Özellikle buzağılarda hayvan sahiplerini tedirgin eden, korkutan ishallerin başında sıyrıntılı ve pseudomombranlı ishaller (diyare) gelmektedir. Bazen dışkı ile birlikte bağırsağın şeklini alan bir doku (pseudomembran = yalancı membran) gelir. Bazen de bağırsak sıyrıntıları göze çarpar. Zaten çiftlikler için önemli bir sorun oluşturan ishaller bir de böyle görüntülerle birleşirse işletmede büyük bir heyecan yaratır.

Aşırı ve uzun zamandan beri antibiyotik kullanılan ishal vakalarında Clostridium difficile adı verilen mikroorganizma tarafından oluşturulan ve bilim insanlarınca “antibiyotik kullanımına bağlı diyare” olarak adlandırılan bu tip ishallerde dışkıda pseudomembran (yalancı membran) oluştuğu gözlenir. Adeta bağırsağın bir kısmı kopmuş gibi bir izlenim ortaya çıkar. Aslında mukoza sıyrıntıları ve orada oluşan kanlı bağırsak yangısından dolayı meydana gelen pıhtılaşma ve fibrin dokusunun oluşturduğu bağırsak şeklini almış bir yapı dışkıyla dışarıya çıkmıştır.

Bu tip bağırsak yangıları çoğunlukla körbağırsak ve kalın bağırsakta oluşan yapısal reaksiyonların ortaya çıkış şeklidir ve colitis olarak tanımlayabiliriz.

Yalancı membran, kanamalı ishal ve mukoza sıyrıntıları ile kendini gösteren diğer bir sorun ise Salmonella typhimurium ve S. Dublin tarafından oluşturulan enteritlerdir.

Çiftliklerde buzağıları sıyrıntılı bağırsak yangısı ile rahatsız eden önemli bir mikroorganizma, bilindiği gibi, E.coli’dir.

E.coli çeşitli toksinlerle birlikte sorunlar oluşturduğu için, toksinlerine göre, farklı isimlerle anılmaktadır. Toksijenik E.coli (ETEC), kanamaya yol açan E.coli (EHEC), enteropatojenik E.coli (EPEC) gibi.

Enteropatojenik (EPEC) E.coli’nin mukozalara bağlanan ve mukozaları kazıyarak silen suşuna bilim insanları tutunan, bağlanan ve silen anlamında Attaching ve Effacing E.coli adını vererek kısaltılmış haliyle AEEC demektedirler. Sıyrıntılı, kanamalı buzağı ishallerinden bu E.coli’nin özel bir geni (Eae) sorumlu tutulmaktadır.

Sıyrıntılı bağırsak yangıları E.coli’nin meydana getirdiği şiddetli ishallere yol açtığından bağırsaklarda ülserleşmeler de görülebilir. Bu duruma bağlı olarak kanlı dışkı da görülebilir. Bilim insanları bu tip ishaller için çeşitli tedavi metodları geliştirmişlerdir. Çünkü hastalığın ileri halinde bakterinin kana karışması (bakteriyemi) söz konusu olacağından buzağı kaybı yaşanabilir.

Bakteriyemiyi önlemek için ağızdan Amoxicillin trihidrat kullanılmasını, 12 saatte bir tekrar edilmesini, ek olarak kas için Ceftiofur etken maddeli bir antibiyotik uygulamasını öneren yazarlar vardır.

Bazı yazarlar ise Florokinolonları kullanarak iyi sonuçlar aldıklarını bildiriyorlar. Tüm yazarların ortak önerisi, mutlaka antiinflamatuar ilaçların kullanılması yönünde.

Flunixin meglumine ya da meloksikam etken maddeli NSAI ilaçların (kortizon olmayan yangı gidericilerin) tedavi şemasına katılmasının yararlı olduğu bildiriliyor. Dikkat çekilen husus ise; bu antiinflamatuarların 3 uygulamadan daha fazla yapılmaması yönünde. Çünkü fazlasının abomasumda (şirdende) hasar oluşturabileceğine, kanamaya yol açabileceğine işaret ediliyor.

AEEC (tutunan ve kazıyan) E.coli ile uğraşırken kesinlikle, her ishal vakasında olduğu gibi, destek tedavilerinin de önemi çok büyük. Sıvı elektrolit tedavisinin ihmal edilmemesi şart. Çünkü buzağıların ölüm sebepleri; su ve tuz kayıpları, enerji yetmezliği ile birlikte metabolik asidozdur. Bunları gidermeye, en az etkenle mücadele kadar, özen gösterilmelidir.