Dünya’da en çok Avustralya ve Afrika’da görülen bu hastalık ülkemizde de Güney ve Güneydoğu illerimizde görülüyor. Hastalığa Ephemeral Fever veya Bovine Ephemeral Fever ( BEF) adı da veriliyor. Ephemera kısa ömürlü bir böceğin ismi. Hastalık üç gün içinde geçiyor düşüncesiyle üç gün hastalığı veya Ephemeral Fever adı verilmiş olsa da ne yazık ki daha uzun sürüyor ve hasar bırakıyor.
Üç gün hastalığının etkeni bir virus. Virus hayvanlar arasında doğrudan bulaşmıyor. Culicoides veya Anopheline türü sokucu sineklerle bulaştırılıyor. Bu sineklerle de yayılıyor. Sineklerin yoğun olduğu aylarda, sıcak ve nemli havalarda ise yayılma daha hızla oluyor.
Hastalık sığırlarda ve mandalarda görülüyor. Ülkemizde çok manda olmasa da mandanın çok olduğu Çin’de büyük hasarlar yaptığı rapor ediliyor. Hastalığın yayılma oranı gayet yüksek, ancak; ölüm oranı yüksek değil. İnkubasyon süresi yani kuluçka dönemi 2-4 gün. Klinik belirtiler aniden ortaya çıkan şiddetli bir ateş ile başlıyor.
Hastalığın belirtileri:
Hastalık iştahsızlık, durgunluk, titreme, gözden ve burundan akıntı, soluk alma güçlüğü, topallık, süt veriminin birdenbire düşmesi ile kendini gösterir. Süt verimi hayvan iyileşse bile o laktasyon boyunca eski seviyesine gelemez. Hasta sığırlar yatarlar ve kalkamazlar. Bu geçici felç hali 8 saat ile 1 hafta arasında sürebilir. İri yapılı, vücut kondisyonu güçlü olan sığırlar ile yüksek süt verimi olan inekler hastalıktan daha çok etkilenirler.
Ağızdan salya akması, göz çevresinin şişmesi, huzursuz haller, deri altında, çene altında ve eklemlerde şişlikler dışarıdan görülebilecek diğer belirtilerdir. Hastalık etkeni olan virus kanda kısa süre kalır.
Ancak; hasarlar problemin sürmesine sebep olur. Hastalığı yayan sinekler rüzgarın da yardımıyla uzun mesafelere giderek hastalığı taşırlar. Sıcak ve nemli havalar sürdükçe hastalığın yayılması da sürer.
İnekler yavru atabilir. Özellikle gebeliğin 8 inci ayını aşmış ineklerde yavru atma ihtimali daha yüksektir. Yavru atan inekler ilerideki yaşlarında tekrar gebe kalabilirler. Hasta hayvanın akciğerlerinde ve lenf bezlerinde ödem görülmesi tipik bir belirtidir.
Akciğeri şişmiş ineğin solunum güçlüğü çekmesi de belirgindir. Hastalığı atlatan sığır taşıyıcı (portör) kalmaz.
Teşhis:
Hastalığın coğrafi bölgesi, belirtileri ve mevsimi itibariyle klinik olarak teşhisi kolaydır. Bazı hastalıklar ile karışma ihtimali olsa da klinik teşhisi zor değildir. Laboratuvar teşhisi için kan gönderilmesi gerekir.
Sağıtım:
Üç gün hastalığının etkeni virus olduğu için doğrudan sağıtımı mümkün değildir. Anti inflamatuvar- ateş düşürücü, ağrı kesici ilaçlarla tedavi edilir. Felç halindeki hastalara süt humması (doğum felci) tedavisindeki gibi bir tedavi uygulanır.
Enjeksiyonluk kalsiyumların damardan verilmesi yararlı olur. Destek tedavilerinden yani B vitamini, C vitamini gibi enjeksiyonlardan yarar görülür.
Etkenin virus olması sebebiyle antibiyotik kullanımının doğrudan bir faydası olmaz. Buna rağmen ikincil problemlerin önlenmesi amacıyla antibiyotik kullanılabilir. Damar içi izotonik serumlar verilebilir.
Erken tedaviye başlamak her zaman başarıyı arttırır.
Üç gün hastalığı insanlara bulaşmaz.
Koruma:
Virusun sineklerle bulaştığı bilindiğinden ilk akla gelen önlem sinek mücadelesidir. Ancak; pratikte başarı sağlanabilen bir yöntem değildir.
Avustralya’da aşısı vardır. Ülkemizde piyasaya verilmiş olan yasal bir aşısı yoktur.