Hastalıktan ari işletmeler Sığır Tüberkülozu ve Brusellozu yönünden sığır işletmelerinin ari olmasını konu alan bir yönetmelik çerçevesinde belirlenmektedir.  Resmi gazetenin 13.04.2007 tarihinde, 26492 sayılı nüshasında yayınlanan 2007/20 nolu tebliğ ile yürütülen çalışmalar şu anda 25 ili kapsamaktadır.  Aynı zamanda “Hayvancılığın Desteklenmesi” ile ilgili Bakanlar Kurulu kararı bu illerdeki “Hastalıktan ari işletmelere” diğer işletmelerden farklı olarak, fazladan destek verilmesini öngörmektedir.  Adı geçen 25 il şunlardır; Afyonkarahisar, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Denizli, Düzce, Edirne, Eskişehir, Isparta, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, Kütahya, Manisa, Muğla, Sakarya, Tekirdağ, Uşak, Yalova.

Hastalıktan ari işletmelerde konu alınan Sığır Tüberkülozu ve Brusellozu zoonoz hastalıklar olup, aynı zamanda ihbarı mecburi hastalıklardır.  Tarım Bakanlığı A.B Konsey Direktifleri doğrultusunda Brusella ile mücadele yönetmeliğini, Tüberküloz yönetmeliğini ve ihbarı mecburi hastalıklar yönetmeliğini gözden geçirerek yeni halleriyle tekrar yayınlamıştır.

Sığır Tüberkülozu yönetmeliği 02.04.2009, Brusella ile mücadele yönetmeliği 03.04.2009, İhbarı mecburi hayvan hastalıkları yönetmeliği ise 22.01.2011 tarihli resmi gazetelerde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu yönetmelikler incelendiğinde ülkenin tümünün veya bir bölümünün arilik statüsü kazanması mümkün görülmektedir.  Yukarıdaki illere bakıldığında ise ülkemizin batısının bu hastalıklardan ari olması için çaba gösterildiği anlaşılmaktadır.

Hastalıktan ari işletmeler ve hayvancılığın desteklenmesi kararları ile Bruselloz -Tüberküloz yönetmelikleri incelendiğinde işletmelerin çeşitli statülere ayrıldığı, bu şekilde takip edilecekleri ifade edilmektedir.

Sığır Brusellozu ile mücadele yönetmeliğine göre işletmeler B1-B2-B3-B4, Sığır Tüberkülozu yönetmeliğine göre T1-T2-T3 olarak sınıflandırılacaklardır.

En iyi statü Bruselloz için B4, Tüberküloz için T3 seviyeleri olup, arilik ve destekleme için uygun görülen sertifikalandırılmış işletmeler halini alacaklardır.  B3 seviyesinde S19 aşılı arilik, B4 seviyesinde ise aşısız arilik statüsü verilecek olan işletmeler bu sertifikaları almaya hak kazanacaklardır.

Teşhis ve tahlil yöntemleri ilgili yönetmeliklerde bildirilmiştir.  Tb için teşhis yöntemi intradermal tüberkülin testidir.  Bruselloz için öngörülen testlerin başında Rose-Bengal testi gelmektedir.  Elisa  ve Komplement Fiksasyon testlerinin kullanılacağı durumlar ise ayrıca belirtilmiştir.

İşletmelerin hastalıktan ari statüsünü kazanmaları, belgelendirilmeleri, statünün askıya alınması ve statünün kaybedilmesi yönetmeliklerde açıkça bildirilmiştir.

Her iki hastalık için de karantina koşulları yazılmıştır.  Bu hastalıklar tazminatlı hastalıklardır.  İşletmeye yeni giren hayvanların mutlaka karantinaya alınmaları, Tüberkülozda en az 42 gün sonra intradermal test,  Brusellozda 30-60 gün arayla 2 kez serolojik muayene yapılması şarttır.

Bruselloz ve Tüberküloz tesbiti durumunda, kesimhaneye giden hayvan dışında, sürüden hayvan çıkışı veya sürüye hayvan girişi yasaktır. Sütler ise satışa sunulamaz.  Brusellozda atıklar ve atıklara temas etmiş olan samanlar, çöp, vesaire imha edilir.

Bruselloz hastalığına yakalanmış sığırlar genellikle gebeliğin yedinci ayında (5 inci ve 8 inci aylar arasında) yavru atarlar.  Bazen gebeliğini tamamlayan inekler olsa da doğumu takiben buzağılar ölür.  Ölmezlerse, enfekte inekten doğan buzağılar gizli olarak enfeksiyonu taşırlar.  Birden fazla atık yapmış inekler bağışıklık kazanabilirler ancak portör olarak kalırlar.

Sığırlarda Brusellozun tedavisi yoktur.  Antibiyotiklerle tedavi başarılı olmaz.  Portörlük ise ortadan kaldırılamaz.

Sığır Tüberkülozunda ise tedavi, aşı  veya duyarlılığın giderilmesi yönünde muamele yasaktır.

Ocak 2011 de Tarım Bakanlığından alınan bilgilere göre;

Hastalıktan ari 223 işletmede toplam 34.263 adet sığır vardır.

2010 yılı içerisinde Bruselloz için hastalık çıkışına bağlı olarak 13.354 adet, ari işletmeler için 21.125 adet, toplam 34.479 adet test yapılmıştır.

Tüberküloz için 2010 yılında 9826 adet hastalık çıkışına bağlı olarak, 40.308 adet ari işletmelerle ilgili olarak toplam 50.134 test yapılmıştır.

Resmi gazetenin 24.02.2011 tarihli ve 27856 sayılı nüshasında yayınlanan 2011-1430 sayılı Bakanlar Kurulu kararına göre ari işletmedeki sığırlara 300 TL/baş olarak destekleme ödemesi yapılmaktadır.

Ayrıca Brusellosis S19 ve Şap Aşısı yapılmış dişi sığırlar için 25 TL/baş destekleme ödemesi yapılması söz konusudur.

Tüberküloz ve Brusellozun zoonoz olması sebebiyle ve AB direktifleri doğrultusunda yapılan yönetmeliklerle Tarım Bakanlığı konuya önem vermektedir.  Ancak, tüm ülke hayvancılığımız göz önüne alındığında 223 ari işletmede bulunan 34.263 adet hayvan sayısı çok azdır.  Gayretler ve çalışmalar sürdürülmektedir.  Çalışmaların başarıya ulaşması, gayretlerin boşa gitmemesi için daha sert ve ekonomik olarak etkin önlemler alınmalıdır.

Hastalıklardan ari işletmeler yönetmeliği batı illerimizi kapsamaktadır.  Tüberküloz ve Bruselloz hastalıkları tüm ülkede görülmekte olup, Bruselloz görülme sıklığının doğu illerinde arttığı söylenmektedir.  Suni tohumlamanın az olduğu, doğal aşımın tercih edildiği doğu illerimizde Brusellozun yaygın olması doğaldır.  Özellikle suni tohumlamaya özendiren, sığır sahiplerini doğal aşımdan uzaklaştıran önlemlerin alınması gerekir.

Bruselloz için çiftlik sütü taramaları uygun periyodla yapılmalı, pozitif çıkan sürülerde geriye doğru tarama ile enfekte hayvan tesbit edilmelidir.
Sürüye dışarıdan sokulacak hayvanlar serolojik teste tabi tutulmalı, negatif olsalar dahi 30-60 günlük karantina süresinden sonra ikinci tahlilde de negatif çıkmaları halinde diğerlerinin yanına konulmalıdır.
Mezbahaya gitmeyen sığırların satışında ve naklinde TB ve BR için ” Enfekte değildir” belgesi istenmelidir.

Hayvan sahiplerinin bu işten zarar gördükleri yönünde eğitilmeleri ve ikna edilmeleri gerekir.

Brusellozu ve Tüberkülozu ülke çapında yaygınlığını önlemek amacıyla “Kaçak test kitlerinin” kullanılması gerçek anlamda yasaklanmalıdır.  Kaçak test kitleri ve ülkemizde yerleşik ” Celeplik” kurumu birleştiğinde Bruselloz ve Tüberküloz hastalıklarının yayılması önlenemez bir hale gelmektedir.  Bruselloz ile mücadele yönetmeliğinde ” Bruselloz tesbit edilen hayvanlar izole edilir ve işaretlenir, 30 gün içerisinde kestirilmeleri sağlanır” denmektedir. Ancak; işaretleme yöntemi ve mezbahaya sevk sistemi etkin olarak işletilememektedir. Devlet kurumlarına haber vermeden kaçak test kitleriyle yapılan tesbitler sonucu celeplerin eline geçen hayvanlar ülkenin her yerine götürülmekte ve hastalıklar da bu suretle ülke çapında yayılmaktadır.  Brusellozla mücadelenin sığırcılıkla uğraşan herkesin yararına olacağı ve bu konuda ilgili herkesin sorumluluğu olduğu her şekilde vurgulanmalıdır.  Sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin ceza ile karşılaşabileceği kanaati herkes tarafından bilinmelidir.

Tüberküloz yönetmeliği halen intradermal tüberkülin testi yapılmasını öngörmektedir.  Ancak; bunun dışında, henüz kabul görmemiş yöntemlerle hastalık teşhisi yapılmakta ve bu hayvanlar celepler vasıtasıyla elden çıkarılmaktadır.

Tüberküloz ve Bruselloz tesbit edilen hayvanların mezbahalara gitmeleri dışında elden çıkarma yöntemi söz konusu değildir.  Nakillerin kontrol altında olması ve ilgili belgelerle yapılması yönünde sert önlemler alınmalıdır.

Bruselloz tesbit edilen hayvanların işaretlenmesinde kulak küpesi kesinlikle uygun bir yöntem değildir.  ABD’de 1950 li yıllarda uygulanan Brusella ile mücadele yönteminde hayvanların yanaklarına ve kalçalarına büyük B harfi yakma suretiyle damgalanmakta, bunların satışları engellenmekteydi.  Daha sonra işletmelere devlet tarafından gönderilen hayvan taşıma araçları B ile damgalanmış hayvanları alarak doğrudan mezbahalara götürmekteydi.

Bu durumda yapılması gereken hayvan bedelinin hızla ve değerinin bir miktar üzerinde olacak şekilde üreticiye ödenmesi olmalıdır. Başta devlet olmak üzere, ilgili herkes TB ve BR ile yüzleşmeye hazır olmalı, hayvan sahiplerinin gönlü hoş tutulmalı ve işbirliği yapmaları sağlanmalıdır.

Tüberküloz ve Bruselloz ile mücadele sert önlemleri ve para harcamayı gerektirir. Her şeyden önce kararlılık gerekir.  Kararlılık olunca yurtdışı fonlarından, AB’den, ABD’den, Dünya Bankasından veya akla gelebilecek her yerden kredi almak, yardım istemek mümkündür.

Diğer bir öneri ise şudur;
ABD’de bulunmuş ve hem kuzey Amerika’da, hem de Güney Amerika’daki ülkelerde yaygın olarak kullanılan marker Bruselloz aşısı RB51 ile kombine edilen bir eradikasyon programı uygulanabilir.  RB51 aşısı kanda antikor titresi vermeyeceğinden 10 yıllık bir geçiş periyodunu takiben bütün pozitif reaksiyon veren hayvanlar kesime sevk edilerek tazminatları ödenir.   Ya da kesime sevkedilenlerin yerine ithal edilen ” temiz” düveler verilir.

Bruselloz ve Tüberküloz ile mücadeleye ne kadar erken başlanırsa o kadar erken sonuç alınacaktır.  Mevcut sistem celeplikle bütünleşmiş olup, sonuca varmayı engelleyen birçok problem söz konusudur.

Özet olarak; ekonomik olarak desteklenmiş sert önlemleri ivedilikle almak gereklidir.