Buzağıların dışkısında kan görülmesi çoğunlukla akla Koksidioz vakalarını getirmektedir. Fakat burada takılıp kalmak doğru değildir. Çünkü buzağıların dışkısında kan görülmesine sebep olan başka hastalıklar da vardır.

Eğer bir hastalıkta takılırsak, örneğin; Koksidiyoz ile uğraşırken vakit kaybedersek, buzağıyı kaybedebiliriz. İshal, özellikle kan kaybıyla birlikte görülen ishal, buzağıyı hızla çökertir, küçücük buzağı bu kayıplara dayanamaz.

Kanlı dışkı ile karşımıza çıkabilecek diğer hastalıkları gözden geçirelim; Hemorajik enterotoksemi, enterohemorajik E. coli enfeksiyonları, rotavirus ishalleri, Salmonellosis, nekrotik enteritis, BVD tip 2 (Trombositopenik BVD). Görüldüğü gibi koksidiyozdan başka 6 adet daha kanlı dışkı ile seyreden hastalık sayabiliyoruz.

Klostridyum enfeksiyonları genelde ani ölüm ile sonuçlanır. Eğer belirti görülecek kadar zaman olursa kanlı enterotoksemi (hemorajik enterotoksemi) söz konusu olabilir.

İshalin başlıca etkeni olan E. coli’nin bir çeşidi kanlı ishal ile kendini gösterir. Buna Enterohemorajik E. coli adı veriliyor.

İlk hafta içerisinde rotaviruslar kanlı ishale yol açabilir.

Salmonella enfeksiyonu (Salmonella enterica subspecies enterica) şiddetli karın ağrısı, aşırı sulu ishal ve dışkıda kan ile ortaya çıkar.

Nekrotik bağırsak yangısı (nekrotik enteritis) sebebi tam olarak bilinmeyen, kanlı ve sümüksü dışkı ile ortaya çıkan bir buzağı hastalığıdır. Hastalığı Klostridyum perfringens ve E. coli’nin birlikte oluşturduğu tahmin ediliyor.

Bovine Viral Diyare (BVD), bilindiği gibi, bir viral enfeksiyon. BVD tip 2, özellikle Trombosit azlığı ile seyreden BVD enfeksiyonu kanın pıhtılaşmasındaki aksaklıklara ve dolayısıyla buzağılarda kanlı dışkıya sebep olabilir.

Kanlı dışkı söz konusu olduğunda genel belirtilere ek olarak diğer belirtiler de göz önüne alınmalıdır. Buzağının kaç günlük olduğu önem taşıyan bir konudur.

Zayıflama, susuzluk (dehidrasyon) zaten tümünde söz konusu olacaktır. Gözlerin yuvalarına çökmesi, derinin elastikiyetini yitirmesi bize susuzluk olduğunu gösterir.

Bu genel belirtilere iştahsızlık ve durgunluk da eklenir. Ama hastalıklara yönelik özel belirtiler de ele alınmalı, örneğin; diş etinde, dudak ve dilde ülserler olup olmadığı kontrol edilmeli, laboratuvar tetkiklerine başvurulmalı, ayırıcı tanı yöntemiyle gerçek hastalık ortaya çıkarılmalıdır.

Koruma:

Korumanın temeli sürü yönetiminin ana ilkelerine dayanır.

Kuru ve temiz barınaklar, aşısı olan hastalıklara karşı aşılama yapılması, antiserumu olan hastalıklarda doğum olur olmaz derhal antiserum kullanılması, göbeğin dezenfeksiyonu ve tekrarı, kalabalık ve karışık barınaklardan uzak durmak başlıca koruma yöntemleridir. Her türlü stresi yok edecek şekilde davranmak gerekir. Örneğin; nemli ve soğuk ortamların stres faktörü olduğunu unutmayalım. Hastalık görüldükten sonra yapılacak en akıllı iş derhal hastaları sağlıklılardan ayırmaktır.

Zaman kaybı ve ihmal buzağı kaybı ile sonuçlanır.