Staphylococcus aureus ile Enfekte Sürü.

Giriş

Son yıllarda, klinik mastitis olgusu, sadece klinik yönüyle değerlendirilip bireysel bir sorun olmaktan çıkıp, süt kalitesi açısından anahtar faktör olma yönünde değişim göstermiştir.  Kontrol ve korumaya yönelik son zamanlardaki, ilerleme ve araştırmalara rağmen mastitis, sütçü sürülerde, çiftlikteki karlılık düzeyini de etkileyen en sık görülen ve en pahalı sorunlardan biridir.

İneklerin %50’sinden fazlası, subklinik (doğrudan gözlemlenemeyen) başta olmak üzere, mastitisin herhangi bir çeşidine maruz kalmakta ve bu da özellikle üstün süt verimli olan ve iyi genetik soydan gelenlerde daha yüksek ekonomik kayıplara neden olmaktadır.  Ortalama olarak, yılda inek başına 150-200 Euro civarında maddi kayıp tahmin edilmektedir.

Sığır Mastitisinin neden olduğu ekonomik kayıplar:

1. Süt veriminde azalma
2. Bozuk veya ilaç kalıntısı bulunduran süt
3. Veteriner Hekim ücretleri
4. Fazladan emek
5. Tedavi uygulamaları
6. Laboratuar testi
7. Hayvanların değerinde düşüş
8. Premature doğumlar
9. Mortalite (Ölüm)
10. Döl verimine olumsuz etkisi

Altmışlı yıllardan sonra uygulanan yeni mastitis kontrol programlarına ve bunların standartlaştırılmasına rağmen, bulaşıcı patojenler, meme problemlerinin nedenleri arasında hala üçüncü sıradadır.  Bu durum, söz konusu programların günümüzde tekrar kontrol edilmesine ve aşılama, sevk ve idare ve genetik seleksiyona dayalı olarak korunmaya yönelik düzenlemelere neden olmuştur.

Mastitis kontrol ve önleme programlarında aşılamanın en önemli hedefi, hayvan savunma sistemini aşağıdaki şekilde uyarmaktır:

– Kronik enfeksiyonları elimine edebilecek şekilde hücresel ve/veya humoral bağışıklık yanıtını stimule etmek.

– Yeni enfeksiyonların görülmesini önleme ve şiddetlerini azaltma.

Sadece, kendiliğinden iyileşmede bir artış ve SHS (Somatik Hücre Sayısı)’nda düşüş temin etse bile, aşılama ekonomik olarak katkı sağlamaktadır.

Staphylococcus aureus, enfekte olmuş meme loblarının içinde ve dışında yaşayan Gram pozitif bir koktur. Bu bakterinin neden olduğu enfeksiyonların sayısını azaltan mastitis kontrol programlarının uygulanmasına rağmen, halen klinik ve subklinik mastitise neden olan en yaygın bakteridir.  Sürülerde yüksek prevalansla bulunan ve eradikasyonu zor olan enfeksiyöz mikroorganizmadır. Enfeksiyonun bulaşmasındaki ana mekanizma, sağım esnasında bir meme lobundan diğerine bulaşması şeklindedir. Sadece tek bir inek, aynı yerde sağılan 6-8 ineği enfekte edebilir.  S. aureus’un, meme enfeksiyonlarının %20 ve %30’undan doğrudan sorumlu olduğu ve süt ineklerinin %38’ini ve sütçü sürülerin %80’ini etkilediği tahmin edilmektedir. Ayrıca, düvelerdeki enfeksiyonların yaklaşık %15-%30’una bu bakterinin neden olduğu ve enfeksiyonu laktasyon dönemine taşıdığı bilinmektedir.

İspanya’da S. aureus, mastitislerin %14-%24’ünü meydana getiren, yüksek prevalansa sahip olan bir bakteridir.

Sürülerdeki enfeksiyonun ana kaynağı, genellikle farklı sürülerden getirilen ineklerdir.  Ayrıca, düvelerde buzağılamadan önce söz konusu mikroorganizmanın, “birbirini emen düveler” yüzünden bulaşması önemlidir.  Sinekler de bulaşmaya yardımcı olabilir.  S. aureus enfeksiyonlarının pek çoğu, laktasyonun ilk üç ayı boyunca meydana gelir ve diğer bakterilerin neden olduklarından daha inatçı yapıda seyreder.  İyileşme yüzdesi çok düşüktür (laktasyon süresince %70’den az).

S. aureus enfeksiyonlarının yüksek prevalansı ve antibiyotik tedavisine gösterdikleri direnç yüzünden, aşılama ile ilgili pek çok yeni çalışmaların gelişmesine yardımcı olmuşlardır.  Konakçı direncini engelleyerek meme bezine ulaşma yeteneği, bakteriye ait birbirinden farklı virulent faktörlere bağlıdır. Bunlardan birkaçı aşağıda listelenmiştir:

  1. Adezinler; yüzey reseptörleri konakçıya yapışmasını temin eder ve sağım süresince sütle dışarı akıp uzaklaşmasını engeller.
  2. Dış polisakkarit kapsid; konakçı tarafından tanınması ve Polimorfonüklearlar tarafından fagosite edilmesi zordur. Bu durum bakterinin üremesine ve koloni oluşturmasına yol açar.
  3. Toksinler; klinik semptomlardan sorumludurlar, başlıca ? ve ß toksinleri.

Özel besiyerinde üretilmiş, inaktif S. aureus içeren aşılar ile aşılama, bahsedilen etkenlerin etkisini azaltacak immun yanıtı uyararak, immunoglobulin konsantrasyonunda (IgG1, IgG2, IgA ve IgM ) oluşan bir artış temin etmektedir. Aşılanan hayvanlarda subklinik mastitis oranları, klinik mastitis vakaları ve yeni enfeksiyon oranlarında azalma sağlanmış subklinik enfeksiyonların elimine edilmesinde daha iyi bir kapasite temin edilmektedir.

S. aureus ile Enfekte bir  Sürüde Deneyim

Özet

S. aureus ile enfekte ticari bir sütçü sürü işletmesi.  Bu deneme, MASTİVAC ile yapılan aşılamaya verilen yanıt ile yeni enfeksiyonlar ve enfekte hayvanların yanıtını değerlendirdi.

Tüm inekler (enfekte olmuş ve olmamış), aynı anda aşılandı ve fiziksel durum, selektif süt kültürleri ve somatik hücre sayısı açısından değerlendirildi.

Kontrol (aşılanmamış) ve aşılanan her iki grupta, Somatik Hücre Sayısı ve yeni enfeksiyon oranındaki azalma kontrol edildi ve koruma sağlandı.

Materyal ve Metot

180 sağmal ineği bulunan Navara’daki (İspanya’nın kuzeyinde) bir sütçü sürü işletmesinin, S. aureus enfeksiyon seviyesi % 55 seviyesinde idi.

Aşılamadan önceki ayda Somatik Hücre Sayıları benzer olan 40 inek seçilmiş (Veriler, Resmi SHS Kontrol Örgütü’nden toplanmıştır) ve her bir ineğin S. aureus açısından, enfeksiyon durumu test edilmiştir.  Bireysel süt örnekleri her meme lobundan alınmıştır; örnekler RPF pleyte ekim yapılmış ve 37° C de tutulmuştur.  Her 24. ve 48. saatlerdeki okumalarla, bir S. aureus kolonisinin varlığı pozitif olarak değerlendirilmiştir.

Enfeksiyonun varlığına yada yokluğuna bağlı olarak hayvanlar iki gruba ayrılmıştır:

1. Grup: S. aureus ile enfekte olan 20 inek
2. Grup: S. aureus ile enfekte olmayan 20 inek

Her gruptan 10 inek 5 ml’lik bir doz ile derialtı yolla ve 2 hafta sonra da tekrar aynı şekilde aşılandı.  Diğer 10 inek kontrol grubu olarak tutuldu.
Bu bakteri tarafından oluşturulabilecek enfeksiyonu araştırmak için, her bir ineğin 4 meme lobundan alınan süt örneklerinde mikrobiyolojik test uygulandı.  Ayrıca, bunun değerlendirmesi için her ay Somatik Hücre Sayısı takip edildi.

Sonuçlar:

  1. Somatik Hücre Sayısının Değerlendirmesi:
    a. 1. grupta, aşılanmış inekler grubunda, S. Aureus ile enfekte olmuş olanlarda  Somatik Hücre Sayısında azalma vardı.  Ayrıca, Somatik Hücre Sayısı, söz konusu zaman diliminde ortalamanın %10 altında stabil olarak tutuldu.  Buna ek olarak Somatik Hücre Sayısı artışında önemli pikler olmamıştır.
    b. 2. grupta, enfekte olmayan, aşılanmış ineklerin grubunda, Somatik Hücre Sayısında pik olmadığı, Somatik Hücre Sayısı’nın ortalamanın altında, yaklaşık % 35 daha düşük seviyede, sabit kaldığı gözlendi.

     Aşılanmış
     Aşılanmamış

    Şekil 1: Enfekte İneklerde SHS’nin Değerlendirilmesi

  2. 2. grupta, S. aureus negatif olan, yeni enfeksiyon oranlarına bakıldığında ise, yeni S. aureus enfeksiyonları:

– Aşılanmamış sağlıklı ineklerde???.% 20
– Aşılanmış sağlıklı ineklerde????…% 10       şeklinde idi.

S. aureus ile yeni enfekte olan hayvan sayısındaki azalma oranı % 50’den fazla idi.

 Aşılanmış
 Aşılanmamış

       Şekil 2: Sağlıklı İneklerde SHS’nin Değerlendirilmesi

Tartışma
Elde edilen sonuçlara göre, MASTIVAC ile aşılama, söz konusu bakteriden ari hayvanlarda, yeni enfeksiyonların görülmesindeki azalma ve pozitif ineklerdeki enfeksiyon düzeyinde düşmeye bağlı olarak S. aureus’un neden olduğu mastitisin önlenmesi ve kontrolü için, kullanışlı ve etkin bir araçtır.

Sonuç
Aşılama, mastitis kontrol programlarında yer alan, sağlıklı veya enfekte olmuş sürülerin her ikisinde de yüksek bir ekonomik karlılık sağlayan immunolojik bir profilaksi aracıdır, çünkü:

  1. Geleceğin sağmal ineği olacak düveler başta olmak üzere, inekler için çok önemli bir parametre olan yeni enfekte hayvan oranında düşüş sağlar.
  2. Subklinik enfeksiyonların seviyesinde düşüş, böylece klinik mastitiste azalma ve enfekte ineklerin Somatik Hücre Sayısının azalmasını sağlar.