Suni tohumlama ineklerde ırk ıslahında kullanılan yöntemlerin en başta gelenidir. Evet, birçok yöntem olmakla beraber, halen en çok kullanılan, ırk ıslahı yöntemlerinin yıldızı suni tohumlamadır.
Sektördeki herkes bunu bilmektedir. Ama, suni tohumlamanın en az ırk ıslahındaki rolü kadar sağlık kontrolünde rolü olduğunu da hatırlamak gerekir.
Hatta bizim gibi bruselloz ve tüberkülozun yaygın olduğu bir ülkede, birçok ülkeden çok daha fazla suni tohumlama yapılması şarttır.
Dondurulmuş sperma ile tohumlama dünyada yaygınlaşmıştır. Uygulama esnasında pistole adı verilen bir çeşit sonda veya kateter kullanılır. Üzerine de bir kılıf geçirilir. Bu kılıf yani pistole kılıfı her uygulamadan sonra atılır. Tek kullanımlıktır. Suni tohumlamanın en büyük yararı buradadır.
Hastalıkların bulaşması önlenir. Boğanın doğal aşım yapması ise hastalıkların bulaşması için “en güzel” yoldur. Doğal aşımdan kaçınmak ve suni tohumlama yapmak bu sebeplerden dolayı hayvancılığın başlıca koşuludur.
Bugünlerde suni tohumlama uygulamaları yerine doğal aşım tercih edenlerin arttığını duyuyorum. Hatta kamyonla boğa gezdirip ineklere doğal aşım (tabii dölleme) yaptıranlar olduğunu bile duydum.
Bunu yaptıran hayvan sahipleri başta kendilerine ve sonra da ülke hayvancılığına büyük zarar verdiklerinin farkında değiller galiba.
Böyle bir şey olamaz, olmamalı. Suni tohumlama yerine doğal aşımı tercih edenlerin iki ana mazereti var. Birincisi; boğanın atlaması ile daha kolay döl tutma olduğunu söylüyorlar. İkincisi ise; para.
Suni tohumlamanın masrafından kaçıyorlar. Ama yağmurdan kaçarken doluya tutulacaklarının farkında değiller. Kaş yapayım derken göz çıkartıyorlar.
Doğal aşım ile bulaşabilecek hastalıkları sayarsak; tüberküloz, paratüberküloz, bruselloz,Löykoz, Mavi dil hastalığı, BVD-MD, IBR-IPV, Camphylobacter foetus, Trichomonas foetus, Leptospirosis .
Bu hastalıklara chlamydia enfeksiyonları gibi başka hastalıklar da ekleyebiliriz. Bunların bazıları insanlara bulaşabilen, yani zoonoz hastalıklardır. Hepsi döl tutmama ve kısırlık sebebidir.
Yavru atma, ölü yavru doğurma gibi problemlerin başlıca sebebi olan bu hastalıklar biliniyorken konunun “para” ile ilişkisini öne çıkarmak büyük bir cehalet örneğidir.
Ülkemiz döl tutmayan ineklerle ve yavru kayıplarıyla ilgili olarak “bir buzağıya muhtaç” haldeyken nasıl böyle bir yanlış yapılabilir?
Herkes biliyor ki dişi ve erkek buzağı sayımız çok az, ithalatımız giderek artıyor. Döl tutmama, yavru atma, ölü doğum, doğan canlı buzağıların ishal, öksürük, septisemi, enterotoksemi, criptosporidiosis ve benzeri sebeplerden yaşatılamaması gibi sorunlar ortada dururken suni tohumlama yerine doğal aşıma yönelmek akla getirilebilecek en kötü davranıştır.
Hayvan sahiplerinin kesinlikle, ne olursa olsun, tabii döllemeden (doğal aşımdan) uzak durmaları gerekir.
Hayvan sahiplerinin yanlışlarına karşı ise suni tohumlama özendirilmeli, her platformda suni tohumlamanın sadece ırk ıslahı metodu değil, aynı zamanda hastalık önleyici bir yöntem olduğu, hatta “halk sağlığı” için yapılması gerekli bir uygulama olduğu anlatılmalıdır.
Doğal aşım bir çığ gibi üzerimize gelmektedir. Sonuçta hayvan sağlığı, toplum sağlığı açısından ve ekonomik yönden bu çığın altında kalabiliriz.
Bir an önce özendirme dahil tüm önlemler alınmalı, bu yanlış gidişin önüne geçilmelidir.