Süt sığırcılığı işletmeleri bazı gider kalemlerinden tasarruf edebilirler mi? Bu giderler içerisinde herkesin bildiği gibi en önemlisi yem gideridir. Yem giderlerinden kesinlikle tasarruf edilmez. Yem giderlerinden tasarruf etmek yerine, verimi artırmak ve bir litre sütü ucuza mal etmek hedeflenmelidir.
ABD’deki çiftçiler arasında “yemden tasarruf eden, işten çıkar” diye bir söz vardır. Yıllar içerisinde yemden tasarruf etmeye kalkan işletmeler, gerekli verime ulaşamadıklarından, sonunda işi bırakmak zorunda kalmışlardır. Yem deyince kaliteli kaba yem ve onu verim yönünden destekleyen kaliteli karma yem akla gelmelidir. Verim deyince ise, hem süt, hem de buzağı verimi düşünülmelidir. Yemden tasarruf etme çabası daha az süt, daha az buzağı ve daha az kazanç anlamına gelir.
Yemden tasarruf iyi sonuç getirmez. Ancak; 1 litre sütün maliyeti ucuzlatılabilir. İnekler genellikle doğumu takiben 30 uncu gün ile 100 üncü gün arasında yüksek miktarda süt verirler. Bu dönemde süt verimi o kadar yüksek miktarda olur ki, 1 kg yem kuru maddesi ile 3 litre süt elde edilebilir. Sonraki günlerde, 100 üncü ve 180 inci günler arası, 1 kg yem kuru maddesiyle ancak 2 litre süt elde edilebilir. Giderek süt miktarı düşer ve 180 günden sonra 1 kg yem kuru maddesiyle 1 litre süt elde edilir. İşte o zaman “süt ucuz, yem pahalı” olur. Yapılması gereken takvimi tekrar başa döndürmektir. Yani; ineği gebe bırakmaktır. İnek tekrar gebe kaldığında 30-100 gün arasındaki en kazançlı günlere yeniden ulaşmış oluruz.
Tam tersi; inek uzun süre gebe bırakılamazsa 1 kg yem kuru maddesi vererek 1 litre süt aldığımız dönem uzar, hatta daha da aşağıya düşerek 1 kg yem kuru maddesiyle ancak 800 ml. süt elde edilebilir. Böyle olunca süt pahalıya mal olur. İşletme zarar eder “süt ucuz, yem pahalı” demeye devam ederiz.
En verimli günleri tekrar tekrar yaşamak için, ineğin 120 günden daha fazla boş kalmaması şarttır. Tabii en fazla 120 gün. Boş günlerin daha az olması daha kazançlı bir iş yaptığımızı gösterir. Bu yönden bakarsak, sadece buzağı almak için değil, sütü ucuza mal edebilmek için de “döl verimi” büyük önem taşımaktadır. Böylece tasarrufa değil, verime odaklı bir iş yapmış oluruz. Süt sığırcılığı işletmesi bu şekilde hareket ederek 2 verimi birden sağlar. Süt ve buzağı.
Demek ki; kazanç tasarrufla değil, verim elde etmekle mümkündür. Başka tasarruf edilebilecek giderler var mıdır? İşletmenin geleceği olan ırk ıslahı ve koruyucu hekimlikten tasarruf edilmesi önerilmez. Zaten ırk ıslahı ve koruyucu hekimlik masraf değil, yatırım olarak kabul edilmelidir.
Tüm işletme giderleri arasında bu kalemlerin yeri çok düşüktür. Her bir kalem %2’şerlik pay tutar. Yem, enerji ve işçilik gibi işletme giderlerinin yanında çok düşük payı olmasına rağmen, işletmenin geleceğinde en büyük paya sahip olan 2 kalem vardır. Kaliteli sperma kullanmak ve koruyucu hekimlik sistemine uygun hareket etmek. Ayrıca; koruyucu hekimlik sistemli bir şekilde sürdürülürse ilaç, özellikle antibiyotik masraflarından tasarruf edilebilir. Kayıplar önlenir.
Özet olarak; süt sığırcılığı yapan işletmeler kayıpları önlemek ve verim almak yönünde çaba gösterirlerse sektörün içinde kalabilecekler, başarılı olabilecekler ve sürülerini, isterlerse, büyütebileceklerdir.
Son söz: Tasarruftan değil, verim artışından kazanç sağlarız.