Sığır işletmelerinde birtakım koruyucu önlemler almak kârlılık, iş akışı ve başarı için en önemli koşuldur.Oluşabilecek problemleri önceden hesaplayıp ona göre önlemler alınmalıdır. Öncelikle Sütçü Sığır İşletmelerinde görülebilecek problemleri gözden geçirelim;
1- Güç doğum
2- Mastitis=Meme iltihabı
3- Döl tutma problemleri
4- Ayak hastalıkları, tırnak çürüğü
5- Ketosis
6- Buzağı ölümleri
7- Öksürük
Bu problemlerin birinin ya da bir kaçının, az ya da çok, görülmediği işletme yoktur. Bunların en aza indirmek KORUYUCU HEKİMLİK hizmetleriyle mümkündür. Bu problemler görüldükten sonra yapılacak tedaviler ya çok zor, ya da çok pahalı olup, başarı şansı ise düşüktür. Herbiri işletmenin karlılığını alıp götürecek ya da hayvan varlığını azaltacak problemlerdir. Eğer bir işletmede bu problemlerin önü alınmazsa işletme zarar etmekten kurtulamaz.
Şimdi özet olarak alınacak önlemleri sıralayalım;
1- Güç Doğum: Özellikle holstein ırkı sığırların bulunduğu çiftliklerde, ilk doğumunu yapacak düvelerde Güç Doğum problem haline gelebilir. Doğum kolaylığı önceden belirlenmiş boğalarla tohumlama yaparak koruyucu önlem alınır. Diğer yandan kuru dönem beslemesine dikkat edilmelidir.
2- Mastitis:( Meme İltihabı): Süt işletmelerinin en büyük derdi olup, MASTİTİS’le mücadelede yapılması gerekenler listesine tamamen uyulmalıdır. Bu kuralları şöyle sıralayabiliriz;
a- Temizlik
b- Ön Daldırma (sağım öncesi meme başının antiseptiğe daldırılması)
c- Teatdip (Sağım sonrası meme başının antiseptiğe daldırılması)
d- Mastitis Aşılaması
e- Doğru sağım teknikleri – Kuru Sağım
f- Mastitisli ineklerin en son veya ayrı sağılması
g- Problemi çözülemeyen ineklerin sürüden çıkarılması.
Diğer yandan meme başının sağım sonrası kapanmasının kısa bir zamanda gerçekleşmesi ve hayvanın genel olarak hastalıklara karşı dirençli olması için yemlere çinko , selenyum ve E vitamini katılması koruyucu hekimlik açısından çok önemlidir.
3- Döl Tutma Problemleri: Bu konu başta hayvanların beslenmesiyle ilgili problemlerin varlığını işaret eder. Özelikle Protein/Enerji dengesizliği, enerji noksanlığı, protein fazlalığı olan sürelerde en büyük problemdir. Sonun atılamaması ve daha sonra oluşabilecek metritisler (rahim iltihapları) döl tutmamanın başlıca sebepleridir. Yeme vitamin ve mineral katkıları ilavesi, rasyonun ayarlanması büyük oranda başarı sağlar. Sıcak havalarda serinletme yapılması şarttır.
4- Tırnak Çürüğü, Ayak Hastalıkları: Bu tür problemlerin görülmesi yine sürüde yem ile ilgili problemlerin olduğunu gösterir. Özellikle rasyon gözden geçirilmelidir. Tırnak dayanıklılığını sağlayacak Zn(Çinko) içeren yem katkı maddeleri ve tırnağı mikroplardan koruyacak olan İyot içerikli yem katkı maddeleri(EDDİ FEN) yemlere katılmalıdır. Asidoz riski olan sığırlarda ayak problemi olacağı akıldan çıkarılmamalıdır. Yazın serinletme yapılması daha sonra oluşabilecek ayak sorunlarını önler.
5- Ketosis: Sütçü sürülerde yanlış beslemenin, özellikle kuru dönemdeki besleme hatalarının sonucu ortaya çıkan, sığırın karaciğerini tahrip eden, çoğunlukla metritis, döl tutma problemleri ile kombine olabilen bir hastalıktır. Kuru dönemde silajı azaltmak, protein yönünden zengin, enerji yönünden noksan yemlerden kesinlikle kaçınmak, kuru dönemde çayırotu gibi iyi kaliteli kaba yemler kullanmak koruyucu önlemlerin başında gelir. Ayrıca yemlere uygun katkı maddeleri katılması yerinde olur.
6- Buzağı Ölümleri: Çiftliğin devamlılığı, kârlılığı için buzağı kaybının olmaması gerekir. Önlemler alındığında buzağı kaybı olmaz. Buzağılar, güç doğumlar sırasında kaybedildiği gibi, çoğunlukla septisemi ve ishallerden, bazen de solunum yolu enfeksiyonlarından dolayı kaybedilir. Septisemiyi önlemek için gebeliğin son döneminde K99+C,doğum sonrası Coli Sera+C yapılması gerekir. Ağız sütünün düzenli bir şekilde, doğumdan hemen sonra buzağıya içirilmesi başlıca önlemdir. Buzağılar ishaller karşısında dayanıklı değildirler. En basit ishal bile müdahale edilmediğinde buzağıyı öldürebilir. İshal görülür görülmez, durumun daha da vahim bir hal almaması için derhal Sky High Enerji içirilerek dehidrasyona karşı önlemler alınmalıdır. Solunum yolu enfeksiyonları için Pasteurella aşısı kullanmak, sürüye yeni giren hayvanları karantina padoğuna koymak, barınakların havalandırılmasına dikkat etmek gerekir. Buzağıların dayanıklı olması, güçlü olabilmesi için sularına veya yemlerine AtaAminovit katılması özellikle önerilir. Doğumdan hemen sonra göbek kordonunun dezenfeksiyonu kesinlikle ihmal edilmemelidir. Su ve mama kaplarının temizliğine özen gösterilmelidir.
7- Öksürük: Sürüde buzağılar dışında da öksürük söz konusu olabilir. Sığırların solunum yolu enfeksiyonları kötü barınak koşullarında çok çabuk yayılır. Bu tip enfeksiyonların tedavisi zor, masraflı olup, nüksetme özellikleri vardır. Pasteurella aşısı uygulanmasıyla sürünün böyle sorunlarla karşılaşması önlenir.
Korumak ucuz ve garantilidir. Tedavi etmek pahalı olduğu gibi, her zaman iyi sonuç vermez. Yukarıda sözünü ettiğimiz problemlerle karşılaşarak tedaviye girişen işletmeler “zarar etmeye” başlamış demektir. Tedavi “mücadelenin kaybedildiğini” gösterir.