Çiftlik hayvanlarında hırıltılı solunum birçok problemin belirtisi olarak ortaya çıkar. Bu tarz soluma bazen “ıslık çalma” bazen de “horlama” olarak görülebilir. Hırıltılı solunum çoğunlukla boynu ileri doğru uzatma, ağzını açarak soluma, sık soluma, soluk alma güçlüğü ya da yetiştiriciler arasındaki deyimle “karnını dövme” yani abdominal soluma şeklinde olabilir. Böyle durumlarda burun delikleri genişlemiş, bazen de gözler kızarmıştır. Bu belirtiler bize hava yollarının tıkandığını ya da daraldığını anlatır.

Çiftlik hayvanlarında hava yollarını tıkayan veya daraltan birçok sebep söz konusudur. İlk akla gelenler; aktinobasilloz, aktinomikoz ve solunum yolu enfeksiyonlarıdır.

Ancak; sebepler bunlarla sınırlı değildir. Bölgedeki tümörler (adenokarsinom, lenfosarkom), ödem, kistler, aşırı toz birikmesi, balgam birikmesi, apse, anafilaktik şok (allerji) gibi problemler hırıltılı solunuma yol açar.

Ayrıca ırklara özel bozukluklar da akla gelir. Örneğin; Texel ırkı koyunlarda ve Belçika Mavisi sığırlarda “Laryngeal chondropaty” adı verilen gırtlak kıkırdağındaki bozukluklar hırıltılı solunuma yol açar.

Suffolk ırkı koyunların burun ve yüz yapıları hırıltılı solunum yönünden büyük ölçüde yatkınlık yaratır. Koyunların burun kurdu (oestrus ovis), sığırların sinusitis hastalığı, buzağıların difterisi hırıltılı soluma belirtisi ile karşımıza çıkarlar.

Bütün bunların arkasında neler olduğuna bakalım; Actinomycosis ve Actinobacillosis hastalıkları yetiştiriciler arasında domuz başı (yumru çene), odun dil olarak bilinir. Actinobacillus lignieresi, Actinomyces bovis adı verilen mikroorganizmalar tarafından oluşturulan enfeksiyonlardır.

Solunum yolu enfeksiyonları ise virüsler ile birlikte pasteurella , Histophilus somni, mycoplasma gibi mikroorganizmaların birlikte oluşturduğu çok faktörlü bir hastalıktır.

Bazen Rhinosporidium seeberi ve diğer mikotik (mantar) enfeksiyonlar sebebiyle burun deliği içerisinde doku üremeleri olabilir.

Alerjik rhinitis, ısı stresi gibi sorunlar da hırıltılı solunuma yol açar.

Actinomycosis, actinobacillus gibi enfeksiyonların tedavisi iyot ile birlikte penisilinli antibiyotiklerin kullanılması sonucunda tedavi edilebilirler.

Ancak, her şeyden önce doğru teşhis gerekir. Doğru teşhis doğru tedaviyi sağlayacaktır. O yüzden hırıltılı solunumun öksürük, burun akıntısı, güç soluma, gözlerde akıntı gibi diğer belirtilerle birlikte ele alınması gerekir.

Solunum yolu enfeksiyonlarında koruyucu hekimlik çok önemlidir. Ancak; koruyucu hekimlik konusunda hatalar, eksiklikler ve ihmaller varsa, tedaviye gerek duyulacaktır. Tedavi antibiyotikler, antienflamatuar (yangı giderici) ilaçlar ve balgam söktürücüler ile yapılabilir. Fakat her zaman olumlu sonuç alınamaz.

Ödem ile ilgili bir solunum yolu tıkanması ya da daralmasından şüphe ediliyorsa veteriner hekimin uygun gördüğü şekilde kortizonlu ilaçlar, idrar söktürücüler kullanılabilir. Her zaman doğru olan koruyucu hekimliktir. Aşısı olan hastalıklara karşı mutlaka aşı yapılmalı, aşıların uygulanması tercihen kuru dönemde olmalıdır. Solunum yolu enfeksiyonlarını önlemek için öncelikle stresin önlenmesi gerektiği akılda tutulmalıdır. Daha sonra virüslere karşı aşılar ile Pasteurella aşıları tekrarlı (rapelli) olarak yapılmalıdır.

Koruyucu hekimlikte hayvanlar ısı stresinden, tozlu ortamdan, amonyak dolu barınaklardan uzak tutulmalıdırlar. Bilim insanları solunum yolunun çiftlik hayvanlarının “Aşil Tendonu” olduğunu söylemektedirler. Yani solunum yolu ve özellikle akciğerler en hassas organlardır. O yüzden havalandırma ve serinletmenin büyük önemi vardır.

Hayvanlara mineral ve izmineral destekleri verilmeli, parazit mücadeleleri ihmal edilmeden yapılmalıdır.