Ülkemizde süt sığırcılığı yapılan işletmelerde, ne yazık ki, barınaklar, damlar, ahırlar sürü yönetimi sistemine uygun değil. Tabii ki sürü yönetimine uygun olmayan barınaklar hayvan refahına da uygun değil.

ABD’de süt sığırcılığı ile uğraşanlar hayvanlara sağlanan refahın verim ve sağlık yönünden olumlu etkilerini gördükten sonra bu konuda çok özenli davranmaya dikkat ediyorlar. Bizde de bunu kavrayan işletmeler oluşmaya başladı. Fakat halen birçok işletme sürü yönetimi açısından uygun olmayan yerlerde hayvancılık yapmaya devam ediyor.

Yıllardan beri izlediğim ve bana gelen sorulardan anladığım kadarıyla aşağıda listelediğim hatalar hayvanların yaşamlarına uygun olmadığı gibi hayvanların konforunu bozan, hayvanlarda sıkıntı yaratan bir şekilde sürüp gidiyor. 

Bütün hayvanlar aynı yerde. Buzağı, dana, düve, inek, erkek dana ve bazen boğa bile aynı yerde. Bunlar ayrı bölmelerde olmalı. Sık sık kazalar oluyor erkek hayvanlar dişileri rahatsız ediyor. İstenmeyen döllenmeler söz konusu oluyor. Hayvanlar arasında kavga söz konusu olduğunda yaralanmalar, yavru atmalar ortaya çıkıyor. 

Zaten adı geçen damlar çoğunlukla pis ve ıslak. Yani sürü yönetiminin temel kuralına aykırı. Temel kuralı hatırlayalım; kuru ve temiz. 

Duvarlar içerideki hayvanlar için tam bir eziyet. Amonyak dolu havalandırmasız damlar solunum yolu enfeksiyonlarına zemin hazırlıyor. Aynı zamanda her türlü enfeksiyon bu gibi barınaklarda hızla yayılıyor.

Bana çok sorulan konulardan biri de terleme. Hâlbuki konu terleme değil. İçeride biriken su buharının hayvanlar üzerinde yoğunlaşması. Böyle durumlarda en ufak bir hava akımı (cereyan) derhal “üşütmeye” sebep oluyor. Gerçekte bu hayvanlar”üşütmesin“diye kapalı barınaklara konulmuştu. 

ABD’de de kapalı barınaklar var. Fakat bir havalandırma sistemi mutlaka düşünülmüş. Fanlar, çapraz havalandırma sistemi, tünel tipi havalandırma,pozitif basınçlı havalandırma gibi havalandırma yöntemleri kurulmuş. 

Kapalı ve boynundan bağlı damlarda inekler sürekli betonun üzerinde yatıp kalkıyorlar. Yine bana gelen sorulardan anladığım kadarıyla bu ahır yapısı bursitis ise yani eklem yastığı iltihabına yol açıyor. Tabii bazen de eklem iltihabına. 

Altlarının beton olup, ineklerin canlı ağırlıklarının 500, 600, 700 kg civarında olduğunu ve her yatıp kalkma esnasında eklemlerin betona vurduğunu düşünürsek gerçekten büyük eziyet. 

Tıbbın temel ilkesi hastaları sağlıklardan ayırmaktır. Fakat birçok çiftlikte hastaları ayırmak için revir ya da karantina bölümü yok. Hastayı derhal ayırmak gerekirken karşımıza başka bir yer olmadığı ile ilgili engeller çıkıyor. Kesinlikle ayrı bir yer olmalı. Çünkü hastalık hızla diğerlerine bulaşıyor. 

Ayrı bir bölüm olarak, çoğunlukla, bir doğum bölümü de yok. İnekler doğumlarını diğerlerinin arasında yapıyorlar. Bir doğum boksu olmalı. Doğumdan önce inekler temiz, kuru bir yere alınmalı. Doğum ayrı bir yerde gerçekleşmeli ve doğumdan sonra hemen temizlenip dezenfekte edilmeli.

Bu bölüm bol altlıklı ve geniş olmalı. İneğin sancılanması için yeterince zaman ve yer tahsis edilmeli. Doğum boksunun genişliği ile kolay doğum arasında yakın bir ilişki var. O yüzden doğum bölümünün en az 3,5 m x 3,5 m olması özellikle öneriliyor.

Ayrıca; doğum boksu karantina ve revir olarak kullanılmamalı. 

Kapalı ve boynundan bağlı sistemler dışında yarı açık ve serbest sistemlerde de birtakım sorunlar var. Böyle barınaklarda, kesinlikle, kurudaki inekler, laktasyondaki inekler, düveler, erkek danalar ve buzağılar ayrı yerlerde olmalıdır. 

Yeni doğum yapmış inekler ile diğerleri aynı yerde yatıp kalkmamalıdır. 

Lohusa inekler uzun süre, yetiştiriciler arasındaki deyimle, içini temizlerler. Yani döl yolundan akıntı gelir ve bu akıntılar etrafa yayılır. Hâlbuki bu akıntıların içerisinde çok sayıda mikroorganizma vardır, başta Trueperella pyogenes. Bu irindenden sorumlu bakteri diğer dişi hayvanlarda mastitis ve metritis (rahim iltihabı) etkenidir. 

Trueperella pyogenes aynı zamanda buzağılarda eklem yangısı(artrit) ve göbek yangısı (omphalit)etkenleri arasında da yer alır. Bu mikroorganizma birçok yangısal durumda E. coli ile iş birliği yapar ve hastalığı şiddetlendirir.   

Sıklıkla gözlediğim sürü yönetimine aykırı bir durum da aşırı kalabalık barınaklar. Süt sığırcılığı sayı olarak artan bir işletmedir.  Baştan, kuruluş döneminde kapasite ve artacak olan kapasite doğru hesaplanmalıdır. Sonradan hayvanları sıkıştırarak yaşam alanlarını daraltmak, yemlik önünde ikinci sıra oluşturacak hale getirmek doğru değildir.

Yemler kapalı ve boynundan bağlı sistemlerde damın bir kenarında depolanmaktadır. İpinden kurtulan hayvanların kesif yemlere ulaşıp aşırı miktarlarda yediklerini ve asidoz olduklarını duyuyoruz. Bazen bu yüzden ölümler bile söz konusu oluyor. Özellikle kesif yem, arpa, mısır, buğday gibi taneli yem depoları hayvanların olduğu yerde olmamalıdır. Bu tip kazalar sıkça karşımıza çıkıyor. Kesif yemlerin hayvanlarla aynı mekân içinde depolanması önemli bir sürü yönetimi hatasıdır.

Konumuz barınaklar, ama yemlerden söz edince aklıma gelen bir sürü yönetimi hatasından daha söz edeceğim. Yemlerin sıklıkla değiştirilmesi ya da değiştirilmek zorunda kalınması. 

Çokça karşılaştığım bir soru; Silajım bittiği yerine ne koyayım

Bu sürü yönetiminde yapılmaması gereken, çok büyük bir hatadır. Silaj yapılırken ihtiyaç bir yıllık değil 13,5 aylık hesap edilmeli, bunun üzerine %15 de fire payı eklenmelidir. Silajın yerini alacak yem yine silajdır, üstelik kaliteli bir silaj. Dolayısıyla silaj bittiğinde yerine konulacak başka bir yem yoktur. Böyle sorunlar sürüde en az 15 günlük bir bocalamaya ve beslenme stresine yol açar. Hastalıklara davetiye çıkartır. 

Sürü yönetimine uygun olarak yapılmış, hayvan refahını ön plana alan barınaklar verimi arttırır. Öncelikle duvarlardan kurtulmalıyız. Yerine perde sistemleri, yaz ayları için de duş ve fan sistemleri koymalıyız. 

Serinletme sistemleri ile donatılmış, duvarsız ama perdeli sistemler refahı, dolayısıyla da verimi arttıracaktır. Yazın ineklerin yaşadıkları sıcak stresinin süt miktarını, süt yağ oranını düşürdüğünü, sanırım, herkes biliyor. Ama ötesi de var, sıcak stresini takiben döl verimi sorunları ve topallık ortaya çıkıyor. 

Duvarsız, perdeli barınaklar, gruplara göre bölümler, yem depoları, inek döşekleri, uygun yatma yerleri gibi tadilatlar için, belki, üreticilere bir destek verilebilir. Halen hayvancılık yapmakta olanların mevcut barınaklarında tadilat yapmak üzere tarım bakanlığının bir tadilat desteği vermesi yerinde olur. 

Diğer yandan yeni yapılan barınaklarda duvarsız, perdeli, sıcak stresi ile ilgili baş edebilecek yapıda damlar yapılması sağlanmalı, hatta gerekli destekler verilerek, zorunluluk haline getirilmelidir.

Bir yandan eziyet ettiğimiz hayvanların verimli ve sağlıklı olmalarını bekleyemeyiz.

Stres daha az verim ve daha çok hastalık demektir.