İneklerde süt humması genellikle doğum sonrası felç ile karakterize bir metabolik hastalıktır. Doğum yapan ineğin yaşıyla çok yakın ilişkisi olan süt humması hastalığına; aynı zamanda ırk ve vücut kondüsyonu bakımından da bazı yatkınlıklar olduğu bilinmektedir. Genelin dışında doğumdan önce olduğu durumlara da rastlanır. Üçüncü doğumunu ve daha sonraki doğumlarını yapan ineklerde görülme sıklığı fazladır. Ancak daha erken görülen durumlar da söz konusu olabilir.
Süt humması ya da doğum felci adıyla adlandırılan problemin çözümü kolaydır. Damar içi verilen kalsiyum serumlarıyla problem çözülür ve yatmakta olan inek ayağa kalkar. İştahı yerine gelir. İdrar ve dışkı yapar, normale döner. Ancak; ne yazık ki bu iş burada kalmaz. Hatta, birçok problem bundan sonra başlar. Hipokalsemik olaylar komplikasyonu en fazla olan olayların başında gelir. Öncelikle; hipokalsemi ya da süt humması bazen tekrarlar. Aynı tedavinin yeniden uygulanması gerekebilir. Tedavi girişimi esnasında bazen inek kaybedilebilir. Kalkma denemeleri esnasında kalça kırıkları, obturator sinirlerin zedelenmesi, çıkıklar söz konusu olabilir. Olay ileri bir durumda downer cow sendromuna (yatalak inek hastalığı) dönüşebilir. Süt hummasının bu adı geçen komplikasyonları atlatılmış olsa bile süt üretiminde azalma, metritis, abomasumun yer değiştirmesi, mastitis, döl tutma güçlükleri, ketosis gibi problemlerin bir ya da birkaçı ile karşılaşma riski ortaya çıkacaktır. Klinik hipokalsemi ya da subklinik hipokalsemi dolayısıyla güç doğum olması ihtimali de her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. Yine uterus prolapsusu da bu konudaki risklerden biridir. Hipokalsemik durumlar kas tonusunun azalmasına ya da yitirilmesine sebep olduğundan tonusunu yitiren rahim gerekli kasılmaları tam olarak yapamayacağı için güç doğum, uterus prolapsusu ya da sonun atılamaması, doğumu takip eden günlerde uterus envolüsyonunun oluşamaması, buna bağlı olarak metritis şekillenmesi birbirinin ardına gelebilecek problemlerdir.
Doğumu takip eden saatlerde meme başının kapanamaması çevresel mastitis olaylarına zemin hazırlar. Hipokalsemi ineğin başına gelebilecek en önemli stres faktörlerindendir. Stres dolayısıyla vücudun immun sistemi çöker ve savunma zayıflar. Hipokalsemi problemi çözülse bile, onu takip eden günlerde, mastitis, metritis gibi enfeksiyonların artması kaçınılmaz bir sonuçtur. Bu arada işkembenin hipokalsemi dolayısıyla durması bir sindirim bozukluğuna, ileriki safhada laminitise ve diğer ayak hastalıklarına sebep olacaktır.
Görüldüğü gibi; hipokalsemi oluşumu birçok komplikasyonu da beraberinde getireceğinden koruyucu hekimliğe önem verilmesi gerekir. Hipokalseminin subklinik olarak da seyredebileceği göz önünde bulundurulursa, zincirleme kazaya meydan vermemek için hipokalsemi önlenmelidir.
Hipokalsemiyi önlemek mümkündür. Özellikle geçiş dönemi yemlemesindeki inceliklere dikkat etmek önlemlerin başında gelir. Doğum öncesi günlerde, doğuma 2-8 gün kala, yüksek dozda D3 vitamini enjeksiyonu ile, doğumu takip eden saatlerde ve ertesi gün ağızdan verilen özel hazırlanmış kalsiyum preparatlarıyla veya yeme anyonik tuzların katılmasıyla hipokalsemi önlenir. Bu uygulamalarla sadece hipokalsemi önlenmekle kalmaz yukarıda sözü edilen mastitis, metritis, laminitis, asidosis, sonun atılamaması, abomasumun yer değiştirmesi, ketosis, döl tutmanın gecikmesi, downer cow (yatalak inek), uterus prolapsusu, süt veriminin azalması gibi problemler de önlenmiş olur.