Düvelerin veya ineklerin döl tutma konusunda sorun yaşamaları işletmelerin “döl kaybına” yol açar. Kovadaki 3 önemli delikten biri budur. Diğerleri, bilindiği gibi, yavru ve süt kayıplarıdır.

Döl kaybına yol açan bir tek sebep yoktur. Birçok sebep söz konusu olabilir. Her işletme döl tutmamaya yol açabilecek olan engelleri, kendi sürü yönetimi sistemi içerisinde, arayıp bulmalıdır. Zaten doğru bir sürü yönetimi uygulayan çiftliklerde bu sorunlar ortaya çıkmayacaktır.

Döl tutmayı engelleyebilecek olan sebepleri gözden geçirelim;

İlk ve en önemli sebep inek veya düvenin yumurta üretememesidir. Doğmasal veya beslemeyle ilgili sebepler araştırılmalıdır. Buna benzer bir durum kalitesiz yumurta üretilmesidir. Yumurta (ovum) üretilmiştir. Fakat döl tutmaya elverişli değildir. Bu engelin arkasında çoğunlukla kuru dönemdeki besleme hataları vardır.

Geç tohumlama yapılması, kızgınlığın iyi takip edilememesi ve ideal tohumlama vaktinin kaçırılması döl tutmama sebebidir. Yumurtanın yaşlanması dolayısıyla döllenme olsa bile, zigotun yumurta yolunda (oviduct) geçireceği zamana dayanamaması ve rahime ulaşamadan ölmesi döl tutmama ile sonuçlanır. Bazen cılız, yorgun, zayıf bir zigot (döllenmiş yumurta) rahime ulaşsa bile rahim tarafından tanınmaz. Erken embriyonik ölüm şekillenir.

Üretilmiş yumurtanın yumurta yoluna atılamaması çok çok rastlanan sebeplerden biridir. Bunun asıl sebebi enerji noksanlığı dolayısıyla IGF1 noksanlığı, sonuçta yeterli LH hormonu salınamamasıdır. Yumurta yumurtalık içerisinde “kistik bir oluşum” şeklinde kalır ve hatta ileride daha büyük sorunlara yol açar (Kistik yumurtalık).

Rahim yangıları (metritis) yaygın bir sorundur. Virüslerin, bakterilerin ya da protozoaların oluşturduğu rahim yangıları sebebiyle zigot rahime ulaştığında yuvalanamaz ve ölür.

Yemlerde enerji düşüklüğü, protein fazlalığı olursa yani dengesiz bir besleme söz konusu ise rahim (uterus) amonyak ile dolar. Rahim ortamı bir zigotun yerleşmesine uygun değildir. Erken embriyonik ölüm şekillenir.

Her türlü sürü yönetimi hataları, kızgınlığın takip edilememesi, kızgınlık döneminin kaçırılması, vitamin, mineral, izmineral noksanlıkları döl tutmamaya yol açar.

Isı stresi ile başedilemeyen durumlar döl tutmama sebebidir.

Vücuttaki her türlü toksik etki döl veriminde sorun oluşturur. Küfler, LPS (Lipopolisakkaritler = mikropların salgıladığı toksinler), vücuttaki diğer yangılar, örneğin mastitis, besleme hataları sonucu ortaya çıkan keton cisimcikleri (aseton, BHB) ya da zehirli otlar döl tutmaya engel olan faktörlerdir.

Östrogenik bitkiler (Fitoöstrogenik bitkiler) özellikle çayır-mera hayvancılığında döl tutmama sebebi olabilir (Çayır üçgülü ve benzerleri).

Son olarak tabii ki sperma ile ilgili sorunları da göz önünde tutmalıyız. Suni tohumlama esnasında spermaya özen gösterilmemesi, ölü veya dölleme gücü olmayan sperma da aklımızda bulunsun.

Ancak; sorunların çoğu sürü yönetimi ile ilgilidir. Bunu da bilelim. Döl verimi sorunları beslemenin, özellikle kuru dönemde yapılan beslemenin, düzeltilmesini gerektirir. Öncelikle bu yönden bakılmalıdır. Aşısı olan hastalıkların aşıları ihmal edilmeden yapılmalı, doğumu takip eden 25. günde prostaglandin F2 Alfa yapılarak rahim temizliği sağlanmalıdır.

Kızgınlık takibinin önemine ciddi bir şekilde inanmak şarttır. İşletmede “kızgınlığı kaçırdıklarına” inanmazlar. Ama kızgınlıkların kaçırılması, ne yazık ki, yaygın bir sorundur.

Genel sağlığın üreme sağlığı ile ilgili olabileceğini de unutmamalıyız. Sıcaklık stresi ile mücadele etmek, serinletme yapmak, yemlere sodyum bikarbonat yani yemek sodası katmak döl verimi ve genel sağlık yönünden büyük yararlar sağlayacaktır.

Doğumdan sonraki günlerde ineğin başına gelenlerin döl tutmama sorunu olarak karşımıza çıkabileceğini bilerek kuru dönem beslemesine özen göstermeliyiz.