Hep duyarız “İnekler bu bölgeye uyum sağlamadı”, “Bu ırk bu bölgeye uyum sağlamaz”, “Daha önce getirilmişti, uyum sağlamamıştı” derler. Evet, doğrudur. Özellikle yüksek verimli ırkların uyumu zordur. Süt sığırcılığı yapacak olanlar, yeni başlayanlar hemen bu soruyu sorarlar. “Acaba bizim oralara uyum sağlar mı ?”
Uyum sözcüğünden ne anlıyoruz? Hayvanların neye uyum sağlamasını bekliyoruz? Öyleyse; konuyu tersten alalım. İnekler nelere uyum sağlamaz? Bunlara bir göz atalım. İneklerden, özellikle yüksek verimli ineklerden nelere uyum sağlamalarını bekliyoruz? İnekler tüberküloza, bruselloza, buzağılar septisemiye tabii ki uyum sağlamazlar. İnekler, tayleriyoza, sıcaklık stresine, Staphylococcus aureusa, kötü besleme ve kötü barınak koşullarına, kötü kaliteli kaba yeme, enerji noksanlığına, parazitlere ve vitamin eksikliklerine, havasız ahırlara, kötü koşullara uyum sağlayamazlar. Bakıcıların kötü davranışlarına, kötü ahır zeminlerine, yanlış vakumlu sağım makinalarına, sert yatak yerlerine, ıslak ve çamur içindeki ahırlara da uyum sağlayamazlar.
Tekrar soralım; ineklerden nelere uyum sağlamasını bekliyoruz? Geriye ne kaldı? Sonuç olarak; inekler uyum sağlamaz. Verim bekliyorsak, biz onlara uyum sağlamalıyız. Barınağından, yemine, sağımından, aşısına, parazit mücadelesinden havalandırmasına kadar her konuda onların ihtiyaçları doğrultusunda hareket edersek, onlar da uyum problemi çekmezler. Artık “uyum sağlamaz”, “uyum sağlamadı” gibi bahanelerden vazgeçelim ve ineklerimize gerektiği gibi bakalım. Hakettiklerini verelim ve verim bekleyelim. İneklerin “Uyum sorunu” yoktur. Yarattığımız sorunları ineklere yüklemeyelim.