmasını önlemiş olurlar.

Ancak bir başka karaciğer atığına yol açan hastalık daha vardır. Kısaca sistiserk adı verilen Cysticercus tenuicollis.

Cysticercus tenuicollis bir tenyanın (yassı kurt, şerit, cestod) larva şekli olup, geviş getirenlerin (ruminant) iç organlarına yerleşir. Tenyanın asıl konakçısı Taenia hydatigena adı verilen köpek şerididir.

Küçük geviş getirenlerin imha edilmemiş iç organlarını, özellikle karaciğer ve karın içi yağlarını yiyen köpeklerin, ya da yabani köpekgillerin (carnivor) dışkısıyla çıkan yassı şerit halkalarından yumurtalar çevreye yayılır. Otlara ve sulara bulaşan yumurtaları koyunlar, keçiler, kuzular, oğlaklar yerse yumurtalar onların bağırsaklarına geçer. Vücut içinde larva haline gelip “Larva göçü” ile karın içine ve karaciğere gelip yerleşirler.

Cysticercus tenuicollis adını alan kistik yapıdaki larvalar karaciğeri ve akciğeri yıkımlarlar.

Bunlar karaciğerin dış yüzeyinden, karaciğer zarının altında belirgin biçimde göze çarparlar.

Karaciğeri harap eden kistler hepatitis’e yani karaciğer yangısına (hepatitis cysticercosa), akciğerleri harap eden kistler ise akciğer yangısına (pneumonitis cysticercosa = paraziter zatürre) yol açarlar.

Hayvanlar sağken de sağlık sorunlarına yol açan bu durum mezbahada net olarak ortaya çıkar.

Sakatatlar atılır.

Karkasın diğer kısımları (et) serbest bırakılır. Çünkü etin insan tüketimi için bir sakıncası yoktur. Zaten adı geçen şerit insanlara geçmez.

Fakat ciğerlerin atılması büyük bir “ekonomik sorun” yaratır.

Ara konakçı olan küçük geviş getirenlerde yapılacak olan tenya (şerit) ilaçlamasının bu yönde hiçbir yararı olmaz.

Asıl konakçı olan köpeklerin tenya (şerit) yönünden ilaçlanması gerekir. Hastalığın yaşam siklusu (hayat döngüsü) ancak köpeklerde tenya mücadelesi yapılması ile kırılabilir. Tabii ki döngüyü kırmanın diğer bir yolu da köpeklerin sakatatları yemesini önlemektir.

Köpeklere periyodik olarak etken maddesi praziquantel olan tenya mücadele ilaçlarının verilmesi en etkili yöntemdir.

Köpeklerde yapılan parazit mücadelesi, delibaş hastalığındaki gibi, parazitin döngüsünü kıracaktır. Aynı delibaştaki şekilde (coenurosis) bu sorunun köpeklerle ilgili olduğunu bilelim ve ona göre önlem alalım.