Kızgınlık Kontrol Oranı:
Kızgınlık göstermesi gereken gruptan kaç kızgınlık tesbiti yapıldığını gösterir.  Örneğin, yeni doğum yapmış, süt vermekte olan grupta, kızgınlık gösterdiğinde tohumlama yapmayı planladığımız 10 inek varsa, bunun yedisinin kızgınlığını tesbit etmişsek %70 başarı elde etmiş oluruz.  Bu rakam normaldir.  Altına düştükçe kızgınlık tesbitinde başarısızlığımız ortaya çıkar.

Döl Tutma Oranı:
Kaç inek tohumladık? Kaçı gebe kaldı? Kızgınlık gösterdiğini saptadığımız yedi ineğin hepsini tohumladık.  45 gün sonra veya ultrasonla bakılırsa 30 gün sonra muayene edildi. Örneğin; beş inek gebe kaldı. Gebe kalma oranı %71’dir.  %50-60 oranı inekler için iyi bir oran kabul edilir.  Altına düştükçe başarısızlık anlamına gelir. 

Gebelik Oranı:
Kızgınlığını beklediğimiz, tohumlamaya niyetlendiğimiz on ineğimiz vardı.  Yedi kızgınlık tesbit ederek tohumlamıştık.  Beş adedinin gebe olduğunu tesbit ettik.  Gebelik oranımız %50’dir.  Gayet iyi bir orandır.  %35-50 arasındaki oranlar iyi kabul edilir.  Altına düşmesi başarısızlıktır.  Görüldüğü gibi başarı ya da başarısızlık kızgınlık tesbitine dayanmaktadır. İyi kızgınlık takibi yapılmayan çiftliklerde, gebelik oranı %18?20 civarında olur ki,  bu durum “döl kaybı” demektir.

Diğer bir döl verimi terimi buzağılama aralığıdır.  İneğin iki buzağısı arasındaki gün sayısıdır.  Dünyada kabul edilen ortalama değer 13,5 ay yani 405 günüdür.  Bu aralığın 390-405 gün olması başarılı döl verimi programı uygulandığını, yükseldikçe başarısız olduğunu gösterir.

İneklerin kızgınlık takibinde birincil belirti durma, yani diğerlerinin atlamasına izin vermedir.  Çoğunlukla çara akıntısına dikkat edilmekle beraber, eğer çara akıntısı diğer belirtilerle birlikte değilse, tek başına yanıltıcı olabilir.  İneğin durması tesbit edildiğinde saatini not almak gerekir.  Bu durumda öğleden önce, öğleden sonra kuralı tohumlama zamanı için geçerli olur.

Sütçü sığır çiftliklerinde kızgınlık kontrolü için eleman eğitimi şarttır.  Kim neye dikkat etmeli, kim neyi not etmeli? Bu sorumluluklar birilerine mutlaka verilmeli, herkes sorumluluğunu bilmelidir.  Diğer bir konu ise alınan notların iletilmesidir.  Alınan notlar veteriner hekim ya da teknisyenin görebileceği bir yere yazılmalı veya bizzat elden verilmelidir.  Eğitilen elemanın “inek kızgınlık gösterdi” şeklinde not alması yeterli değildir.  Mutlaka ne zaman kızgınlık gösterdiğinin not edilmesi gerekir. 

Her zaman öğretilen öğleden önce, öğleden sonra kuralı sadece iyi gözlem yapılan işletmelerde doğru sonuç verir.  Gözlem için yeterli zaman ayrılmadığı takdirde bu kural ile tohumlama iyi sonuç vermez.  Tohumlama yapmak için geç kalınması, erken davranılmasından daha kötüdür.  Yumurta yola atıldıktan sonra yaşlanmaya başlar.  Yaşlanmış yumurta ya döl tutmaz, ya da erken embriyonik ölüme sebebiyet verir.  Çoklu gözlem yapılmayan işletmelerde atlayana izin veren ineğin görülmesi durumunda ikincil belirtilere de bakarak karar verilmesi, geç kalınacağına, erken tohumlanması, ya da bir şüphe varsa, çok erken tohumlandığından şüphe duyuluyorsa, on iki saat sonra ineğin tekrar tohumlanması yerinde olur. 

Boş ineklerin bir arada tutulması, sorumlu elemanın özellikle o gruba bakması açısından, yararlı olur.  Ayrıca boş gruptakiler birbirini uyarıcı etki yapabilir.  Böğürme, yerinde duramama, aşırı hareketlilik gibi ikincil belirtilerle kızgınlık saatinin doğruluğunu pekiştirmek gerekir.

Gözlemlerin iyi yapılamadığı, kızgınlık tesbitinde hatalar olabileceğinden şüphe duyulduğu durumlarda östrus senkronizasyonu, yani kızgınlıkların müdahale edilerek toplulaştırılması, işe yarar bir çözüm olabilir.

Doğumu takip eden belli bir süre içerisinde inekler tohumlanmaz.  Bu süre en az 45 gündür.  Buna “gönüllü bekleme süresi” adı verilir.  Gönüllü bekleme süresi ineğin tekrar döl tutmaya hazır hale gelmesi için gereken zaman olup, işletmeden işletmeye değişir.  Yüksek verimli ineklerin olduğu işletmelerde bu sürenin 70-90 gün arasıda olması normaldir.  Gönüllü bekleme süresinin ne şart altında olursa olsun yüz yirmi günü geçmemesi gerekir.  Böyle durumlar söz konusu olduğunda buzağılama aralığı uzayacak ve işletme “döl kaybı” ile karşı karşıya kalacaktır.

Özet olarak; başarılı bir kızgınlık tesbiti işletmedeki düşük gebe kalma oranını önleyecektir.  Bunun için iyi bir kayıt sistemi, kızgınlığı görecek eğitimli bir kişi ve uygun zamanda tohumlamayı yapacak deneyimli bir kişi gerekir.  Tohumlamayı yapacak olan deneyimli veteriner hekim ya da teknisyen doğru çözündürme ve doğru tohumlama prosedürünü uygularsa, bu kızgınlık tesbiti ve tohumlama koordinasyonu ile her zaman doğru sonuçlar alınacaktır.