Süt sığırcılığı ile uğraşanlar ineklerde mastitis olaylarıyla karşılaşırlar.  Ancak; düvelerde mastitis olaylarıyla karşılaştıklarında çok şaşırırlar.  Sütü sağılmayan düvede mastit olabileceği pek akla gelmez.  Düve ise daha ilk süt verme periyodunda bu hastalıkla tanışmış olur.

Düvelerde meme enfeksiyonları sürüden sürüye değişen oranlarda görülür.  Ilık ve nemli bölgelerde daha çok görüldüğü, ayrıca Jersey ırkı düvelerde de daha sık görülme ihtimalinin olduğu bildirilmektedir.  Sürüden sürüye değişen oranlarda görülmesi ise “sürü yönetimi” uygulamalarına dikkat edilip edilmediğiyle ilgilidir.

Düvelerde mastitis doğuma birkaç gün kala veya henüz yeni doğum yapmış olanlarda görülür.  Süt beklediğimiz düveden kanlı ve pıhtılı süt gelirken, meme şiş, kızarık, ağrılıdır.  Sadece kanlı süt gelmesi, şişlik, kızarıklık, pıhtılı süt ve ağrı olmaksızın bir meme enfeksiyonu olduğunu ifade etmez.  2 yaşına kadar bakıp beslediğimiz, masraf ettiğimiz, süt vermesini beklediğimiz düvenin süt yerine memesinden pıhtı gelmesi, kötü bir sürprizdir.  Düve mastitisinin sebeplerini iyice bilirsek ve önlemleri baştan alırsak bu kötü sürprizle karşılaşmayız.

Düvenin daha ilk laktasyonda böyle bir yangı ile karşılaşmış olması ilerideki dönemlerde de istenen süt miktarına ulaşamaması, meme dokusunda gelişme eksikliği, inatçı mastitis vakaları ve somatik hücre artışı gibi sonuçlar doğurur.

Meme başı derisi mikroorganizmaların en kolay yuvalanıp, en çabuk üreyebileceği yerlerdir.  Bir de meme başı derisinde çatlaklar, küçük yaralar, sıyrıklar varsa, üstelik memeler kötü barınak koşullarının yarattığı ıslak, nemli, gübreli, çamurlu bir taban üzerinde sürekli kalmak zorundaysa, mastitise yatkın bir ortam hazırdır.  Yaşlı ineklerle gebe düvelerin aynı ortamda bulunması, doğum sonrası meme ödemi, buzağılama boksu olmaması, hayvanların birbirini emmesi ve sinekler düve mastitisine yatkınlık oluşturan faktörlerdir.

Düvelerde veya ineklerde görülen meme yangıları çok faktörlü hastalıktır.  Sonuçta mikroorganizmalar suçlanır.  Ancak; mikroorganizmaları davet eden, yol açan birçok etken vardır.  Mikroorganizmalar sağımcının ellerinde, meme başında, gübrede, altlıkta, başka hayvanın ağzında, burnunda veya mermesinde bolca bulunurlar.  Bu bakteriler memeye girmek için fırsat kollarken, aktarılmalarına da sinekler yardımcı olur.

Düve mastitisleri de diğer mastitisler gibi tedavi edilebilirler.  Mastitiste tedavi son çare olup, akılcı olan korumaktır.  Mastitis olayları tekrar ettikçe tedavi edilme şansı giderek azalır.  Tekrar eden enfeksiyonların iyileşme oranı birincide %75, ikincide %45, üçüncüde ise %12 olarak belirlenmiştir.  Sineklerle mücadele özellikle düve mastitislerinde en önemli konudur.  Sinek kontrolü yapılan ve yapılmayan sürülerde yapılan karşılaştırılmalı çalışmada düve mastitisinin görülme sıklığının, bakteriye göre değişen oranlarda, 4-10 kat arttığı gözlenmiştir.  Bu sebeple yazın  olan doğumlarda düve mastitisi konusunda daha dikkatli olmak gerekir.

Mastitise sebep olabilecek bir bakteri ordusu vardır.  Buna karşı ise bir koruma ordusu oluşturulmalıdır.  Koruma ordusu makrofaj, nötrofil ve lenfosit adı verilen birçok hücreden ve bunların yardımcılarından oluşur.  Vücut bu bağışıklık ve savunma ordusunu imal etmeyi öğrenir.  İşte bu bağışıklığın öğretilmesine “aşılama” adını veriyoruz.  Meme dokusu hastalık yapıcı bakterilerle tanışmadan önce bir savunma ordusu yaratılabilirse mastitisle mücadelede başarı sağlanır.

Düve adaylarına, yani yedi ayı geçmiş dişi danalara mastitis aşısı yapılması ve tekrarları ile devam edilmesi meme dokusuna hem düşmanlarını, hem de düşmanlarla mücadele edebilmeyi öğretecektir.

Düvelerin bulunduğu sürü de yüksek somatik hücre sayısı söz konusuysa, klinik mastitis olaylarıyla sık sık karşılaşılıyorsa düve mastitisi ile karşılaşma ihtimali de o kadar çoktur.

Düveler de diğer inekler gibi ayrı bir doğum boksunda doğum yapmalı, doğum boksu kuru ve temiz olmalıdır.  Her doğumdan sonra dezenfekte edilmelidir.  Çamurlu, gübreli ortamlarda doğum yapan  düvelerin buzağılamayı takip eden 4 gün içerisinde mastitise yakalanma riski %40 oranında daha fazladır.

Meme ödemi doğumu takiben, düvelerde, ineklere oranla daha fazla görülür.  Görüldüğünde kortizonlu ilaçlarla, idrar söktürücülerle derhal tedaviye girişmek gerekir.

Meme başları mastitisle mücadelenin en kritik yerleridir.  Sağım tekniği burada büyük önem taşır.  Ön daldırma ve son daldırmaya özen gösterilmeli, ihmal edilmemelidir.

Bir sürüde öksürük, mastitis ve eklem yangısı birarada ve sıklıkla gözleniyorsa mycoplasma enfeksiyonundan şüphe edilmeli ve tahlil yaptırılmalıdır.  Sürüye dışarıdan gelecek düve veya ineklerin Staph. aureus ve mycoplasma yönünden tahlil edilerek sürüye kabul edilmeleri sağlanmalıdır.  Bunlar pozitif ise kesinlikle o hayvanlar sürüye alınmamalıdır.

Meme dokusunun ve vücudun genel direncinin güçlenmesi için yemlere E vitamini, selenyum, çinko, bakır ve betakaroten katılması her zaman yararlıdır.

Özet olarak;
Kötü sürprizlerle karşılaşmak istemiyorsak, mastitis aşılaması ile sinek kontrolüne mutlaka önem verilmeli, sürü yönetiminin temel ilkesi olan “Kuru ve Temiz” ilkesinden vazgeçilmemeli, düveler yaşlı ineklerden ayrı tutulmalı, doğumlar ayrı bir doğum padoğunda gerçekleştirilmelidir.

Düve mastitislerinde yukarıda sayılan koruyucu önlemleri ihmal ettiğimiz zaman tedavi gerekecektir.  Tedavi çaresizlikten başvurulan bir yöntemdir.  Böyle durumlarda meme içine en fazla 3-4 mm sokulan bir mastitis tüpü ile ilaç vererek tedavi girişiminde bulunulabilir.  Tedavi  veteriner hekim tarafından yapılmalıdır.  İlaç verilirken meme başının zedelenmesi daha büyük problemlere sebep olabilir.

Son yıllarda yapılan çalışmalarda mastitisli sütlerin buzağılara içirilmesinin ileriki yaşlarda düve mastitislerine sebep olabileceği yönünde bulgular saptanmıştır.  Bu ilginç bilgiye dayanarak mastitisli sütlerin buzağılara içirilmemesi gerektiği ifade edilmektedir.

Mastitis yönünden aşılama yapılmasının sürüde klinik mastitis sayısını, subklinik ve kronik mastitisleri azaltacağı, kendiliğinden iyileşme oranını arttıracağı, mastitis görüldüğünde ise belirtilerin şiddet ve süresinin azalacağı akılda tutulmalıdır.  Düve mastitisleri erken sürüden çıkarma sebeplerinin başında gelmektedir.  Bu yüzden bilinen her türlü önlem alınmalıdır.