Büyükbaş hayvancılık, özellikle süt sığırcılığı iki üçgen ile bir dörtgenin içindedir. Büyük süt sığırcılığı işletmeleri, çiftlikler, küçük aile işletmeleri, hatta ülkeler bu konulara dikkat ettikleri müddetçe işleri yolunda gidecek ve gelişecektir.
Birinci üçgenimiz besleme, sağlık, genetik üçgenidir. Hayvanların doğru beslenmesini, sağlıklarının korunmasını ve verimlerinin yükseltilmesini içerir.
Besleme kaliteli kaba yemleri, yemleme yöntemlerini, ucuz ama doğru beslemeyi kapsayan bir bilimdir. Sadece yem formüllerine değil, besleme yönetiminin tümüne dikkat etmeyi gerektirir.
Sağlık üçgeninin içinde koruyucu hekimlik var. Hayvanların hasta olmasını önlemek en önemli konu. Bunun doğrudan doğruya besleme ile ilgisi olduğunu biliyoruz. Ek olarak doğru barınak yapımı, doğru boğa sperması seçimi ve aşılama programları ile yakından ilgili bir konu.
Genetik, işletmelerin ve ülkelerin önem vermesi gereken başlıca konulardan biridir.
En iyi tohumları kullanarak suni dölleme ile verim alma yolu tercih edilmelidir.
Tohumları doğum kolaylığı, verim, artırma ve fiziksel özellikler yönünden incelemek şarttır.
Suni döllemenin genetik ilerleme kadar, sağlık yönünden de olumlu etkileri olduğunu bilmek lazım. Doğal aşım ile bulaşan birçok hastalık var.
Bruselloz ve tüberküloz bunların başında gelen hastalıklar olup, aynı zamanda zoonozdurlar. Yani hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklardır.
İkinci üçgenimiz buzağı sağlığı ve yetiştirmesi ile ilgili.
Koru-besle-büyüt yazan üç köşenin içinde buzağımız var.
Doğan buzağıyı yaşatmak en önemli görevimizdir. Buzağılar işletmenin, çiftliğin ve ülkenin geleceğidir. Gelecek dönemin besi danaları ve genç düveleri olan buzağıların doğru beslenmeleri ve büyütülmeleri için gerekenler yapılmalıdır. Hastalık geçirmemiş, ishal ve öksürük olmamış, iyi bir işkembe oluşumu ile doğru beslenmiş, sütten kesim döneminde strese girmemiş buzağılar gürbüz ve verimli olurlar. Düve ve inek olduklarında daha çok süt verirler. Dana olarak besiye alındıklarında daha çok ağırlık artışı sağlarlar.
Gelelim dörtgenimize.
Dört köşenin içinde ineklerin gizli dertleri var. Subklinik adını verdiğimiz dört önemli gizli dert var ki; bunlar arkalarından toplam 20 ye yakın hastalığı davet ederler. Gizli mastitis, gizli hipokalsemi, gizli asidoz, gizli ketosis.
Bir süt sığırcılığı işletmesini için için kemiren bu hastalıklar tamamen sürü yönetimi ile ilgili hastalıklardır. Kuru dönemdeki ineklerin doğru beslenmesi, zamanında, yeri geldiğinde ineklere destek verilmesi, sağım öncesi memelerin sağıma doğru bir biçimde hazırlanması olabilecek sorunları azaltır.
İki üçgen ve bir dörtgen göz önüne alınır ve sürü yönetiminde, koruyucu hekimlikte bunları çözecek şekilde hareket edilirse ülkelerin, çiftliklerin hayvancılıkta başarısı yüksek olur.
Zaten üçgenin ve dörtgenin içindekileri doğru yapan ülkelerin başarılı, yapmayan ülkelerin başarısız olduğu ortadadır. Aynı söz çiftlikler için de doğrudur.