Bazı hastalıklar ineklerin dillerinde hasarlar oluştururlar. İneklerin yanısıra buzağı ve danaların da dillerinde ülser, erozyon (sıyrıntı) ve abrasyon (aşınma) gibi belirtiler ile kendini gösteren hastalıklara bir göz atalım.

Dana difterisi (buzağı difterisi), Bovine papular stomatitis (BPS), veziküler stomatitis (kabarcıklı ağız yangısı), şap hastalığı, sığır vebası, coryza gangrenosa bovum (koriza, malignant catarrhal fever), Enzootik haemorrhagic hastalık (EHD, geyik hastalığı), odun dil hastalığı (actinobacillosis, aktinobasilloz).

Yukarıdakilere ek olarak koyunların önemli bir hastalığı olan, bazen sığırlarda da görülebilen mavi dil hastalığı da dilde lezyon oluşturan hastalıklar arasında sayılabilir.

Görüldüğü gibi; dilde lezyonlarla karşımıza çıkabilecek olan hastalıklar çoktur. Biz en çok ve yakınen şap hastalığını biliriz. Sığır vebası ise ülkemizde en son olarak 1991 yılında görüldü. Hızlı aşılama programı ve sıkı önlemlerle geçti gitti. Şap hastalığı ise bazen bizi rahatsız etmeyi sürdürüyor. Ancak ağızda, dilde, damaklarda sıyrıntılar, ülserler, kabarcıklar yapan her hastalık şap hastalığı değildir.

Dilde belirtilerle karşımıza çıkan hastalıklardan ikisi bakteriyel etkenlidir. Bunlar dana difterisi (buzağı difterisi) ve odun dil hastalığı (actinobacillosis, aktinobasilloz)dır.

Tabii ki sorun sadece dilde değildir. Ağız boşluğu, burun ucu, diş etleri ve damakta da lezyonlar görülür. O yüzden adı geçen hastalıkların diğer belirtilerle birlikte değerlendirilmesi gerekir.

Dilde yara yapan iki hastalıktan biri buzağı difterisi olup etkeni Fusobacterium necrophorum adı verilen bir bakteridir. Ayak çürüğü ve karaciğer apseleri gibi hastalıkların da etkeni olan bu mikroorganizma dana ve buzağılarda yanaklarda, yutakta, gırtlakta, yemek borusunda (özofagus) yaralar ve dilde de ülserler oluşturur.

Dilde sorun oluşturan diğer bakteriyel hastalık Actinobacillus lignieresi tarafından oluşturulan, yetiştiriciler arasında odun dil hastalığı olarak bilinen actinobacillosis (aktinobasilloz) hastalığıdır. Bu hastalıkta dil aşırı şişer, sertleşir, ağızdan dışarı sarkar, dil üzerinde ülserler görülür.

Sayılan diğer 8 hastalık virüsler tarafından oluşturulur. Virüsler farklı olmakla birlikte klinik olarak birbirine benzer durumlar ortaya çıkar. Bu belirtilerin en başında ağızdan aşırı salya akması göze çarpar.

BVD-MD pestivirüs, mavi dil hastalığı Reovirüs, Şap hastalığı Aphtovirüs, vesiküler stomatitis yani kabarcıklı ağız yangısı vesiculovirüs, sığır vebası paramyxovirüs ailesinden morbillivirüs, EHD (Enzootik Haemorragic Disease, geyik hastalığı) orbivirüs tarafından oluşturulan hastalıklardır.

Koriza (Coryza gangrenosa bovum, Malignant Catarrhal Fever, MCF) Macavirüs ailesinden Ovinegammaherpesvirüs tarafından oluşturulur. İlginç bir hastalıktır. Çünkü inekten ineğe bulaşmaz, koyundan, kuzudan ineğe bulaşır. Ama koyun ya da kuzu hasta değildir.

Viral etkenli, dilde, burun deliklerinde, dişeti ve damakta, bazen yemek borusunda 5-15 mm çapında yuvarlak ya da at nalı şeklinde lezyonlar yapan bir hastalıktan da söz edebiliriz. Bu hastalığa Bovine papular stomatitis (BPS) adı verilir. “Sığırların papullü ağız yangısı” olarak söz edeceğimiz bu hastalıkta dil üzerinde olduğu gibi yukarıda sayılan diğer bölgelerde de çiçek hastalığındaki lezyonlara benzer lezyonlar oluşur. Hastalığın inkubasyon dönemi (kuluçka süresi) 2 gün-2hafta arasında değişir.

BPS hastalığının aşısı ve doğrudan bir tedavisi yoktur. İkincil enfeksiyonlar için antibiyotik ve immun sistem uyarıcıları kullanılsa da zaten hastalık kendiliğinden düzelen bir karaktere sahiptir. Bulaşma oranı (morbidite) yüksek olmakla birlikte hafif seyirli, öldürücü olmayan bir hastalıktır.

Bulaşma ağızdan ve burundan gelen akıntılarla olur. Salya akıntısı en yaygın bulaşma yoludur. Hastalığın hazırlayıcı sebebi strestir. Aşırı kalabalık barınaklar bu hastalığa yatkınlık oluşturur.

BPS (Bovine Papular Stomatitis) hastalığı Şap hastalığı ve BVD-MD hastalığı ile klinik olarak benzerlik gösterir.

Ağızda, dilde görülen papüller bazen memelerde de görülebilir.

BPS hastalığının zoonotik potansiyeli vardır. Yani insanlara da bulaşabilir. Özellikle sağımcıların ellerinde ve hatta yüzlerinde küçük yaralara sebep olur.

Hafif seyirli bir hastalık olarak insanlarda önemli bir sorun oluşturmadan, kendiliğinden düzelir.

Yukarıda sayılan tüm hastalıklar dilde oluşturdukları lezyonlar dışındaki diğer belirtilerle, örneğin; hırıltı, aşırı salya akıntısı, yutma güçlüğü gibi belirtilerle birlikte değerlendirilmelidir.

Tabii ki kesin teşhis laboratuvar tetkikleriyle mümkündür.