Süt sığırcılığı yapan işletmelerde mastitis ( meme yangısı) ile yapılan mücadelede, yapılan masrafların beş katı kazanç sağlandığı ortaya konulmuş. ABD’de yapılan çalışmalarda mastitisle mücadelenin bir masraf kapısı değil, bir yatırım olduğu vurgulanırken, masraf olarak görülen meme daldırma solüsyonu, deterjan, kuru dönem meme tüpü gibi harcamaların beş katıyla işletmeye kazanç olarak geri döndüğü ifade ediliyor.
Bu konuyu irdelemeden önce; mastitis’le mücadelede kullanılan yöntemlere bir göz atalım. Sağım öncesi ve sonrası daldırma, masititis’e karşı aşılama, ineğin kuruya ayrılması esnasında memeye ilaç bırakılması, sağımda doğru tekniklerin uygulanması, genel temizlik kurallarına uyulması. Bunlara ek olarak problemi çözümleyen ineklerin sürüden çıkarılması ile mastitis’li ineklerin en son sağılmasını da, mastitis kontrol yöntemleri arasında sayabiliriz.
Mastitis, sütçü sığır sürülerine en çok zarar veren hastalıkların başında gelir. İşletme gizli ya da klinik mastitis sebebiyle süt kaybeder, fazladan işçilik masrafı ve zaman kaybı ortaya çıkar. Antibiyotik masrafları, veteriner hekim giderleri, diğer ilaç giderleri, antibiyotikli sütün satılamaması gibi problemler çiftliğe yük olmaya devam eder. Mastitis bazen ineğin ölümüne sebep olabilecek hale gelebileceği gibi, çoğunlukla ineğin sürüden erken çıkarılması söz konusu olur. Mastitis kontrol programları, çiftliğe en fazla ekonomik yarar sağlayan uygulamalardır.
Süt, inek ve zaman kayıplarını hesap edersek, bir de kaliteli sütün değerini bilen bir işletmeden, kaliteli sütümüz için prim alabiliyorsak, uygulamaların ekonomik geri dönüşünün mükemmel olacağı ortadadır. Bu şekilde bakarsak meme daldırma solüsyonlarına, kuru dönem meme tüpüne, mastitis aşılarına ve deterjanlara ödenen paranın, geri dönüşü itibariyle, çiftliğin sigortası gibi algılanması da mümkündür. Gelin, bu küçük masrafları yapalım, ineklerimizi mastitis’ten koruyalım ve 1 e 5 kazanalım.