Genel olarak metritis, bazen de endometritis dediğimiz rahim yangıları koyun ve keçilerde sorun olarak karşımıza çıkmakta, önemli ekonomik kayıplara yol açmaktadır.

Çoğunlukla hijyen eksikliği başlıca sebeptir. Rahim fırlaması (prolapsus uteri), güç doğum, yavrunun rahim içerisinde ölmesi ve mumyalaşması, yavru zarlarının atılamaması (eşin düşmemesi), bu arada yapılan elle müdahaleler rahim yangısı ile sonuçlanmaktadır.

Yavru atma (abortus) olduğunda metritise yatkınlık oluşur. Yavru atmanın sebebi Koksiellosis (Coxiella burnetii enfeksiyonu) veya Listeriosis (Listeria monocytogenes enfeksiyonu) ise metritis oluşması kesin bir sonuçtur.

Besleme hataları, enerji eksikliği genel olarak immun fonksiyon bozukluğu yani direnç sisteminin zayıflaması ile birlikte metritise yol açar.

Mineral ve izmineral eksikliğinde de metritise yatkınlık artar.

Bilim insanlarının yaptıkları çalışmalar işkembe asidozunun Lipopolisakkarit (LPS) oluşumu yani endotoksinler ile rahim yangısına yatkınlık oluşturduğu konusunda birleşmişlerdir. LPS (endotoxin) varlığı tetikleyici, başlatıcı rol oynamakta, ardından metritis vakaları ortaya çıkmaktadır.

Genel olarak doğumu ve yukarıda sayılan sorunları takip eden 3 haftadan sonra rahim yangıları ile karşılaşmaktayız.

Rahim yangıları iştahsızlık, durgunluk, kuyruğa ve arka tarafa bulaşan akıntılarla kendini gösterir. Çoğunlukla kırmızı, kahverengi ve kötü kokan bir akıntı, bazen de beyaz-sulu bir akıntı ile karşılaşırız.  İleri vakalarda koyun veya keçileri yatar pozisyonda görebiliriz. Daha ileri derecede şiddetli vakalar peritonitis (karın zarı yangısı) ve hatta ölüm ile sonuçlanabilir.

Koyun ve keçilerde metritise yol açan başlıca bakteriyel etken E.coli’dir.

E.coli dışında Trueperella pyogenes, Prevotella, Fusobacterium necrophorum, Pseudomonas aeroginosa ve streptococlar hastalık yapıcı etkenler arasında sayılabilir.

Clostridium tetani, Clostridium perfringens ve Clostridium sordellii (yeni adıyla Paeniclostridium sordellii) gibi anaerobik bakteriler de metritisin ortaya çıkışında rol oynarlar. Paeniclostridium sordellii çoğunlukla E.coli ile birlikte şiddetli yangılara yol açar.

Metritis’in tedavisi için antibiyotikler, yangı giderici (antienflamatuar = kortizon olmayan yangı giderici) ilaçlar kullanılır. Antibiyotiklerden Ceftiofur’un prospektüsüne uygun biçimde kullanıldığında iyi sonuçlar verdiği literatür bilgilerinde yer almaktadır. Gentamisin kullanılırsa 8-12 saatte bir kullanılması halinde iyi sonuçlar alınmaktadır.

Bilimsel çalışmalar antihistaminik kullanımının, sıvı tedavisinin, rahim temizliği için oksitosin ve Prostaglandin f2 Alfa kullanılmasının yararlı olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Literatür bilgisi olarak bir tedavi önerisi de ilginçtir. Mısırlı bir bilim insanı kendi adıyla anılan Samia-treat (SAT) tedavisini önermektedir. Literatürde rahim içine (uterus lümenine) 50 ml 100 derece kaynatılmış suyun verilmesinin rahimin hastalıklı üst tabakasını yakarak yerine yeni doku oluşturmak suretiyle tedavide başarı sağladığı savunulmaktadır.

Uterus içine antibiyotik verme konusu tamamen tartışmalıdır. Birçok bilim insanı tarafından tavsiye edilmez. Bazı bilim insanları sadece Lugol solüsyon verilebileceği ifade etmektedirler.

 

Koruyucu hekimlik:

Doğru olan koruma ile ilgili alınacak olan önlemlerdir.

Yavru atma etkenleri yönünden dikkatli olmak şarttır. Aşısı olan hastalıklara karşı aşılamalar ihmal edilmeden yapılmalıdır. Klostridium etkenlerine karşı sistemli aşılamalar vaktinde yapılmalı, aksatılmamalıdır.

Rumen asidozu (işkembe asidozu) olmaması için kaba – kesif yem dengesi iyi kurulmalı, yemlere sodyum bikarbonat (yemek sodası) ve diğer tampone ediciler katılmalıdır. Yemlere özellikle izmineraller katılmalı, izminerallerin yararlarına inanılmalıdır.

Enerji eksikliği, mineral ve izmineral eksikliği ve bunları takip eden direnç sistemindeki bozukluklara (immun fonksiyon bozukluklarına) meydan verilmemelidir.

Kuru ve temiz ilkesine uyulmalı, pis ve ıslak ortamların sorun yaratacağı bilinmelidir.