ABD’de boğa spermaları ile ilgili saha çalışmaları çok değerli bilgiler içeriyor. Orada bunları yapmak kolay. Kayıtlar doğru ve düzenli tutulduğu için spermaların vaadettiklerini çiftliklerde görme şansı rahatlıkla kontrol edilebiliyor.
Boğa sperması kataloglarında her yıl giderek artan bazı bilgiler yer alıyor. Örneğin; Meme puanı (UDC), ayak-bacak puanı (FLC), Somatik Hücre Sayısı (SCS), boğanın kızlarının gebelik oranı ( Sire DPR), inek ilk tohumlamada döl tutma oranı (CCR= First service conception rate) ve verimlilik ömrü (PL).
Bu katalog bilgilerinin çiftliklerdeki etkisini ABD’de araştırmışlar. Bir çeşit “gerçekleşme kontrolü” yapmışlar. Acaba sürülerdeki etkileri neler oluyor ?
Meme puanı ve ayak- bacak puanının yüksek, orta ve düşük olması mastitis (Meme yangısı) ve topallık konusunda fark yaratmamış. Buna karşın, diğer konularda belirgin farklar görülmüş.
Boğanın kızlarının gebelik oranı (Sire DPR) yüksek olduğunda çiftliklerde bu pozitif etkiyi görmüşler. %30 daha yüksek gebelik oranı elde edildiği gibi, boştaki gün sayısı da aşağıya çekilmiş.
İlk tohumlamada ineklerin döl tutma oranı (CCR) yüksek olan boğaların kızları, öteki boğaların kızlarına göre; 22 gün önce döl tutarak sürüdeki etkisini göstermiş.
Verimlilik ömrü (PL), bilindiği gibi, boğanın kızlarının diğer boğaların kızlarına göre kaç ay daha fazla sürüde kaldığını gösteren bir değerdir. Verimlilik ömrü düşük olan boğaların kızlarının %71 oranında daha erken sürüden çıktığı saptanmış.
Düşük PL (Verimlilik ömrü) değeri olan boğaların kızlarında %58 daha fazla topallık, %57 daha fazla mastitis görülmüş. PL ne kadar yüksekse sürüler o kadar “dertten uzak” kalmışlar.
Özetle; SCS, Sire DPR, CCR, PL değerlerinin yüksek olmasının, sürülerde gerçekleşme kontrolleri yapıldığında, çok olumlu yönde sürüleri etkilediği gözlenmiş.
Gelelim ülkemizdeki duruma. Bizde iki büyük problem var. Birincisi; kayıt ve takip sistemimiz onlar kadar detaylı, titiz bir şekilde yürümüyor. Bu gerçekleşmeleri görmek için çok sıkı, doğru ve istatistiksel olarak yeterli kayıt toplamak şart.
İkincisi; ülkemizde bu konuları genetikten çok daha fazla etkileyen sürü yönetimi hataları var.
Somatik hücre sayısı, döl tutma, verimlilik ömrü gibi konuları etkileyen, genetik yeteneklerden çok daha fazla “sürü yönetimi” dir. Çalışmalar kayıt yönünden çok sıkı bir şekilde yapılsa bile; yukarıdaki değerler sadece boğaya bağlı olarak kontrol edilemeyecektir. Boğa dışında birçok parametre mastitisi, döl tutmayı, verimlilik ömrünü etkilemektedir.
Parametreler değişken ve etki eden çevresel faktörler de fazla olunca ABD’deki gibi boğaların katalog değerlerinin sürülerde gerçekleşmesini, ne yazık ki; kontrol etme şansımız olmuyor.
İleriki yıllarda doğru kayıt tutmayı ve sürüyü doğru yönetmeyi öğrenebilirsek, biz de onlar gibi saha kontrolleri yapabiliriz.