Buzağı İshalleri:
Yeni doğan buzağıların ishalleri sık görülen, çoğunlukla çaresiz ve ölümcül bir problemdir. Gerekli önlem alınmamış sürülerde buzağılar belirti göstermeksizin, aniden ölürler veya ishal belirtisi görüldükten sonra buzağıyı kaybederiz.
Gerekli önlemler:
1) Doğuma 1 ay kala gebe inek veya düvenin aşılanması
2) Buzağıya ağız sütünün yeterince içirilmesi
3) Doğumu takiben en kısa sürede antiserum uygulaması
Önlem almak tedaviden daha ucuz ve garantilidir.
Eğer buzağıları koruyamazsak;
Buzağının ölümü, ilaç ve tedavi masrafları, artan bakım giderleri gibi ekonomik kayıplar ortaya çıkacaktır. İshalden kurtulan buzağılar ise her bakımdan geri kalacaklardır.
Ağız sütünün önemi:
Buzağılara doğumu takiben en kısa sürede, en az 2 litre ağız sütü içirilmeli, içtiğinden emin olunmalıdır. Ağız sütü içirmeye devam edilmeli, buzağının ilk 12 saat içinde en az 6 litre ağız sütü alması sağlanmalıdır. Ancak bu şekilde buzağı annesinden koruyucu maddeleri ve besin maddelerini yeterince almış olur. Ağız sütünün daha sonraki günlerde de içirilmesi sürdürülmelidir.
Ağız sütlerinin fazlası ziyan edilmemeli, dondurularak saklanmalı, gerekli hallerde kullanılmalıdır.
Buzağıların Göbek Problemleri
Bu hastalıklar göbek yangıları, göbek fıtıkları ve göbek apseleri olarak karşımıza çıkarlar. Ayrı ayrı olabileceği gibi, üç problem bir arada veya 2 problem bir arada olabilir. Göbek fıtıklarının en önemli nedeni “kısa kopmuş göbek kordonu”dur. Doğum esnasında, özellikle zorla çekip çıkarma uygulanan doğumlarda bazen göbek kordonu kısa kopar. Bu durum göbek fıtığı riskini oluşturur. Doğum olur olmaz göbek kordonunun, deliğin ve çevresinin antiseptik bir solüsyonla, özellikle iyotlu bir solüsyonla temizlenmesi, kordonun iyotlu solüsyona daldırılması göbek yangıları için alınacak başlıca önlemdir. Buzağıların bulunduğu yerin temiz ve kuru olmasına dikkat edilmelidir.
Buzağıların Eklem Yangıları:
Genellikle buzağıların ölümüyle sonuçlanan septisemi hastalığı, buzağının ölmediği hallerde eklem yangıları ile ortaya çıkar. Şiddetli topallık, eklemlerin şişmesi, bazen eklemlerden irin akması söz konusudur. Göbek kordonunun yangısıyla birlikte veya takip eden şekilde de kendini gösterebilir. Bir veya birden fazla ekleme yayılmış olabilir. Çoğunlukla öldürücüdür. Yapılması gereken; doğuma 1 ay kala annenin ( gebe ineğin) aşılanması, doğumu takiben en kısa sürede hazır antiserum uygulanmasıdır. Buzağıların eklem yangılarının ağız sütünü alamamış veya eksik almış buzağılarda görüldüğü bilinmektedir. Dolayısıyla en önemli işin ağız sütünün buzağılara yeterince içirilmesi olduğu unutulmamalıdır.
Buzağıların Solunum Sistemi Hastalıkları
Buzağıların ishalden sonra en önemli kayıp nedeni pnömoni (zatürre, öksürük) yani solunum sistemi enfeksiyonlarıdır. Genellikle doğumu takip eden ilk aylar ile sütten kesme dönemi pnömoni için hassas günlerdir.
Buzağıların zatürresi ( pnömoni) kötü havalandırma koşullarında, kapalı, kalabalık barınaklarda bakterilerle viruslar tarafından oluşturulan, ekonomik kayıplar ve buzağı ölümleriyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Sebepleri çok olduğundan tedavi genellikle başarısız olur.
Ekonomik kayıpların başında buzağının ölümü gelir. Ancak; tedavi masrafları, nükseden hastalığın tekrar tedavi edilmeye çalışılması ve verim düşüklükleri de büyük ekonomik kayıplara yol açarlar.
Zatürrenin tedavi edilmesi mümkün olsa bile, hastalık geçirmiş buzağı hiçbir zaman hastalık geçirmemiş olanlarla aynı seviyede verim veremez. Her bakımdan geri kalır.
Çözüm, aşılamadır.
Aşılama programına kuru dönemdeki inekten (anneden) başlamak gerekir.
Buzağılar doğar doğmaz hazır ANTİSERUM uygulanarak korunurlar ve üç aylık olunca aşılanırlar.
KORUMA, ucuz, kolay ve garantilidir.
TEDAVİ, çoğunlukla başarısız, pahalı ve zordur.
Buzağının tedavi sonucunda ölümden kurtulması ekonomik olarak kayıpların önlenmesi anlamına gelmez. Çünkü; o buzağı artık istenen verimi veremez. Zaten tedavi girişiminde bulunmak yeterince koruyucu önlemin alınmadığını gösterir. Buzağıların bulunduğu yerlerin koşullarını düzeltmek ve aşılama yapmak en akılcı yoldur.