Süt sığırcılığında olduğu gibi sütçü tip koyun-keçi yetiştiriciliği yapan işletmelerde de meme yangıları (mastitis) başlıca sorunlardan biridir.
Sütçü sığırlarda mastitise sebep olan mikroorganizmaların çoğunluğu, koyun-keçilerde de mastitis etkenleri arasında sayılabilirler. Bunların en önemlisi Staph.aureus’tur.
Koyun ve keçilerde de mastitisler subklinik (gizli) ve klinik olarak görülebilirler. Ayrıca; küçük geviş getirenlerin mastitisleri gangrenleşmeye çok eğilimlidir. Mastitis vakaları kısa sürede gangrenli mastitise dönüşür, meme mor renk alır ve soğuk hale gelir. Bu durumda memenin tekrar düzelmesi söz konusu olamayacağı gibi, koyun veya keçinin hayatı da tehlikeye girer. Staph.aureus, E.coli, Clostridium perfringens ve akut Pasteurella mastitislerinde gangrenli durumlara sıkça rastlanır.
Staph.aureus mastitisleri subklinik (gizli) hale dönüşebilirler. Staph.aureus’un kendini bir biofilm tabakasının içine gizlemesi çoğunlukla gizli ve hatta kronik mastitis yönünden tehlikeli bir durumdur. Diğer yandan Staph.aureus’un vücudun savunma sistemi üzerinde, özellikle akyuvarlar üzerinde, yaptığı toksik (zehirli) etkiler problemi daha ciddi bir hale getirir.
Koyun ve keçi mastitislerini bazı hastalıklar ile birlikte de görebiliriz. Bunların başında bulaşıcı agalaksi, yani süt kesen hastalığı gelir. Mycoplasma agalactiae adı verilen mikroorganizmanın sebep olduğu hastalık göz, eklem ve meme yangılarının kombine olarak görülmesiyle bilinir. İşletmelerde eklem yangıları, eklemlerde şişkinlik, göz ve meme yangıları birlikte görülüyorsa bu yönden şüphelenmek gerekir.
Ektima hastalığı ise; yavruların ağız yaralarının meme yangısına sebep olmasıyla ikincil bir problem olarak annelerde mastitis belirtileriyle karşımıza çıkar. Bunun gibi; yavrulardaki Pasteurella etkenlerinin emme ile annelerinin memelerine bulaşması pasteurella mastitisi olarak sürüyü kayıplara uğratabilir. Gerçek hastalığın yanı sıra mastitise sebep olabilecek bir başka sorun ise CAE hastalığıdır. Virus etkenli olan Caprine Arthritis Encephalitis= CAE hastalığında meme “taş meme” tabir edilen şekilde sertleşir.
Sütçü sığırların başlıca mastitis etkeni olan Streptococlar küçük geviş getirenlerde de önemli mastitis etkeni halindedirler. İrinli durumların başlıca sorumlusu Corynebacterium ( Trueperella ) mikroorganizması yine küçük geviş getirenlerde irinli mastitis sebebi olarak sorun oluşturur. Vücudun birçok yerinde, özellikle lenf yumrularına yerleşerek irinli yumrularla ortaya çıkan Kazeöz lenfadenitis hastalığı meme lenf yumrularında da apselere sebep olur.
Koyun ve keçilerde mastitise sebep olabilecek diğer mikroorganizmalar arasında, Pseudomonos, Serratia, Aspergillus, Klebsiella, Candida, Nocardia’ları sayabiliriz. Brusellosis hastalığında ise, asıl problemin yanı sıra, mastitise de rastlanabilir.
Mastitis’in teşhisi için sığırlarda kullanılan CMT (Kaliforniya Mastitis Testi) küçük ruminantlarda da kullanılabilir. Bu kadar çok etkenin bulunduğunu bildiğimize göre, mutlaka etken yönünden tahlil yaptırılmalıdır. Tahlile dayanmayan girişimler başarısız olabileceği gibi, gecikmelerin enfeksiyonu gangrene çevirebileceğini unutmamak gerekir. Küçük geviş getirenlerin mastitisleri kısa sürede tehlikeli ve ölümcül hale gelirler. Hızlı hareket etmek şarttır.
Koruma:
Öncelikle koruyucu aşılamaların yapılması gerekir. Aşı programında ektima, agalaksi, kazeöz lenfadenitis, brusellosis, pasteurellosis, Klostridium ve mastitis aşıları mutlaka yer almalıdır.
Tahlil sonucu Nocardia, Pseudomonas gibi mikroorganizmlar çıkmış ise bu hayvanlar sürüden ayrılmalı ve kesime gönderilmelidir.
Tıbbi olarak temel önlem; hastaların sağlıklılardan derhal ayrılmasıdır. Bu kurala kesinlikle uyulmalıdır.
Rahim yangısı geçirmekte olan ve akıntıları ile çevreyi bulaştıran koyun ya da keçiler ayrı bölmeye alınmalıdırlar. Rahim yangısı (metritis) etkeni olan mikroorganizmalar aynı zamanda mastitis etkenidirler. Ayrı bir bölmeye alınmazlarsa sürüde mastitis vakaları artar. Pasteurella (Mannheimia) enfeksiyonları, solunum yolu yangıları, öksürük ile belirginleşir. Kötü barınak koşulları, havalandırma problemleri, aşırı nemli, ıslak ortamlar yaygın şekilde öksürüğe, emme suretiyle de mastitise yol açacaktır. Önce barınak koşulları düzeltilmelidir.
Sürü yönetiminin temel ilkesi olan “Kuru ve Temiz” sistemi burada da geçerlidir.
Dışarıdan sürüye hayvan alırken özellikle Kazeöz lenfadenitis ( cırtlak, çıban) ektima, agalaksi gibi hastalıkların getirilmemesi için dikkatli olunmalıdır.
Sağım hijyenine dikkat edilmeli, meme daldırma solüsyonları kullanılmalı, yemler Vitamin E ve selenyum ile takviye edilmelidir. Sineklerle mücadele ihmal edilmemeli, kronikleşen durumlarda hayvanlar sürüden çıkarılmalıdır. Koyun ve keçilerin sağılmadıkları dönemde adeleden “Kuru dönem tedavisi” yapılmalıdır. Meme içine verilen kuru dönem ilaçlarının küçük ruminantlarda kullanımına özen gösterilmelidir. Bu ilaçlar inek memesine göre yapılmış olduklarından hazır enjektörlerin uçları küçük ruminantlara göre kalındır. Zorla meme başından sokulmaları meme başını zedeleyebilir. Diğer yandan bu enjektörlerin içindeki etken maddelerin tipik mastitis yapan mikroorganizmalara karşı yeterli olabileceği, bunlar dışında saydıklarımıza yeterli olmayacağı bilinmektedir. Bunlar göz önüne alınarak kurudakilere kas içi uzun etkili antibiyotik uygulamaları daha olumlu sonuçlar verecektir.
Subklinik (gizli) mastitisleri, zaman zaman yapılacak CMT testleriyle veya somatik hücre sayımlarıyla, ortaya çıkarmak yararlı bir uygulamadır.
Mastitislerin başka bir boyutu da insan sağlığına yaptıkları olumsuz etkilerdir. Bazı mikroorganizmaların termostabil (ısıya dayanıklı) toksinleri, mikroorganizmalar yok edilse bile, sütün içinde kalırlar. Bu toksinler sütü içenlerde gıda zehirlenmesi belirtilerine sebep olurlar. Mide bulantısı, ishal ve karın ağrısı şikayetleri ortaya çıkabilir.
Görüldüğü gibi insan sağlığı, hayvan sağlığı ve kazançlı hayvancılık için koyun-keçi işletmelerinde yukarıda saydığımız önlemlere dikkat etmek, ihmallere meydan vermemek gerekir.