Bilindiği gibi inekler geviş getiren, dört mideli hayvanlardır. Normal mideye karşılık gelen bölüm şirden yani abomasumdur. Şirdenin önünde rumen, retikulum ve omasum adı verilen, işkembe, börkenek ve kırkbayır olarak bilinen üç bölüm daha vardır. Bizler geviş getiren hayvanların bu yapıları dolayısıyla bolca ürettikleri sütü ve eti tüketiyoruz.
İnekler bu üretimi gerçekleştirirken işkembelerindeki mikroplardan yararlanırlar. Her bir ml işkembe içeriğinde toplam 10-50 milyar yararlı bakteri bulunur. Ayrıca; ek olarak, 1 milyar civarında da protozoa adı verilen veya infusoria denilen yararlı terliksi hayvancıklar da sindirime yardımcı olur. Sindirimi bunlar gerçekleştirir. Enerjiyi bunlar sağlar. Geviş getiren hayvanlardan sağladığımız et, süt, süt yağı mikroplar sayesinde oluşur. İneğin yediği yemlerde bulunan selüloz, karbonhidrat ve protein içerikli besinleri sindiren mikroplar vardır. Hepsi işlemi sırasıyla yaparlar. Bazı mikroplar nişastalı gıdaları, bazıları proteinli gıdaları, bazıları da selülozu yani lifleri sindirirler. Bu sindirimden çıkan maddeleri ise, diğer bakteriler alarak işlerler, uçucu yağ asitleri dediğimiz, etin, sütün ve süt yağının ana maddeleri olan propionik asit, asetik asit ve bütirik asite dönüştürürler. Yemden ineğin yararlanması, sonuçta da bizlerin etten, sütten, tereyağından yararlanmamız tamamen mikropların becerisidir.
aha başka bir deyimle, biz aslında mikropları besleriz, mikroplar inekleri, ineklerde bizi beslerler. Harika bir sistemdir ve benzeri bir makina yoktur.
Mikroplar ineklerin işkembelerinde ürerler. İnekler sağlıklı olduklarında ölen mikropların yerine yenileri gelir. Mikrop sayısı ve dengesi devam ettikçe her şey yolundadır. Bilinen 21 mikrop ailesi işkembede faaliyet gösterir. Bunların canlıları gibi, ölüleri de işe yarar. İşkembede ölü bakteriler sindirilir ve ineklere saf protein olarak besin sağlamış olurlar.
İşkembede bulunduğunu söylediğimiz 21 farklı aileden mikroplar birbirini tamamlayıcı yönde çalışırlar. Bir grubun sindirdiğini, diğer grup alıp vücuda yararlı hale dönüştürür. Bu durum ise işkembedeki mikrop ailelerinin birbirinin işini sürdürüp, destekleyecek şekilde, dengeli sayıda olmasını gerektirir.
Mikroplar ineklerle birlikte, karşılıklı olarak birbirlerine yardımcı olarak yaşarlar. Mikropların yaşam ortamı ineklerin işkembeleridir. İnekler için en tehlikeli durum ise, yararlı mikropların yaşam ortamlarının bozulmasıdır.
Bakteriler işkembe içerisinde havasız ortamda, yani anaerobik ortamda, yaşarlar. İşkembeye inek yem yerken giren hava anaerobik ortamı bozar. Yararlı bakterilerin ölmesine, sayılarının azalmasına sebep olur. İşkembenin normal Ph derecesi, yani asitliği 6,2 dir. Başka şekilde söylersek bu değer 7 nin altında hafif asidiktir. İşkembede bakterilerin dengesi bozulur, bir grubun ürettiği asitleri, diğer grup alıp değerlendiremezse asit birikimi olur. İşkembe Ph değeri 6,2 nin altına düşer.
Asitlik arttıkça ortamı bozulan mikrop aileleri ölür. Ortamı uygun bulan başka mikrop aileleri çoğalır. Yaşam dengesi bozulunca işkembe faaliyeti durur. İnek için tehlike çanları çalmaya başlar. İneğin sağlığı, işkembe sağlığıyla doğru orantılıdır.
Geviş getirme azalır veya tamamen durursa önce iştahsızlık ortaya çıkar, sonra bu durum ölüme kadar varan kötü sonuçlar doğurabilir.
İşkembenin Ph derecesi bir miktar aşağıya düşer ve sürekli normalin altında seyrederse inek yediğinden yararlanamaz. İştahı azalır ama, tamamen iştah kesilmez. Üretim düşer, süt miktarı, süt yağı oranı ve canlı ağırlık azalır, ineğin ekonomik verimliliği kötü yönde etkilenir. Bunun yaratacağı sonuçlardan biri de yeterli enerjinin üretilememesi sonucu kaliteli, döl tutmaya elverişli bir yumurtanın döl yoluna atılamaması ve döl tutmama olaylarıdır.
Görüldüğü gibi; ineklerin mikrop kardeşliği bozulursa, et, süt, süt yağı verimleri ile birlikte, yavru verimleri de aksayacaktır. Mikropların çalışması verim demektir. İnekleri verimleri için elimizde tutuğumuza göre, onların mikroplarına iyi bakmalıyız. Uygun ortamlarının bozulmamasına yönelik olarak doğru uygulamaları bilmemiz gerekir. Mikropları yaşatır, dengelerini korursak ineklerimiz yaşar, verimli ve kazançlı olurlar.