İneklerin ya da buzağıların tüyleri bize bir işaret verir. Tüy yapısı besleme, sağlık, hastalıklar, hatalar konusunda önemli bir göstergedir. Hatta, tüy yapısının sürü yönetimi hatalarının önemli bir göstergesi olduğunu söyleyebiliriz.

Tüy rengi ve yapısı ile diğer belirtiler ile birleşince çok önemli hastalıkların teşhisinde bize yol gösterici olur.

İneklerde döl tutma güçlüğü, buzağılarda gelişme bozuklukları, kansızlık, ishal, süt miktarının azalması, danalarda tırnak sorunları ile tüylerin bozukluğu arasında bir ilişki vardır. Tüylere dikkatle bakmak gerekir. İnce, seyrek, cansız, grimsi-kahverengi, solgun, donuk, dağınık, kabalaşmış tüyler “sağlıksızlık” belirtisidir.

Bazı örneklerle bu durumları açıklayabiliriz. Potasyum eksikliğinde tüy dökülmesi, kobalt eksikliğinde tüylerde kabalaşma görülür. Diğer belirtiler de tüy bozukluklarına eşlik etmektedir. Örneğin; kobalt eksikliğinde anemi de (kansızlık) söz konusudur. Uzun süreli ishal geçiren buzağılarda özellikle arka ayakların alt kısımlarında tüysüz bölgeler (alopecia) göze çarpar.

Holstein ırkı inek veya buzağılarda siyah bölgelerin kahverengiye dönmesi özellikle bakır eksikliğini akla getirir.

Kronik hastalık çeken, kansızlık olan, aşırı parazit yüklü hayvanların tüyleri de normal görünüşlerinden uzak, kaba ve dağınık yapıdadır.

Göz çevresinde ve kulak uçlarındaki tüylerde kabalaşma, renk değiştirme, renk kaybı (depigmentasyon), sertleşme bakır eksikliğine işaret eder. Özellikle Şarole ve Simmental ırkları diğer sığır ırklarına göre bakır eksikliğine daha duyarlıdır.

Buzağı mamasından yararlanamama, buzağılara soğuk buzağı maması verilmesi sonucunda oluşan ishaller ile ilgili olup, belirtilerin başında tüysüzlük (alopecia) gelmektedir. Bu durum mineral eksikliklerinin önemli bir belirtisidir. Bakır, çinko, kobalt gibi izminerallerin eksiklikleri tüylerde belirgin sorunlara yol açarlar. Ama her zaman eksiklikler değil, bazen de fazlalıklar da tüy dökülmesiyle ilgili olabilir. Örneğin; selenyum fazlalığı toksik seviyede ise tüy dökülmesine yol açar.

Meralarda otlara bulaşmış mantarların (Neotyphodium Coenophialum = endofit) toksik (zehirleyici) etkisi tüylerin dökülmesine sebep olur. Çayır otlarından kamışsı yumak’a (Festuca arundinacea) mantar bulaşması çokça rastlanan bir durumdur.

Deri sorunları pire, bit, mantar, uyuz ve dış parazitler ile ilgili olabileceği gibi, besleme ile ilgili de olabilir. Örneğin, fotosensitizasyona yol açabilecek olan otları yiyen ve güneş ışığına maruz kalan hayvanların yüzlerinde ve vücutlarında yaralar oluşabilir.

Tüylerdeki bozukluklar ise gıda alımı ile ilgilidir. Özellikle izminerallerin eksikliği ya da vücutta kullanımlarının engellenmesi tüylerde kendini gösterir. Protein eksikliği de tüy folliküllerinin gelişmesinin yavaşlamasına veya engellenmesine yol açacağından, protein eksikliği olan hayvanlardaki tüysüzlük besleme hatası bakımından önemli bir göstergedir.

Tüyleri bozuk hayvanların vücut dirençleri zayıflamıştır. Daha çok hasta olurlar. Özellikle solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanmaları daha kolaydır.

Özetle; tüyler bize çok bilgi verir. Yemlerdeki protein ve izmineral eksikliklerinin habercisi olan tüy bozukluklarını giderirsek olabilecek döl tutma güçlüklerini, gelişme bozukluklarını, süt azalması, kansızlık, ishal, öksürük gibi sorunları da önlemiş oluruz.

Bu sebeple yemlerin dengeli olmasına, hayvanların protein eksikliği ile karşı karşıya gelmemelerine dikkat edilmeli, parazit mücadelelerinin sistemli olarak yapılmasında aksaklık yaşanmamalıdır.

Yemler izminerallerin katılması kesinlikle ihmal edilmemelidir. Tüylerin düzelmesiyle birlikte birçok sorunun ortadan kalktığı görülecektir.