Çiftliklerde her iki tarafın da mutlu olması halinde sürdürebilirlik sağlanır. Yani hem hayvanlar hem de sahipleri mutlu olmalıdır. Demek ki önce etinden, sütünden yararlandığımız hayvanlar mutlu olmalı.
Bu konuyu ‘’hayvan refahı’’ olarak ele alıyoruz. Refah sağlayamadığımız hayvanlardan istediğimiz verimi alamayız. Stres altındaki, sıkıntı içindeki, kötü bakım koşullarında bulundurulan hayvanların verimleri düşük olur.
Düşük verimli hayvanlardan kazanç sağlayamayız. İşletme sürdürülemez hâle gelir. Sonunda işletme kapanır. Zarar eden, borçlu bir işletme ile karşı karşıya kalırız. İşletmenin kârlılığı için hayvanlara uygun bir barınak sağlamak, uygun bir yemleme yapmak, aşılarının eksiksiz yapılmasını temin etmek şarttır. Biyogüvenlik önlemlerini tam olarak aldıktan sonra sürü yönetimi ilkelerine göre bir sistem uygularsak hayvanlardan genetik yeteneklerinde var olan verimi alırız.
Ağrı çeken, sert yerde yatıp kalkmaya zorlanan, amonyak dolu, havalandırmasız, sıkışık barınaklarda tutulan, gerekli aşıları yapılmadığı için hasta olan, yazın sıcaklık stresinden koruyamadığımız hayvanlarla mutlu bir çiftçilik yapamayız. Onları mutlu edersek, onlar da bizi verimleriyle mutlu ederler.
Çiftlik hayvanları cömerttirler. Kendilerine sağlanan olanakları karşılıksız bırakmazlar.