Süt sığırcılığında bilindiği gibi en çok ve en uygun kullanılan teknoloji suni tohumlamadır. Diğer bir ıslah yöntemi ise embriyo transferi olup, birkaç adımlık mesafeyi bir adımda katetmeyi sağlar. Bu işin teknolojisiyle uğraşan şirketler her geçen gün daha ileriye gitmenin yolunu aramayı sürdürmekteler. Yeni geliştirilen teknolojileri şöyle sayabiliriz;
1- Dişi sperma (Cinsiyeti belirlenmiş sperma)
2- Affirm
3- Bovatel
4- Igenity
5- Health Mark
6- Bilgisayarlı Eşleştirme
7- Kızgınlık kontrolünde yardımcı materyal
8- Döl tutma problemlerine profesyonel yaklaşım.
1. Dişi Sperma ( Cinsiyeti belirlenmiş sperma):
Dondurulmuş sperma üreten şirketler teknolojinin olanakları ve piyasanın istekleri doğrultusunda yeni araştırmalarını sürdürüyorlar. Bu araştırmaların en çarpıcısı XY teknolojisi ya da Flow cytometer teknolojisi olarak bilinen cinsiyeti belirlenmiş sperma. Özellikle Holstein ırkı ve diğer sütçü sığır ırkları için ” dişi sperma” teknolojisi olarak algılayabileceğimiz bu teknik son on yıldan beri üzerinde çalışılan, ancak son iki yıldan beri ticari olarak piyasaya sürülen bir teknik. Flow cytometer, laser, elektrik yükleme teknolojilerinin bir araya getirildiği ” dişi sperma” uygulaması giderek yaygınlaşıyor. Ancak; normale göre döl tutma oranındaki düşüklük ve pahalılık gibi bazı problemleri var.
2. AFFİRM:
ABD’de bir sperm üretim şirketinin patentli keşfi olan Affirm teknolojisi “fertility first” yani “önce döl tutma” sloganıyla oluşturulmuş. Geleneksel üretimde, dondurulmuş sperma hücrelerinin ilk bir saatten sonra giderek hareketleri ve canlılıkları azalırken, bu yöntemle üretilen sperm hücreleri üç saat sonra bile aynı hareket ve canlılıklarını korumaktadırlar. Böylece döl yolunda daha çok canlı spermatozoit bulunmakta, döl tutma oranları % 6,5 civarında artmaktadır.
3. Bovitel:
Bu yöntemin patenti yine Affirm ile aynı firmaya ait olup, ” dişi yönünden zenginleştirilmiş sperma” olarak adlandırılabilir. Geleneksel üretime göre; % 10 daha fazla dişi buzağı doğmasını taahhüt eden bu yöntemde, döl tutma oranında düşüklük söz konusu olmuyor.
4. Igenity:
Igenity teknolojisi aslında bir DNA teknolojisidir. Böyle bir ihtiyaç embriyo
transferinden doğan annesi, babası aynı erkek buzağılar arasında en iyisinin seçilmesi için doğmuştur. Daha sonra progeny test adayı olan erkek danaların isabetli seçimi için kullanılmaya başlanan bu teknolojiden giderek daha yaygın yararlanma olanakları ortaya çıktı. Şimdi boğaların aktarabildikleri genleri bulmakta yararlanılıyor. Verimlilik ömrü, sütçülük formu, süt verimi, süt yağı, süt proteini, peynir verimine etki eden beta ve kappa casein, beta lactoglobulin gibi genlerin yanı sıra, holstein ırkında kırmızı genin olup olmadığı ya da genetik hastalık yapan genlerin olup olmadığı yine Igenity teknolojisiyle belirleniyor. Örneğin, *CVM, *BLAD, *DUMPS gibi resessif ( çekinik) genlerle aktarılan genetik bozukluklar bu teknikle belirlenebiliyor. Bu tekniğin günden güne ileriye gitmesi çok uzun yıllar sonra progeny test’e gerek kalmaması hayalini de beraberinde getiriyor. Yapılan çalışmalar progeny test sonuçlarıyla Igenity sonuçlarının paralellik gösterdiğini ispat ediyor. Bilindiği gibi progeny test yüksek maliyetli, meşakkatli ve uzun zaman alan bir iş. Belki Igenity çok yıllar sonra progeny test yapmaktan daha kolay bir yöntem olarak onun yerini alabilir. Tabii şimdilik bu bir hayal olmaktan öteye gidemiyor.
5. Health Mark:
Bu ise; Igenity teknolojisinin uyarlanmış hali ABD’deki büyük sperma üreticisi bir firmanın patentini aldığı Health Mark uygulaması DNA tekniğiyle bazı markerlerin belirlenmesi işlemi. SCS ( somatik hücre sayısı), boğanın kızlarındaki gebelik oranı (DPR) ve verimlilik ömrü (PL) ile ilgili genlerin markerleri ile döllerine aktarılma yüzdeleri tesbit ediliyor. Bu yöntemle yeni başlatılan bir çalışma sayesinde Leptin geni de incelenmeye başlandı. Böylece besleme, yağlanma, vücut yağı genleriyle, bunlara ilişkin olarak döl verimi yeteneği ortaya konulacak. Sürekli yeni markerler bulunarak laboratuvardaki sonuçlarla, canlı üzerindeki çalışma sonuçları arasındaki korelasyonlar inceleniyor. Yıllar geçtikçe birçok yetenek konusunda önceden belirleme yapmak mümkün olacak. Böylece boğalar daha genç yaşta güvenle kullanıma geçebilecek.
6. Bilgisayarlı Eşleştirme:
Sperma kullanımında çiftlikteki sürünün gerçek ihtiyaçları belirlenerek o yönde düzeltme yapabilecek boğaların kullanılmasını sağlayan bir yöntemdir. Konusunda yetişmiş uzmanlar tarafından puanlanan inekler eksik yönünü geliştirecek boğa spermalarıyla tohumlanırlar. Aktarma yeteneği ve yüzdesine göre bir sonraki nesillerde bu eksiklikler olmaz. Örneğin; cüsse, sütçülük görünümü, meme başının uzunluğu, meme sarkıklığı, ayakların basışı, kalça genişliği ve benzeri birçok fiziksel yapı bu sayede düzeltilir. Diğer yandan pedigri bazında bilgiler girilirse kan yakınlığı oluşmayacak şekilde boğa seçimiyle resessif (çekinik) genlerin bir araya gelmesi önlenir. Böylece *CVM, *BLAD, *DUMPS gibi genetik bozuklukların ortaya çıkmasına engel olunur. Fiziksel eksikliklerin giderilmesiyle meme problemleri, doğum güçlükleri ve akla gelebilecek birçok problem önceden önlenmek suretiyle bir çeşit ” koruyucu hekimlik” hizmeti de yerine getirilmiş olur.
7. Kızgınlık Kontrolünde Yardımcı Aletler:
İneklerde kızgınlık kontrolünün en önemli belirtisi ineğin durması, yani üzerine atlanmasına izin vermesidir. Kızgınlık tesbitinde başarılı olmanın yolu ise iyi bir gözlemdir. İnekler özellikle verimleri yükseldikçe daha gösterişsiz kızgınlık göstererek ilgilileri yanıltabilir. Bu yanılmalar kızgınlığın gözlenememesi, tohumlamada geç kalınması, ineğin döl tutmada gecikmesi ve işletmenin zarar görmesi gibi sonuçlar doğurabilir. Kızgınlık kontrolünde insanlara yardımcı olabilen boyalı, saatli, kazı ?kazan tarzında, mıknatıslı, aktivite artışını kaydeden, atlama sayısını belirleyen yardımcı aletler üzerinde çalışılmış olup, bu konudaki etkin arayışlar devam etmektedir.
8. Döl Tutma Problemlerine Profesyonel Yaklaşım:
Döl tutma problemleri süt veriminin artışıyla birlikte artış göstermiştir. İnek konforu, barınak dizaynı, yem formulasyonu, stres faktörleriyle mücadele, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik yöntemleri, yem katkı maddelerinin yerinde kullanılması, sperma uygulamasının dikkatli yapılması gibi birçok konuyu içeren profesyonel yardımlar doğrudan çiftliklere taşınarak döl kayıplarının önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Son yıllarda bu konularda gelişmeler olmuş, döl tutmanın metabolik hastalıklarla, besleme şekliyle, barınak yapısıyla ve özellikle sıcaklıkla yakın ilgisi ortaya konmuş, mücadele yöntemleri belirlenmiştir. Üreticilerin de teknolojileri kullanmaları halinde büyük zararlardan kurtulacakları gayet açıktır.
* CVM ( Complex Vertebral Malformation)
* BLAD ( Bovine Leucocyte Adhesion Deficiency)
* DUMPS ( Deficiency of Uridine Monophosphat Syntase)